Destek Sitesi platformunda Uzman olmak ister misiniz?

Uzman olmak için Şimdi başvurun.

Hırsızlık Yapan Çocuklar ve Doğru Bir Cezanın Çocuğun Davranışlarındaki Rolü

Oluşturulma tarihi: 18.02.2025 21:56    Güncellendi: 18.02.2025 21:56


HIRSIZLIK YAPAN ÇOCUKLAR
VE AİLE



Bazı çocuklar zaman zaman babasının cebinden para alma; bakkaldan yiyecek çalma türü davranışlara başvurabilmektedirler. Böyle bir durumla karşılaştığınızda hemen paniğe kapılmayın. Bu ve benzeri davranışlar da uzun çocukluk süreci içersinde bazı ailelerin karşısına zaman zaman çıkabilmektedir.

Değerli veliler; şimdi bahsedeceğim psikoloji ilkesini aklınızın bir kenarında sürekli tutun. Çünkü bu ilke çocuk yetiştirme sürecinizde karşılaşacağınız bir çok sorunda işinize yarayacaktır.

Psikolojide temel bir ilke vardır:

"Yapılan bir davranışın sonucunda ortaya konulan tepkiler (cezalar veya mükafatlar) o davranışın tekrar yapılma olasılığını azaltacaktır veya artırıracaktır."

Eğer bir davranış sonucunda çocuk doğru bir tepki (örneğin ceza) görmüş ise bu doğru tepki o davranışın yeniden yapılma olasılığını azaltacaktır. Ancak bir davranış sonucunda çocuk herhangi bir ceza görmemiş ise (veya uygun olmayan bir ceza görmüş ise... Çünkü uygun olmayan bir ceza; ceza sayılmaz.) bu durumda bahsi edilen davranış yinelenecektir.

Yine bir psikoloji yasasına göre; belli sayıda yinelenen - tekrarlanan davranışlarisebir müddet sonra alışkanlığa dönüşecek; böylece çocuk alıştığı davranışı terketmekte zamanla daha fazla zorlanmaya başlayacaktır. Böyle bir davranışla karşılaşırsanız eğer; ceza uygulamasını "kurallarına dikkat etmek" suretiyle anında devreye sokun.

Tıpkı çocuk her hastalandığında uygun ilacı devreye sokmak gibi! Davranış sorunlarının ilacı ödüller ve cezalardır; bunu sakın olaki unutmayın!

Ancak;

1.Hangi ilacın;

2.Hangi sorun durumlarında;

3.Hangi zamanlarda;

4.Hangi dozda;

5.Ve ne kadar süre alınacağının bilinmesi koşuluyla!


Çocuğa; her çalma davranışında bulunduğunda seçtiğiniz uygun cezayı çekinmeden; çocuk bu davranışına devam ettiği sürece ısrarla; sabırla uygulamaya devam edin.

Tabiki bu arada çocuğunuzdaki çalma davranışının nedenini de araştırıp bulmaya gayret edin. Size izah edemediği bir ihtiyacı mı var; yoksa ihtiyacı olmayan şeyleri de mi çalıyor; yoksa dışarıda hırsızlık yapmasını kendisinden isteyen bir sokak çetesine elini – kolunu mu kaptırdı; bunları da anlamaya çalışın.

Kıymetli ebevenler!

"Ceza" dedim. "Bu psikolog neden bahsediyor; acaba ağzından çıkanı kulağı duyuyor mudur" diyebilirsiniz. Evet; bir psikolog olarak ben ne söylediğimin ve bu söylediklerimin sizlerin hayatındaki öneminin farkındayım. Az önce de değindiğim gibi; psikoloji biliminin ortaya koyduğu kesin bulgulara göre ceza; olumsuz davranışların gerek ortaya çıkma olasılığını; gerekse yapılma sıklığını azaltır. Yapılma sıklığı azalan davranışlar ise kısa bir zaman sonra genellikle kendiliğinden sönerler; derken ortadan kaybolurlar.

O halde; yeri geldiğinde; doğru seçilmiş bir cezayı usulüne uygun olmak şartıyla uygulamaktan asla çekinmeyin.

Unutmayın ki biz yetişkinlerin davranışlarında bile cezanın büyük bir önemi vardır.

(Not: Cezaya karşı çıkanlar bilimsel bir gerekçeyle değil; tamamen hissi sebeplerle hareket etmektedirler. Genellikle de dayak; şiddet vb. bir - iki yanlış ceza yöntemine duydukları aşırı öfke ile bir genellemeye giderek cezanın bizzat kendisine de tavır almaktadırlar. Buna psikolojide "genellenmiş tepki" de denilmektedir.)

Dikkat edin!

Kimimiz polisten; kimimiz maliyeden; kimimiz amirinden; kimimiz konu komşudan; kimimiz kaybetmekten; kimimiz Allah’tan; ama mutlaka bir şeylerden korkarak davranışlarımızı kontrol ederiz. Acaba bir şeylerden korkmasaydık kaçımızın hangi davranışları şimdi olduğu gibi dosdoğru olurdu; bir düşünsenize!

Sadece doğru veya yanlış olduğunu bilmek o davranışı yapmak ya da yapmamak için biz koca koca insanların yaşamında bile çoğu zaman yeterli olmazken; nasıl olur da sadece konuşmanın; sadece nasihat edip doğruyu söylemenin (veya henüz sağlıklı seçim yapabilme çağında olmadıkları halde doğruyu onların seçimlerine havale etmenin) çocuklar için kafi geleceğini düşünebiliriz!

Peki ya biz sabırla davranışlarının yanlışlığını bizzat kendilerinin anlamalarını beklerken yapmaya devam ettikleri hatalı davranışları kısa bir süre sonra alışkanlığa dönüşürse; derken isteseler bile onları terkedemeyecek bir duruma gelirlerse?

Kulakları çınlasın; bir ebeveyn vardı. Bir gün kendisine "cezanın davranış kazandırma sürecindeki öneminden" bahsederken sert bir üslupla bana; "hocam; ben asla ceza vermem çocuğuma; ona güzelce anlatırım; anlamasını beklerim; ben cezayı doğru bulmuyorum’" demişti.

Ben de bir benzetmeyle şu örnekleri vermiştim:

Değerli ablacığım; tokat elbetteki tasvip edilmez. Ancak şoka girmiş ve uçuruma doğru yol alan bir şoföre yanındakinin "ben saygıyla; medenice bekleyeyim; inşallah zamanında ayıkır da karşı karşıya olunan tehlikeli durumu bizzat kendisi kavrar" diye düşünmesi; böylece durumu sadece izlemesi; hiç bir şey yapmaması mıdır doğru olan? Ya da bu şoförün kendine gelmesi ve olası bir kazanın önlenmesi amacıyla bir tokat atması mıdır yanlış olan? Aslında normal zamanlarda büyük bir hata olan bu kaba davranış böylesi özel bir anda (ya tokat ya ölüm seçeneği karşısında) şoför için büyük bir iyilik değil midir?

Yine; lastiği patlamış bir kamyon son sürat üzerine gelirken bir annenin evladına "...yavrum; hadi anla; baksana kamyon üzerine doğru geliyor; dur sana bu kamyonun tehlikesini anlatayım; frenin patlaması öyle bir tehlikedir ki..." vs. demesi; böylece çocuğunun sözkonusu tehlikeyi kendi aklını kullanarak kavramasını beklemesi midir doğru olan? Böyle bir durumda doğru olan; yavrusunu can havliyle bir an evvel çekip kurtarmak değil midir? Taki bir yerleri acıyacak bile olsa!

Anne ve babalar için birinci derecede önemli olan; çocuklarına doğru; sağlıklı davranış kalıplarını zamanında kazandırabilmektir.

Yine onlar için birinci derecede önemli olması gereken; çocuklarını yanlış davranış kalıplarını kazanmaktan bir şekilde uzak tutabilmektir. Çünkü çocukları yanlış davranışları kazanmaktan korumak; kazandıktan sonra vaçgeçirmekten her zaman için daha kolaydır.

Unutmayın ki 18 yaş ve altı çocuklar suç işlediklerinde belli oranda ceza indirimine gidildiği; çünkü bu yaş ve altındaki çocukların daha akıl olarak tam fayik ve mümeyyiz (iyiyi ve kötüyü tam olarak ayırabilecek akli olgunlukta) olmadıkları kabul edilir.

Dolayısı ile sizler de çocuğunuzun daha 18 ve altı bir yaşta olduğunu; herşeyi kendi aklıyla kavramasını beklememeniz gerektiğini; çocuğunuzun kendi hatalı davranışlarını kendi aklını kullanarak kavrayıp terkedene kadar geçecek sürede -tabiri caizse- kurbağanın gözünün çoktan patlamış olabileceğini hiç unutmayın.

Psk. İzzet Güllü