Genel itibariyle 11;12;13 ila 18;19;20’li yaşlar arasını kapsayan ergenlik evresi gelişim dönemleri içersinde apayrı bir öneme sahiptir. Bu devrede çocuğunuzun yaşaması kaçınılmaz olan bazı duyguları; tepkileri; davranışları önceden bilmezseniz eğer bunları bir önemli bir sorun gibi algılayabilir; böylece baş vuracağınız yaklaşımlarınızla bu dönemi hem çocuğunuza hem de kendinize zehir edebilirsiniz.
Bu konuda yardım almak amacıyla bizlere çok sayıda aile baş vurmakta; sorun olarak ergenlik döneminin tipik belirtilerini sayıp bizden ortada önemli bir problem olduğunu duymayı beklemektedirler. Daha bir – iki belirtiden bahseder bahsetmez; "Lütfen durun; sonrasına ben devam edeyim; çocuğunuzda şunlar şunlar da var değil mi?" dediğimizde çoğu velinin yüzünde sanki "nerden bildiniz" dercesine ve şaşırma ifade eden tuhaf bir tebessüm belirmekte; açıklayıcı bilgilerden sonra neredeyse bütün veliler sorunları hallolmuş ve son derece rahatlamış bir biçimde kliniği terketmektedirler.
Her gün onlarca tekrarı yaşanan bu vaka örnekleri aynı zamanda "Faydalı bilginin şifa olması" gerçeğinin de farklı bir açıdan ifadesidir.
Diğer yandan; toplumumuzda ergenlik dönemi sadece erkeklere has bir dönem gibi kabul edilir. Bu yanlış bir kabuldür. Oysa bu dönem hem erkekler hem de kızlar için aynı derecede geçerllidir. Bu nedenle; ergenlik döneminde erkek ya da kız her çocuk bedensel olduğu kadar psikolojik olarak da hızla değişir. Anne - babalar bu hızlı değişimin ergen üzerindeki yansımalarını kabullenmekte çok zorluk çekerler. Çünkü bu dönemde ergen genel tavır ve davranışlarıyla eskisi gibi değildir artık.
Ergen bu dönemde genellikle;
_Daha bir sinirlidir.
_Dahası alıngandır; huysuzlaşmıştır; laf söylemeye gelmez; çabup tepki verir; asidir.
_Çok sık olarak offf! çeker.
_Agresiftir.
_Akıl vermeye asla gelmez.
_Çok şeyden ve çok çabuk sıkılır.
_Dikkat çekmeyi sever.
_Çok duygusaldır; bütün duygularını inişli - çıkışlı olarak ve yoğun yaşar. Sık sık odasına kapanır. Yalnız kalmayı bu dönemde daha çok sever.
_Kardeşleriyle sık sık çatışmaya girer; anne ve babasının kardeşlerini kayırdıklarını; bu nedenle de kendisine haksızlık ettiklerini düşünür. Hatta zaman zaman evden kaçmayı bile düşünebilir. Bazı anlar olur ki aklından intihar düşünceleri bile geçer.
_Fiziğiyle; dış görünümüyle çok ilgilenir. Çoğunlukla da kendisini beğenmez.
_Yine bu zor dönemde içine kapanabilir; utangaç; çabucak yüzü kızaran; çekingen; iletişim kurmaktan kaçınan biri haline gelebilir.
Kıymetli Veliler; bütün bunlar her ergenin üç aşağı - beş yukarı yaşayacağı doğal tutum ve davranışlardandır. Biliyorum; bahsi edilen tavır ve davranışların hepsi birden çocuğunuzda olmayabilir. Yine biliyorum; bu sayılanlar çocuğunuzda biraz daha fazla da olabilir. Olsun; bunlar hiç önemli değildir. Gribin biraz şiddetli geçiriliyor olması kanser olduğumuzu göstermez! Çok hafif de olsa; biraz şiddetli de seyretse grip; griptir. Siz eğer giribi bütün belirtileri ile tam ve doğru olarak tanımasaydınız giribin tipik belirtileri olan öksürmekten; şapşırmaktan; halsiz düşmekten; ateşinizin yükselmesinden; başınızın ağrımasından korkardınız değil mi! Oysa bunlar giribin doğal belirtileridir. Grip hastalığı geçince bu belirtileri de geçer; gider.
Aynı şekilde ergenlik dönemindeki genci de gribe yakalanmış biri gibi kabul edebiliriz. Eğer bu dönemin tipik özelliklerini önceden doğru olarak bilirseniz ve bunları baştan beklerseniz; çocuğunuzun yaşadığı belirtilerden dolayı asla endişeye düşmez; olup bitenleri anormalmiş gibi düşünmezsiniz.
Rahat olursunuz; dolayısı bu rahatlığınız çocuğa da olumlu olarak yansır.
Böylece; bu doğal süreci çocuk da siz de daha az sıkıntıyla atlatmış olursunuz.
Şimdi rahat olun!
Bu dönem; her gelişim dönemi gibi yaşanmadan; istemediklerinizi atlayarak geçirilemez.
Bu; kanın delice aktığı fırtınalar dönemi ancak yaşanılarak geçirilecektir.
Yukarıda sayılan bütün özellikler niteliği gereği görünüşte kötü gibi dursalar da aslında çocuk için çok gereklidir; faydalıdır. Ruhsal olarak onu olgunlaştırmaktadır.
(Boran; tipi; sis; soğuk ile karakterize olan kış mevsimi de görünüşte zararlıdır; sakıncalıdır. Çünkü birçok kazaya; yaralanmaya; iş gücü; emek; can ve mal kaybına neden olur. Ancak kış; yaşamın olması gereken bir gerçeğidir. Kışın yaşanmaması kuraklık; kıtlık; iklim değişikliği gibi daha büyük ölçekli ve tehlikeli sonuçlara neden olmaktadır. Ergenlik dönemine de böyle bakınız; doğal iklim özellikleriyle boş yere savaşmayınız. Mümkün mertebe -çok zorunlu haller dışında- iklim silahları kullanmayınız.)
Unutmayın; insan ruhu ancak çekilen sıkıntı ve zorluklarla olgunlaşır.
YAŞAMIN BU KARLI; FIRTINALI; TİPİLİ - ZORLU KIŞ DÖNEMİNDE NELER YAPILABİLİR?
Kışla savaşılmaz; bunun için kimyasal maddeler kullanılmaz. Böylesi bir imha mantığı doğanın dengesine; tabiatın yararına uygun düşmez. Lakin kışın insan üzerindeki olumsuz etkisi doğal yollardan (yolların tuzlanması; karların temizlenmesi; buzların kırılması gibi) biraz nebze de olsa azaltılabilir.
Bu meyanda;
1-Ergeni sıkmamaya; bunaltmamaya özen gösterin.
2-O’na aynı soruları ısrarla sormaktan; illaki cevap almaya çalışmaktan şiddetle kaçının.
3-Sizle arkadaş gibi olmaya; bütün sırlarını sizle paylaşmaya onu asla zorlamayın.
4-Ergen bazen yalnız kalmayı isteyebilir; onun bu tercihine saygılı olun.
5-Onun da en az sizin kadar iyi bildiği doğruları (örneğin hayatın zor olduğunu; çok ders çalışması gerektiğini; kimseye; özellikle de erkeklere güvenilmemesinin önemini vs.) ikide bir nasihat olarak önüne getirip durmayı bırakın. Ergen akıl vermeye hiç gelemez. (Laf aramızda; pek haksız da sayılmazlar).
6-Zaman zaman anlamsız konuşmaları; ani tepkileri ve parlamaları olabilir. Bu tepkilerinin mantıksızlığını izah etmeye çalışmayın. Bırakın bu dönem de böyle düşünsün; böyle tepkiler versin!
7-Ergeni eleştirmemeye özen gösterin. Görüşlerine; yanlış bile olsalar saygı duyun.
8- Sevecen davranın.
9- Anlayışlı ve son derece sabırlı olun.
10-Eve geliş; çarşıdan dönüş vb. saatlerinde disiplinli olun; bu konuda asla ergenle polemiğe girmeyin. Kısa bir cümle ile bu konudaki net tavrınızı açıkça belli edin; ancak ergenle tartışıp geniş geniş izahlara asla girişmeyin. Siz aynı zamanda otorite olmak zorundasınız; bunu hiç unutmayın. Bu ve benzeri konulardaki doğrularınızı tartıştırmayın. Bu etkinizi aşındırmayın. Ergenler; etkisi aşınmış bir insanın otoritesine itaat etmekte zorlanırlar.
11-Bu dönemde ergenin kötü arkadaşları olabilir. Ergen; ilgi çekmeyi sever. Giyimiyle; arkadaşlarıyla; tavırlarıyla farkılı olduğunu göstermek isteyebilir. Bir davranışını yanlış buluyorsanız şayet aynı konuda ikide bir kendisiyle konuşmayın. Yasak koymanız gerekiyorsa; koyun. Bu yasağı kısaca ve bir defa izah edin; ikide bir geniş geniş açıklamalara girerek bu tavrınızı tartışma konusu yapmayın.
Unutmayın; hoşgörü ve arkadaş gibi bir anne olamak ne kadar gerekliyse net; disiplinli ve otoriter bir veli olmak da en az o kadar gereklidir.
Değerli Veliler; ergenlik evresini yaşayan bir çocuğunuz varsa eğer; size; O’na en uygun düşecek 2 temel yaklaşım şeklini kısaca özetlemek istiyorum:
1) Çocuğunuza ara sıra "..kızım (veya oğlum) nasıl gidiyor hayat; bir sorunun var mı; sana nasıl yardımcı olabilirm" diye açık uçlu bir soru sorun. "Bir sorunum yok" dediğinde (muhtemelen böyle diyecektir) asla ısrar etmeyin; O’na inanın; inandığınızı her halinizle belli edip gösterin; sonra işinize gücünüze devam edin.
2) 5 - 6 ay gibi uzun zaman aralıklarıyla çocuğunuzu karşınıza alın; göz göze gelerek onunla ciddi bir şekilde konuşun. O’na deyin ki: "Kızım (veya oğlum); sana olan yaklaşımlarımızı nasıl buluyorsun; bir hatamız oluyor mu sana karşı; açık ol; çekinme; sen söylemezsen biz bilemeyebiliriz; hangi davranışımız sana nasıl yansıyor; hangi tutumlarımız sende nasıl algılanıyor; bunu bilmek istiyoruz; sana daha iyi nasıl davranabiliriz?"
Burada çok dikkat edilmesi gereken mühim nokta şudur:
Çocuk ne söylerse söylesin; asla ve asla savunmaya geçmeyin; çocuğu eleştirmeyin; sakın ola ki kendi davranışlarınızdaki haklılığı anlatmaya; O’nu buna inandırmaya; O’nu ikna etmeye çalışmayın. Sadece; anlatacaklarını dikkatle dinleyin; sonra da tek kelimeyle "tamam yavrum" deyin; ona hak verin. Ve ondan sonra da söylediklerini hayatınızda bütün gayretinizle uygulamaya çalışın.
Bu arada panik yapmayın!
Ergenlik zor ve uzun bir süreç. Sizin yaşadıklarınızın çoğunu bütün ergen aileleri yaşıyor. Bunu; yüzlerce; binlerce ergenle ve ailesiyle görüşen bizler çok iyi biliyoruz.
Siz diğer çocukları aile ortamlarında değil; sadece dışarıda gözlemlediğiniz için (oysa dışarıdan bakınca veya misafir gittiğinizde bunu anlamanız çok zordur.) onların bu tür sorunlar yaşamadıklarını düşünebilirsiniz. Böylece sözkonusu sorunları sadece çocuğunuza özgü önemli problemler olarak algılayabilirsiniz.
Ama durum hiç de böyle değil!
Bir Japon atasözünde denildiği gibi; "Kötülük hep önde gider; iyilik ise yavaş ve arkadan gelir. Ama gene de tam vaktinde yetişir."
Her şey kötü gibi gitse de; göreceksiniz; çocuğunuzun iyi davranışları arkadan gelecek ve tam vaktinde yetişecektir.
Buna ve bana inanın!
Psk. İzzet Güllü