Çocuklar ilkokula başladığında okuma ve yazmayı öğrenmeye hazırdırlar. Hatta kimi çocuklar okul öncesi eğitimi sırasında; ilgi düzeyini de düşündğümüzde; kendi kendine okumayı ve / ve ya yazmayı öğrenmeye başlamış olabilirler. Normal koşullarda 6-7 yaş okumayı öğrenmek için uygun kabul edilir. 1. sınıfta olan çocuklar okumayı grup eğitimi sırasında öğrenirler. Öğretmen sunum yaptığı gruba ödevlendirme ve ek destekler vererek 1. dönemin sonunda sınıfın büyük bölümüne tüm harfleri birleştirerek okumayı ve yazmayı öğretir.
Okumaya başlamak ya da okumayı sökmek olarak adlandırılan süreç sadece harfleri birleştirerek seslendirmek anlamını içermez. Okumak yazılı ifadeleri seslendirmenin yanısıra yazılı metinde yer alan bilgilerin içerdiği duygu; düşünce ve ifadeleri anlama ve anlamlandırmadır. Okuma bir çözümleme olarak düşünülmemeli; tüm duyuları harekete geçirme çabasıyla oluşan bir öğrenmedir. Okuma sırasında görsel; işitsel uyaranları algılamanın yanında; beyinde yorumlama ve sözel olarak ifade etme becerilerini de içerir.
Ancak bazı çocuklar 2. sınıfa gelmelerine rağmen hala tam olarak okuyamıyır ve ya yazamıyor olabilirler. Bu durumun çeşitli sebepleri olabilir.
Temel olarak okuyamamanın sebepleri nelerdir?
- Görme sorunları
- İşitme sorunları
- Zihinsel gerilik
- Dil konuşma sorunları
- Olumsuz çevre şartları ( uyaran yoksunluğu )
- Duygusal sorunlar ( Uyum sorunları; motivasyon eksikliği )
- Alexie ( önceden kazanılmış okuma yetisinin yitirilmesi )
- DİSLEKSİ
Disleksi nin Diğer okuma Sorunlarından Farkı Nedir?[/b]
Tüm bu belirtilerin yanı sıra toplumda görülme sıklığı % 8-10 olan DİSLEKSİ ( okuma bozukluğu ) okuma sorunları arasında tanılama ve eğitim süreci açısından spesifik yöntemleri kullanma gereğini içermektedir.
Disleksi Temel Belirtileri:
- Zeka düzeyi normal ya da normal üstüdür.
- Okuma ve yazma kazanımında güçlük.
- Harfleri ve rakamları ters yazma.
- Harf; hece; sözcük atlama eksiltme.
- Matematiksel işlemlerde sembolleri kullanamama.
- Sağını solunu karıştırma
- Günleri; ayları; alfabeyi sırayla sayamama
- Kısa süreli dikkat
- Motor koordinasyonda gerilik.
Disleksinin en belirgin ve yadsınamaz özelliği zihinsel geriliğin olmaması; hatta zekanın normalüstü de olabilmesidir. Ancak çocuk farklı bir yapıda olduğu için varolan zihinsel potansiyelini sergileyememekta ve sürekli olarak başarısızlık yaşamaktadır.
Disleksiye ilişkin özellikler düşünüldüğünde bir çocukta görülebilecek belirtiler ve bu belirtilerin sonucunda çevresel faktörlerle çocuğun nasıl şekillenebileceğini inceleyelim.
2. sınıf öğrencisi olan; henüz okuma ve yazmayı öğrenememiş; dört işlemi yapmakta zorluk yaayan; sembolleri karıştıran; haftanın günlerini sayamayan; sözel olarak kendisini ifade edemekte zorluk yaşayan bir çocuk...
Bu anlatılan tablo disleksi olan bir çocuğun en temel yaşadığı sıkıntılar. Çocuğun karşılaştığı bu sıkıntılara yönelik olarak olumlu ve olumsuz yaklaşımların çocuk özelinde yaşatacağ farklılıklar şu şekilde özetlenebilir.
DİSLEKSİLİ OLAN ÇOCUĞA YÖNELİK OLUMSUZ YAKLAŞIMLAR
- Çocuğun sınıftaki diğer çocukların performansı ile kıyaslanıp; bireysel gözlemlere yer verilmemei
- Akademik başarısızlığının sonucunda genellikle öğretmen ve ailelerin başarısızlığı vurgulanması
- Yaşıtları ile kıyaslanma ve yaşıtlarından daha geri olduğunun vurgulanması
- Başarısız çocuğa karşı ayırıcı ve örseleyici tavırlar.
- Başarısızlıklarından dolayı çocuğun sürekli ceza alması.
- Çocuğun olumsuz davranışlarının sürekli vurgulanması
- Bir gun çok ılımlı bir başka gün çok sabırız ve eleştici tutumlar.
- Yapamayacağı sorumluluklar yüklenmesi.
- Uygun davranışlarının görmezden gelinmesi.
- Doğru davranışları sergilemesine fırsat vermeme.
- Okuyamadığı için sürekli olarak çocuğa okutarak düzeleceğinin düünülmesi.
- İleri yaşlarda ve sınıflarda durumun kendi kendine düzeleceğini düşünerek yardım alınmaması .
- Sınıf öğretmeni ve ya ailenin çocuka var olan sorunları kendi başarısızlıklarından kaynaklandığı düşünülmemesi için toplum içinde durumun yok sayılması ve aktarılmaması.
OLUMSUZ YAKLAŞIMLAR İLE DİSLEKSİLİ BİR ÇOCUĞUN KAYBEDECEKLERİ!
- Yaşıtlarından; sınıf arkadaşlarından daha düşük bir akademik performans ve ders başarısızlığı;
- Çocuğun benlik saygısını yitirmesi.
- Üst üste gelen başarısızlık nedeniyle özgüven eksikliği;
- Çocuğun kendine olan güveninin zedelenmesi sonucunda yaşıtlarla olan iletişimde yaşanan zorluklar;
- Sözel ifade becerilerinin zayıf olması sonucunda; çocuğun yaşadığı sıkıntıları olumsuz olarak sergilemesi; şiddete ya da kaba konuşma ve davranışlara baş vurması.
- Özellikle sınıf ortamında başarısız ve saldırgan tutumlar gösteren çocuğa örseleyici; ayırıcı davranışlara mağruz kalması ile yalnız ve arkadaşsız bir çocuk haline dönüşmesi.
- Başarısızlığa alışma ve güven duygusunun zedelenmesi ile tembelliği kanıksama.
- Mutsuzluk ve huzursuzluk sonucunda psikolojik sorunların duruma eşlik etmesi. (depresyon; uyum bozukluğu….)
- Artarak devam eden başarısızlık sonucu; çocuğun zihinsel yetersizliği olduğunun düşünülmesi ve tamamen çocuktan vazgeçilmesi.
- Okul başarısızlığının ardında; iş ve aile hayatında da sürecek olan kararsızlık; organize olamama; kendine güvenmeme sonucunda uygun tepkiler verememe.
DİSLEKSİLİ ÇOCUĞA YÖNELİK OLUMU YAKLAŞIMLAR
- Çocuğun bulunduğu çevreyi tanımasına izin vererek mekansal algısı geliştirilmelidir.
- Çocuğun sağını ve solunu öğrenmesi önemlidir. bu sayede kendisini ve çevresini algılamasını sağlar.
- Çocuğun baş edebileceği görev sorumluluklar verilmelidir.
- Çocuğun kararsız tutumlarını dengeleyebilmek için; gerekli yerlerde sık yönlendirmeye yapılmalıdır.
- Çocuğun bireysel özellikleri düşünülerek birebir ilgilenilmelidir.
- Olumsuz davranışlar üzerinde odaklanılmamalı; olumlu davranışlar mutlaka görülmeli ve anında ödüllendirilmelidir.
- Diğer kişilerle kıyaslama yapılmamalıdır. Çocuk kendi içinde değerlendirilmelidir.
- Sabırlı; hoşgörülü tutumlar sergilenmelidir.
- Her zaman tutarlı davranılmalı; tepkiler çocuğun çevresindeki tüm kişiler aynı şekilde olmalıdır.
- Sosyal faaliyetlerle yoğun olarak desteklenmelidir.
- Utandırıcı ve toplumdan uzaklaştırıcı tavırlarda bulununmamalıdır. Çocuğun sağlıklı bir birey olduğu unutulmamalı ve çocuğa da unutturulmamalıdır.
- Çocuğun başarıkı olduğu alanlar iyi bir şekilde tespit edilmeli ve bu alanlardan başlayarak başarı duygusunu tatması sağlanmalıdır.
- Çocuğa sevgi ile yaklaşılmalı ve ne kadar önemli ve değerli olduğu hissettirilmelidir.
- Bir uzmana başvurun ( psikiyatrist; psikolog; pedegog… )
OLUMlU YAKLAŞIMLAR İLE DİSLEKSİLİ BİR ÇOCUĞUN KAZANACAKLARI!
- Çocuğun farklılıklarını fark etmesi ve zorlandığı alanlarda neer yapabileceğini öğrenmesi.
- Yaşına uygun sözel ifadeler kullanarak kendisini açıklayabilme.
- Başarı duygusunu tadarak benlik saygısı ve özgüven duygusunu sağlayabilme.
- Güven duygusunun gelişmesi ile arkadaşlık ilişkilerinde güçlenme. Bir çocuk iin en neml alan olan "oyunu" rahatça oynayabilme
- Yine güven duygusunun gelişimi ile; asıl zeka potansiyelini kullanmayı sağlama
- Zihinsel işlevlerinin farkına vardıkça akademik başarıda ilerleme.
- Daha dikkatli; daha girişken; daha huzurlu bir çocuk olma
- Karar verme yetisini kazanarak; tercihlerini belirtme.
- Yaşamdan zevk alan; mutlu; sağlıklı ve kendine güvenen bir çocuk; ilerde de bir yetişkin olabilme
Görülüyorki disleksi özellikleri taşıyan çocuklarda gözlenen belirtilere uygun müdaheleler yapıldığında ( psikolojik; eğitsel… ) yaşadığı zorluklar büyük ölçüde ortadan kalkmakta ve çocuk normal hayatına sağıklı ve kendinden emin olarak devam edebilmektedir.
Ancak olumsuz çevresel müdaheleler ve baskılar sonucunda çocukta var olan dislektik özelliklerin yanında bir çığ gibi büyüyen sorunlar birbirini tetikleyerek başarısızlığın yanında mutsuzluk ve çaresizliğide getirmektedir.
Sonuç olarak çocuklrımız hakında iyi gözlemlerde bulunmak; doğru adımlar atmak; çocuğun bir birey olduğunu unutmamak; risli görülen durumlarda uzmana başvurmak; çocuğun tüm hayatını etkileyecek sonuçlar doğuracaktır.
SAĞLIKLI VE MUTLU çocuklar yetiştirmek dileğiyle...