ÖFKELİ ÇOCUĞA YAKLAŞIM ÖNERİLERİ
Hangi yaşta olunursa olunsun herkesin yaşadığı duygular vardır. Yaşanılan duygular her ne olursa olsun kontrollü bir şekilde yaşanırsa anlamlıdır. Bizler olumlu ( pozitif ) veya olumsuz ( negatif ) duygular hissedebiliriz ancak önemli olan bu duyguları çevremize ne şekilde gösterdiğimizdir.
Yetişkinler gibi çocuklar da olumlu ( pozitif ) veya olumsuz ( negatif ) duygular yaşayabilmektedirler. Yeni doğan bir bebek ağlama ve gülümseme davranışlarıyla duygularını belli etmektedir. Bu bebek 2 - 3 yaş dönemine geldiği zaman ise bağırma; atma ; fırlatma; vurma vb davranışlar da bunlara eşlik etmeye başlayabilir. İşte bu dönem itibari ile çocukların duygularını uygun bir şekilde ifade etmelerini ve yaşayabilmelerini sağlamak büyük önem taşımaktadır. Çünkü çok küçük yaşta verilen bir tepki ileriki yaşlarda daha karmaşık ve tehlikeli bir şekilde karşımıza çıkabilir. Bundan dolayı çok küçük yaşlardan itibaren çocuğun saldırgan davranışlarının sebepleri anlaşılmalı ve çocuk uygun bir şekilde yönlendirilmelidir.
Çocuğun öfke patlamalarının sebebi öncelikle ev ortamı incelenerek araştırılmalıdır. Ev ortamında çocuğun anne ve babasının ya da bir arada bulunduğu diğer bireylerin bir birleri ile iletişim kurma biçimleri ; problemlere yaklaşım tarzları ve sorun çözme biçimleri büyük önem taşımaktadır. Saldırgan davranışların ; agresif yaklaşımların yoğun olduğu bir ev ortamında çocuğun örnek aldığı aile üyelerinden saldırganlığı ve agresifliği kullanarak kendisini ifade ermeyi öğrenmesinin kaçınılmaz olduğu unutulmamalıdır. Çocuklar ani değişikliklerden dolayı da oldukça agresif davranışlar sergilemeye başlayabilirler. Çok sevdikleri birinin ölümü; eve yeni bir kardeşin gelmesi; taşınma; aniden anne yanından ayrılarak kreşe başlama vb gibi örnekler verilebilir.
Ayrıca şu da unutulmamalıdır. Okul ortamı çocukların tek başlarına kaldıkları onlara ait ve kendilerini en iyi şekilde gerçekleştirmek durumunda oldukları bir ortamdır. Çocuk okula başlarken aileden uzaklaştığını hissedebilir; başkalarından çekinebilir ve bir çok duygusunu agresifleşerek gösterebilir. Bir tür savunma mekanizması olarak gelişen tepkiler çocukta yaramaz ; agresif vb gibi etiketlenmelere sebep olursa burada artık öfke patlaması öğretilen bir davranışa dönüşmeye başlar. Eğitimcilerin eğitim ortamında çocukların duygu durumlarına ve bunları ne şekilde dışarıya yansıttıklarına dikkat etmeleri; gerekli durumlarda önlemler alarak bireye uygun tepkiler göstermeyi hedefleyen eğitim ortamları ve programları oluşturmalıdırlar.
Anne babaların öfke kontrolü ile ilgili olarak sorun yaşayan çocuklarına çok daha dikkatli yaklaşmaları önem taşımaktadır. Çocuğun birincil modelleri olan anne babalar öncelikle kendi davranış ve yaklaşımlarını gözden geçirmeli sorunları uzlaşarak agresifleşmeden saldırganlaşmadan çözmeliler. Ev ortamında kullanılan ses tonuna dahi dikkat etmeleri çok önemlidir.
Anne babalar kurallar ; kararlar konusunda çocuk karşısında tutarlı bir tavır sergilemelidirler. Kurallar birlikte belirlenmelidir. Çocuk kuralları iyi bilmelidir. Bu sebepten dolayı anne babaları çocuğun karşısında net bir duruş sergilemesi; kuralları net bir şekilde ifade etmesi; ne olursa olsun kuraldan taviz vermemesi; çocukla kurulan her diyalogda mutlaka göz kontağı kurması büyük önem taşımaktadır. Çocuğun kurallar çerçevesinde özgürlüğünü yaşayabileceğini ayırt etmesi çok önemlidir. Çiğnenen bir kuralın sonucunun neler olacağını bilmesi; gerektiğinde de yaşaması gerekmektedir. Ancak anne babalar her an her dakika çocuklarına sürekli olarak hatalarını veya kuralları açıklamaktan kaçınmalıdırlar. Sürekli aynı şeyi hatırlatmak çocukta öfke patlamasını tetikleyebilir. Kurallar ; hatalar sert bir ses tonu yerine daha yumuşak bir ses tonu ile göz kontağı kurarak net bir şekilde gerekli durumlarda hatırlatılmalıdır.
Anne babalar öfkesini kontrol etmekte zorlanan çocuklarıyla duygular; hisler hakkında konuşmalıdırlar. İnsanların ne tür durumlarda; ne tür duygular hissettiklerinin ; bu duyguların sonucunda ne tür tepkiler verebildiklerinin konuşulması; çocuğun hisler ve karşılaşılabilecek tepkiler hakkında fikir edinmesine yardımcı olacaktır. “kızgınlık – öfke” duygusunun hangi şekillerde sergilenebildiği ve bunun sonucunda neler olabileceği konuşularak çocuğa temel olarak; neden - sonuç ilişkisi kurma şansı verilebilir. Verilen ön bilgileri kendi hayatına aktarmasını sağlamak için; bu tür duygu; durumları yaşadığı zamanlar veya benzer duygular ve tepkiler sergileyen insanların tepkileri sonucunda neler olduğunun; çocukla paylaşılması onun olayları olayların nedenlerini ve sonuçlarını somut olarak ayırt etmesine ve yaşantı arşivine bir yenisini daha eklemesine yardımcı olacaktır.
Anne ve babaların çok küçük yaşlardan itibaren çocuklarına kendilerini en uygun şekilde nasıl ifade edebileceklerini öğretmeleri ve bu konuda ona model olmaları da çok önemlidir. Çocuğun sorunları çözmede en iyi yolun konuşarak uzlaşmak olduğunu bilesi ve ayırt edebilmesi onun öfke kontrolü geliştirebilmesini destekleyecek bir yaklaşımdır. Çocuğun içinde bulunduğu duygu durumunu sözel olarak ifade edebilmesini sağlamak ve bunun nedenlerini açıklamasını sağlamak çok önemlidir. Çocuk kendini sözel olarak uygun bir şekilde ifade ettiği zaman olayları kendisini üzmeden çok daha sakin bir şekilde çözebildiğini ve bir daha benzer bir durumla karşılaşma olasılığının azalacağını hissedecektir; öğrenecektir.
Anne babaların çocukla yaşadığı problemlerle ilgili olarak düzeyine uygun hikayeler oluşturarak ( bu hikayeler çocuğun yaşadığı problemleri içerebilir; ancak daha dolaylı anlatımlar tercih edilmelidir. ) konuşmaları; sohbet etmeleri de farklı bir yaklaşım olarak uygulanabilir. Hikayelerin dışında anne babalar kendi yaşantılarından örnekler verebilirler . Çocuk bu sayede yaşantı arşivine farklı bilgiler ekleme şansı yakalayacaktır.
Anne ve babalar genellikle çocukları öfkelendiğinde istediği şeyi yapmaya çalışarak bu durumu ortadan kaldırmaya çalışırlar. Ancak bu yaklaşım çocuğun öfke davranışını ciddi anlamda pekiştirmekte ve devamını getirmesine sebep olmaktadır. Aileler çocuklarına isteklerini elde etmek için uygun davranışlar sergilemeleri gerektiğini yaşantılar oluşturarak; çocuğun karşısında net ve tutarlı bir duruş sergileyerek; belirlenen kuraldan taviz vermeyerek etkili bir şekilde öğretebilirler. Bu süreç aileler açısından yorucu olabilir. Çünkü çocuklar genellikle karşılık verilmeyen öfke davranışını başlangıçta daha da yoğunlaştırarak sergilemeye devam etmekte aileleri bu konuda zorlayarak denemektedirler. Ailelerin tutarlı duruş sergilemeleri bu sebepten dolayı oldukça kritik bir önem taşımaktadır. Aynı zamanda aileler sakin olmayı kesinlikle unutmamalıdırlar.
Çocukların sözel o0larak ifade edilmeden de karşısındakinin neler hissedebileceğini tahmin etmeyi öğrenebilmeleri önemlidir. Bu yüzden anne babaların çocuklarıyla okudukları ; izledikleri vb her türlü etkinlik sırasında bahsedilen yada izlenen karakterin neler hissedebileceği hakkında sohbet edilmesi de önemlidir. Aileler değişik yüz ifadelerine her rastladıklarında çocuklarına bir örnek olarak bunu sunup hakkında tahmin yürüterek konuşabilirler.
Çocukların farklı ortamlarda ; farklı bireylerle bir arada bulunmasını sağlamak onun sosyal ortamlarda kendi ve başkalarının kurallarıyla bir şekilde uzlaşarak yaşamayı öğrenmesi açısından oldukça önemlidir. Belli bir grup ile ortak yapılan etkinlikler ( özellikle spor faaliyetleri; takım ruhu vb ) çocukta ben düşüncesinin yanı sıra biz ve başkaları düşüncesini geliştirmesini de sağlayacaktır.
Kendi duygularını sürekli olarak öfke patlaması aracılığı ile göstermeye çalışan ; duygularını ifade etmeyen ; isteklerini her seferinde öfke patlamalarıyla elde etmeye çalışan ; yıkıcı ve zarar verici hareketlerde bulunan; kişilerin duygularını tahmin etmede yetersizlik yaşayan çocuklarla veya tahmin etmesine rağmen umursamaz davranışlar sergilemekten ve sergilediği davranışların sonuçları düşünmeden hareket eden çocuklarla ilgili olarak yetkili uzmanlar tarafından özel çalışmalar yapılması gerekebilir.