Destek Sitesi platformunda Uzman olmak ister misiniz?

Uzman olmak için Şimdi başvurun.

Kızlık Zarı Onarımı : Kızlık Zarınızın Peşine mi Düşeceksiniz Yoksa Geçmişinize Sahip mi Çıkacaksınız?

Oluşturulma tarihi: 18.02.2025 21:56    Güncellendi: 18.02.2025 21:56
Bir kadın kadın-doğum uzmanı olarak kızlık zarı muayenesi ve onarımı hep kafamı kurcalamıştır. Son zamanlarda kızlar ve aileleri evlenmeden önce rutin kızlık zarı muayenesine gelir oldular. Artık sadece bakire olup olmadıklarını değil ayrıca ilk ilişkide kanama olup olmayacağını da merak ediyorlar ve endişeleniyorlar. Bu nedenle kızlar korku içinde. İşin acı tarafı bu kızların çoğu üniversite mezunu ya da öğrencisi. Peki neden?

Evlenecek kadınlar veya sevgilisi olan kadınlar kendilerini geçmişleri ile ilgili erkekler karşısında aklama çabasında. Ama hiçbiri erkeklerin geçmişini sorgulamıyor. Erkeğin geçmişte ne yaptığının müstakbel karısı veya sevgilisi açısından bir önemi yok. Bence de doğru olanı bu. Karşınızdaki insanın geçmişteki özel hayatına ve mahremiyetine saygı duymak önemli. Bu nedenle kadınlar erkeklerin geçmişteki özel hayatlarını sorgulamıyor ve saygı gösteriyor. Öyleyse aynı davranışı erkeklerden de beklemek gerekmez mi?

Burada toplumun kadınları halen erkeğin mülkiyetinde olan varlıklar olarak görmesinin kalıntıları mevcut.

Kadının da evlenmeden veya sevgilisi olmadan önce özel hayatı olabilir. Hiç bir kadın geçmişi ve vücudu ile ilgili kimseye hesap vermek zorunda değildir. Erkeklerin de kadınların önceki hayatlarındaki mahremiyetlerine saygı duymaları gerekiyor.
Ama bu kendiliğinden olmaz. Her hak zorla ve emek harcayarak alınır. Özellikle üniversite mezunu ve çalışan kadınları geçmişlerine; vücutlarına; ve mahremiyetlerine sahip çıkmaya çağırıyorum. Kadınların meta (eşya; mal) olmaktan çıkıp gerçek anlamda birey olmalarının tek yolu bence budur. Çalışan bir kadın veya üniversite öğrencisi bana kızlık zarı muayenesine geldiğinde bir kadın olarak bu durum beni utandırıyor. Hiçbir kadın kızlık zarı muayenesi olmamalı. Bu muayeneye gelen bir kadın; erkeklerin kadın vücudu; cinselliği ve mahremiyeti üzerindeki kontrolünü kabul ediyor demektir. Bana göre bir kadının kendine saygı duymasının birinci koşulu mahremiyetine; geçmişine; önceki özel hayatına ve vücuduna sahip çıkmasıdır.

Türkiye de bunun çok zor olduğunu söyleyebilirsiniz. Ama bence asıl sorun kadının kendine bakışı ve bu konuda ne düşündüğü. Eğer bir devrim olacaksa bu öncelikle kadınların kafasında olmalı. Kadınlar kendilerini bir kerelik kullanılacak veya eskiyecek eşya gibi görmekten vazgeçmeliler. Vücutlarının; özel hayatlarının sadece kendilerine ait olduğunu ve buna sahip çıkmak zorunda olduklarını anlamaları gerekiyor.
Yazdıklarımı biraz somutlaştırmak istiyorum. İddia ediyorum ki kadınların çok değil % 30 u vücudum ve geçmişim bana aittir hiçkimseye hesap vermek zorunda değilim deyip bunun arkasında dursa; erkeklerin % 90 ı bekaret talebinden vazgeçer. Ve kadınlara olan saygıları artar. Kaldı ki çalışan kadınların maddi ve manevi anlamda erkeklere muhtaçlığı yoktur. Bence özellikle çalışan kadınların bu yolda evlenmemeyi bile göze alması gerekir. Bunu çok abartılı bulabilirsiniz. Çalışmayan; eğitimsiz ev kızı nitelemesi içindeki kadınların mücadele şansı olmayabilir. Ama maddi anlamda özgür olan; eğitimli bir kadın her türlü olasılığı göze alarak kadın birey olmasının koşullarından vazgeçmemekle yükümlüdür.

İşin kadın-doğum uzmanı tarafına da bakmak istiyorum. Avrupa da kadın-doğum uzmanlarının çoğu kızlık zarı muayenesi yapmayı reddiyorlar. Çünki bu muayenenin kadını aşağıladığını ve küçük düşürdüğünü düşünüyorlar. Bu konuda felsefe yapıp bir yargıya varıyorlar. Hekimlik davranışlarını buna göre şekillendirip insiyatif kullanıyorlar. Ama biz Türk hekimleri maalesef sosyal sorunların odağında olmamıza rağmen; çözüme yönelik pek birşey düşünmüyoruz. Bir de kadınların bu sosyal durumlarından yararlanarak ciddi paralar kazanıyoruz. Kadın-Doğum Uzmanlarının bu konuda tekrar düşünmesi ve bu sosyal sorunun çözümüne; taraf olarak mutlaka katılması gerekiyor.
Bu konuda yazmaya devam edeceğim; özellikle bekar ve üniversiteli kızların bu konuda düşünmesi dileği ile saygılar sunarım.