Kadın 20.yy ın başlarından itibaren her iş alanında çalışmaya başlamış ve kendini kanıtlamıştır.günümüzde ise iş sektöründe “kadın işi”;”erkek işi” ayrımına varılmaksızın kadınlar her iş kolunda yer almaktadırlar.kadın iş yaşamında kariyerinde yükselmek ;ilerlemek arzusu ile oldukça yüksek performans harcarken eve geldiğinde ise aynı performans kendilerinden evde de beklenmektedir.bu da kadını oldukça zorlamaktadır.bu noktada iş erkeğe düşmekte;evdeki iş paylaşımı sağlanmaktadır.bu durum ilerde oluşabilecek iletişim kısıtlıklarını da ortadan kaldırırken sağlıklı iletişimi kuvvetlendirir..kadın 4 ağır işçiliğin (ev;iş;eş;anne) hakkını rahatlıkla verebilirken kendi için de zaman ayırmaya başlayacaktır..bu zaman dilimi kadının motivasyonunu arttıracak ve olası olumsuz süreçlerin altından daha rahat kalkabildiğini ona gösterecektir.hayatı bir matematik problemine benzetirsek ; bir çok problemle karşı karşıya kalabilir ama bunlar çözebildikçe ustalaşılabiliriz.eğer problemler olduğu yerde bırakılır ;çözülmez ve tolere edilirse daha karmaşık olarak ortaya çıkar.kadın kendiyle başbaşa zaman geçirdiğinde ise problemleri ile yüzleşir ve daha kuvvetli bir kimlik haline gelir..
Kadın kariyerinde yükselmeyi planlarken;aynı performans düzeyini evde de gösterip;yer yer erkeğin alması gereken görevleri de üstüne alabilmektedir.örneğin ;bozulmuş musluk için tamirci çağırma;hatta bazen tamirciyi bile çağırmayıp kendisinin bu sorunu gidermek için adım attığı gözlemlenmiştir.bu tarz durumlarda ise evlilikte “rol çatışması”;”rol karmaşası” ortaya çıkar.erkek sorumlulukları adına geri adımlar atarken;kadının beklentisi ve öfkesi artar.sonuçta ise iletişim bozuklukları görülebilir.evde mutlaka rol paylaşımı “olması gerektiği” gibi paylaşılmalıdır.”
Çalışan kadın bir de anne ise en büyük sıkıntısından biri çocuğuna yeterince zaman ayıramadığıdır.oysa ki çocukla ortalama 15-20 dakikalık geçireceği nitelikli zaman çocuk için yeterli olacaktır.nitelikli zaman ise;çocuk ile annenin baş başa ve çocuğun isteği doğrultusunda geçirilen zaman dilimidir.aynı zaman dilimi baba tarafından da çocuğa verildiğinde çocuk sevgisizliği hissetmemekte;aksine doyuma ulaşmaktadır.fakat çalışan annelerde gözlemlenen en büyük hata ise ;eve gelen annenin çocuğa karşı aşırı ilgisi;onun her istediğini yapması;onu hediyelere boğmasıdır.bu;çocuğu anneye “bağımlı” kılarken;hem de doyumsuzluğa itmektedir.burada “çalışan” anne-babanın mutlaka dengeyi oturtması şarttır.
Çalışan kadının; kendi gücünün farkında olan kadındır.fakat çalışan kadın bazen kendine fazlasıyla acımasız davranır.”mükemmel”i hedefler.insanlar tarafından saygı görmek;eşinden sevgi görmek;çevresini mutlu kılabilmek;işinde ve evinde kusursuzu hedeflemek kadını kendi “öz benliği”nden uzaklaştırırbelli bir zaman sonra kadın kendi için zaman ayırmadığını;isteklerini hep ertelediğini;kendi için hiçbir şey yapmadığını;yapmak zorunda olduklarını ise sonuna kadar yerine getirdiğini görür.fakat kadının artık “motivasyonu” eksildiğinden terfi etme konusunda da sıkıntı yaşar.kendine ayıracağı belli bir zaman dilimi;isteklerini ertelememesi;kendine yer yer “keyifli zamanlar ısmarlaması”;kendi doğruları ile uyumu yitirmemesi;çalışan kadını istediği noktaya rahatlıkla ulaştırırken;depresif süreçten de uzaklaştırır.kadın “kararsızlık” sürecinden uzaklaşarak kariyer planlamasını en sağlıklı biçimde gerçekleştirir.
Kadın değişim için adım atmalı ve ilk değişimi kendinde başlatmalıdır.ilk değişim de “kendi değerinin farkına varmak ve kendini ödüllendirmek”tir.kendi için anne ve iş kimliğinden uzak zaman aralıklar oluşturmalı ve keyifli zamanları kendine ısmarlamalıdır.kendinden beklentileri bu şekilde daha rahat ulaşılabilir olacaktır..ne de olsa “herkes dünyayı değiştirmeye çalışıyor ama kimse kendini değiştirmeyi düşünmüyor…”değişim için ilk adımı kendinizde başlatın…mutluluğu yakalayacaksınız..