Sorumluluk kendimize ve çevremize karşı olan görevlerimizdir. Sorumluluk Duygusu ise; görevlerimizden sorumlu olduğumuza dair bilincimizdir.
Sorumluluklarımız nelerdir?
Her kişiye; yaşa; mesleğe; çevreye göre değişir nitelikte olan sorumlulukların yanında her bireyin uygulaması gereken evrensel olan sorumluluklar vardır. Çevremize saygılı davranmak; yardıma ihtiyacı olan bir insana yardım etmek; doğru olanı araştırmak... Bunlar evrensel doğrular; aynı zamanda insana ait evrensel sorumluluklardır. Bunun yanında bir de ayrı ayrı bireylerin sorumlulukları vardır; örneğin bir öğrencinin sorumluluğu. Öğrenci çalışmakla yükümlüdür. Yani okula gitmek; ödevini yapmak; öğretmen ve arkadaşları ile uyum içinde olmak gibi. Bu görevler öğrencinin sorumluluğudur. Öğrenci sorumluluklarını yerine getirirse bir meslek sahibi olur dolayısı ile kendisini ve geleceğini kazanmış olur.
Peki öğrenci bunları yerine getiremezse? Bunun sorumlusu kimdir?
Öğrenciye sorarsanız anne-baba; okul ve öğretmenler; anne-babaya sorarsanız öğrenci ve öğretmen; öğretmene sorarsanız anne-baba ve öğrenci. Herkese göre başarının sorumluluğunu yüklenmek güzel ancak başarısızlığın sorumluluğuna gelince hiç kimse alıcı değil. Herkes birbirini sorumlu tutuyor hatalardan ya da ortaya çıkan problemlerden. Halbuki başarısızlık çocuğun sorumluluk almamasından dolayı ortaya çıkar. Yani görünüşte çocuk hatalıdır.
Çocuğa sorumluluk duygusunu verecek olan kimdir? Bu aşamada da aileler hatalıdır. Öğretmenlerde ailelerle iletişim kuramadıkları için işin içinden çıkamamaktadır; dolayısıyla herkeste biraz biraz hatalar bulunmaktadır. Sorumluluk vermenin yanında; çocuğa niye sorumluluk alması gerektiği de açıklanmalı; bunun bilincine varması sağlanmalıdır. Çocuğa niye çalışması gerektiği açıklanmazsa çocukta niye çalışması gerektiğini bilmez; bir döngü olarak düşündüğümüzde neden çalışması gerektiğini bilmeyen öğrenci ne olacağını da bilmez; yani çalışmaz ve sorumluluk almaz. Bu da bize sorumluluk duygusunun ne kadar çabuk kazanılırsa bireyde o denli etkili olduğunu göstermektedir.
Sorumluluk Bilinci nerede başlar?
İlk sorumluluk duygularımız bebeklik dönemi ile başlar ve ömrümüzün sonuna kadar devam eder. Seçme şansı verilen bebek özerklik için ilk adımı atmış olur. Örneğin giyeceğinin rengine karar veren ya da hangi oyuncakla oynamak istediğine karar veren çocuk kendi seçimini yapmış olur. Tercih şansı ve sorumluluk birbirinden ayrılmaz iki kavramdır. Çocuğa tercih şansını verecek olan ailelerdir. Seçme şansı ile birlikte küçük yaşlardan itibaren sorumluluk verilen çocukların kişilik gelişimi çok daha sağlam olmaktadır. Çünkü böyle bireyler hem ne istediklerini aileleri ve yakınların yardımı ile kendileri bulmakta; hem de sorumluluk duyguları geliştiği için görevlerini en iyi şekilde yerine getirmektedirler. Aileler çocuklarına seçme şansı vermeli ve onların meslek olarak neye yatkın olduklarını; hobilerinin neler olduğunu kendilerinin bulmalarını sağlamalıdırlar.
Deneme-yanılma usulü ile gerçekleşecek olan bu durum ilk dönemlerde sıkıntılı olsa da yetişkinlik döneminde kişiye olumlu geri bildirim sağlayacaktır. Çünkü çocuk kendine uygun olanı ergenlik dönemine kadar belirleyecek ve yaşamını buna göre şekillendirecektir.
Toplumdaki en büyük problem şudur ki; çocukların yerine aileler karar vermekte ve çocuğun sorumluluk duygusunun gelişmesini engellemektedirler. Eğer sorumluluğunu bilen insanlar yetişmesini istiyorsak; çocukların fikirlerine önem vermeli ve onların kendilerini yatkın hissettikleri alanları kendilerinin saptamaları için onların yanında olmalı; özgürlük vererek onların istedikleri herşeyi yapmalarını değil; seçme şansı ve sorumluluk vererek onların özgün bireyler olmalarını sağlamalıyız.
Sevgilerimle
ANAHTAR KELİMELER:
Özerklik :bir topluluğun; bir kuruluşun ayrı bir yasaya bağlı olarak kendi kendini yönetme hakkı; muhtariyet; otonomi: bilimsel özerklik. üniversite özerkliği.- 2 . felsefebir kişinin; bir topluluğun kendi uyacağı yasayı kendisinin koyması