Orta Yaş İsyanı
Emeklilik; çalışmış olduğunuz işten emekli olmak... Yıllarca üzerinde çalıştığınız ve emek verdiğiniz işinizi bırakıp; yeni bir hayata adım atmak...
Emeklilik dönemine yaklaşırken ortaya çıkan yoğun kaygı durumu; bu dönemin başlaması ile birlikte farklı duygusal problemleri de beraberinde getirir. Emeklilik döneminin başlaması ile birlikte kişiyi; kaygılı ve sıkıntılı bir ruh hali teslim almaya başlar. Orta yaşlarda insanın karşısına çıkan bu problem sanki içinden çıkılamayacak bir yük gibi gözükür insana.
Dünyanın dört bir yanındaki emekli olmuş insanlarda ortaya çıkan problemler benzer nitelikte. Mutsuzluk; umutsuzluk; sıkılganlık; inişli-çıkışlı ve ani tepkiler; ağlama nöbetleri; aşırı uyuma-yeme ya da hiç uyuyamama-yiyememe gibi sorunlar. Bu problemlerin aniden ortaya çıkmasının nedeni; kişinin uzun süre bir üretimde bulunup bir süre sonra hiç bir şey yapmadan durmaya çalışmasıdır. Ortaya çıkan problemlerde hissettiği rahatsızlık durumundan ötürüdür.
Problemler; çalıştığı dönemde yoğun bir iş temposuna sahip olan kişilerde daha şiddetli kendini gösterebilir.
İş dünyasına atıldığı günden itibaren insanlar hep bir yarış içindedirler. Hem kariyer planları yapıp; hem aile ile ilgili sorumluluklar alıp; hem de kendi bireysel ihtiyaçlarını karşılamaya çalışırlar. Uzun ve yoğun çalışılan günlerin ardından verilen küçük molalar ya da tatiller kişiyi rahatlatır ve motive eder.
Ancak meslek hayatına başlaması ile birlikte emekli olana dek geçen süre; yani yaklaşık 20-40 yıl sonrasında kişi birden bire emek verdiği uğraşı bırakınca sendeler. Bu yüzden kişi için mücadele zorlaşır çünkü dolduramayacağı kadar boş vakti ve az tanıdığı insanlarla dolu bir ev vardır. Çalıştığı dönemdeki yoğunluğundan yaşamış olduğu evdeki kişilerin özelliklerini yeni yeni görmeye başladığından kendini bir yükün altına daha girmiş hissedebilir.
Ancak bu süreç her iki taraf içinde yeni bir başlangıçtır.
SIKINTILI DÖNEM NASIL ATLATILIR?
Öncelikle emekli olan kişinin ailesine çok büyük görevler düşüyor. Zaten sıkıntılı ve kaygılı olan birine herşeyden elini eteğini çekmiş gibi davranmak çok doğru bir davranış biçimi değildir. Onu tanımaya ve anlamaya çalışılmalıdır. Çünkü yeni yeni özellikler ortaya çıkacaktır ve bu kişinin kendisi içinde de zor bir süreç olacaktır. O da kendisini yeni baştan tanıyacaktır. Bu bağlamda kişiye moral verilmeli ve sıkıntılı dönemin geçici bir dönem olduğu anlatılmalıdır.
Bununla birlikte kişinin de kendisi için yapabileceği pek çok şey vardır. Aslında kişi tüm çalıştığı dönem boyunca yapmak istedikleri için gereken zamanın fazlasına sahiptir artık. Önemli olan zamanın nasıl değerlendirileceğidir. Kişinin yapacağı bir liste ve istediği arzu ettiği şeyleri sıraya koymak işi biraz daha kolaylaştıracaktır. Yaşlılık bir bahane değildir. Yaşlılığın dezavantajı; beden hareketlerinin yavaşlamasıdır ancak birçok kişi hobilerini emeklilik döneminde keşfetmektedir. Zaman yeterli olduğundan istenilen birçok etkinlik yalnız ya da aile ile birlikte yapılabilir. Önemli olan istemek ve zamanın doğru olarak ayarlanmasıdır.
Sevgilerimle
Mevlana nın söylediği ve günümüze kadar insanlığa ışık tutan sözlerinden bazıları:
· Sevgide güneş gibi ol; dostluk ve kardeşlikte akarsu gibi ol; hataları örtmede gece gibi
ol; tevazuda toprak gibi ol; öfkede ölü gibi ol; her ne olursan ol; ya olduğun gibi görün; ya göründüğün gibi ol.
. Vazifesini tam yerine getirmemiş olanın vicdan yarasına ne mazaretin devası ne ilacın şifası deva getirmiş..
. Aşk altın değildir; saklanmaz. Aşıkın bütün sırları meydandadır..
. Yeşillerden; çiçeklerden meydana gelen bahçe geçici; fakat akıllardan meydana gelen gül bahçesi hep yeşil ve güzeldir..
· Nice insanlar gördüm; üzerinde elbisesi yok. Nice elbiseler gördüm; içinde insan yok.
· Dert; insanı yokluğa götüren rahvan attır.
· Ehil olmayanlara sabretmek ehil olanları parlatır.
·Oyun ;görünüşte akla uymaz ama çocuk oyunla akıllanır.
· Anlayış;edep şehirlilerdedir. Ziyafet;garip konaklamak da köylülerde.
· Resimler ister haberleri olsun;ister olmasın;hepsi de ressamın elindedir;o elden çıkar.
· Alışsan güvercin sallanan kamıştan kaçar mı hiç?O kamıştan göklere uçan yere alışmamış olan güvercin ürker;kaçar.
Emeklilik dönemine yaklaşırken ortaya çıkan yoğun kaygı durumu; bu dönemin başlaması ile birlikte farklı duygusal problemleri de beraberinde getirir. Emeklilik döneminin başlaması ile birlikte kişiyi; kaygılı ve sıkıntılı bir ruh hali teslim almaya başlar. Orta yaşlarda insanın karşısına çıkan bu problem sanki içinden çıkılamayacak bir yük gibi gözükür insana.
Dünyanın dört bir yanındaki emekli olmuş insanlarda ortaya çıkan problemler benzer nitelikte. Mutsuzluk; umutsuzluk; sıkılganlık; inişli-çıkışlı ve ani tepkiler; ağlama nöbetleri; aşırı uyuma-yeme ya da hiç uyuyamama-yiyememe gibi sorunlar. Bu problemlerin aniden ortaya çıkmasının nedeni; kişinin uzun süre bir üretimde bulunup bir süre sonra hiç bir şey yapmadan durmaya çalışmasıdır. Ortaya çıkan problemlerde hissettiği rahatsızlık durumundan ötürüdür.
Problemler; çalıştığı dönemde yoğun bir iş temposuna sahip olan kişilerde daha şiddetli kendini gösterebilir.
İş dünyasına atıldığı günden itibaren insanlar hep bir yarış içindedirler. Hem kariyer planları yapıp; hem aile ile ilgili sorumluluklar alıp; hem de kendi bireysel ihtiyaçlarını karşılamaya çalışırlar. Uzun ve yoğun çalışılan günlerin ardından verilen küçük molalar ya da tatiller kişiyi rahatlatır ve motive eder.
Ancak meslek hayatına başlaması ile birlikte emekli olana dek geçen süre; yani yaklaşık 20-40 yıl sonrasında kişi birden bire emek verdiği uğraşı bırakınca sendeler. Bu yüzden kişi için mücadele zorlaşır çünkü dolduramayacağı kadar boş vakti ve az tanıdığı insanlarla dolu bir ev vardır. Çalıştığı dönemdeki yoğunluğundan yaşamış olduğu evdeki kişilerin özelliklerini yeni yeni görmeye başladığından kendini bir yükün altına daha girmiş hissedebilir.
Ancak bu süreç her iki taraf içinde yeni bir başlangıçtır.
SIKINTILI DÖNEM NASIL ATLATILIR?
Öncelikle emekli olan kişinin ailesine çok büyük görevler düşüyor. Zaten sıkıntılı ve kaygılı olan birine herşeyden elini eteğini çekmiş gibi davranmak çok doğru bir davranış biçimi değildir. Onu tanımaya ve anlamaya çalışılmalıdır. Çünkü yeni yeni özellikler ortaya çıkacaktır ve bu kişinin kendisi içinde de zor bir süreç olacaktır. O da kendisini yeni baştan tanıyacaktır. Bu bağlamda kişiye moral verilmeli ve sıkıntılı dönemin geçici bir dönem olduğu anlatılmalıdır.
Bununla birlikte kişinin de kendisi için yapabileceği pek çok şey vardır. Aslında kişi tüm çalıştığı dönem boyunca yapmak istedikleri için gereken zamanın fazlasına sahiptir artık. Önemli olan zamanın nasıl değerlendirileceğidir. Kişinin yapacağı bir liste ve istediği arzu ettiği şeyleri sıraya koymak işi biraz daha kolaylaştıracaktır. Yaşlılık bir bahane değildir. Yaşlılığın dezavantajı; beden hareketlerinin yavaşlamasıdır ancak birçok kişi hobilerini emeklilik döneminde keşfetmektedir. Zaman yeterli olduğundan istenilen birçok etkinlik yalnız ya da aile ile birlikte yapılabilir. Önemli olan istemek ve zamanın doğru olarak ayarlanmasıdır.
Sevgilerimle
Mevlana nın söylediği ve günümüze kadar insanlığa ışık tutan sözlerinden bazıları:
· Sevgide güneş gibi ol; dostluk ve kardeşlikte akarsu gibi ol; hataları örtmede gece gibi
ol; tevazuda toprak gibi ol; öfkede ölü gibi ol; her ne olursan ol; ya olduğun gibi görün; ya göründüğün gibi ol.
. Vazifesini tam yerine getirmemiş olanın vicdan yarasına ne mazaretin devası ne ilacın şifası deva getirmiş..
. Aşk altın değildir; saklanmaz. Aşıkın bütün sırları meydandadır..
. Yeşillerden; çiçeklerden meydana gelen bahçe geçici; fakat akıllardan meydana gelen gül bahçesi hep yeşil ve güzeldir..
· Nice insanlar gördüm; üzerinde elbisesi yok. Nice elbiseler gördüm; içinde insan yok.
· Dert; insanı yokluğa götüren rahvan attır.
· Ehil olmayanlara sabretmek ehil olanları parlatır.
·Oyun ;görünüşte akla uymaz ama çocuk oyunla akıllanır.
· Anlayış;edep şehirlilerdedir. Ziyafet;garip konaklamak da köylülerde.
· Resimler ister haberleri olsun;ister olmasın;hepsi de ressamın elindedir;o elden çıkar.
· Alışsan güvercin sallanan kamıştan kaçar mı hiç?O kamıştan göklere uçan yere alışmamış olan güvercin ürker;kaçar.