Sağlıklı Evlilik ve Evlilik (Çift) Terapisi
Canlıların varoluşundan beri iki canlının birleşmesi söz konusudur. Bu; biyolojik bir içgüdüdür. İnsanlar da tarih öncesi çağlarda evliliğe bu içgüdü ile adım atmış; bunu toplumsallaştırmıştır. Günümüzde evlilik; iki insanın fiziksel; duygusal; sosyal; ekonomik ve kültürel dünyalarını birleştirmesidir. Tabi her evlilik ilişkisinde bu boyutların tümü birleşmez; bu çiftin tercih ve yaşam koşullarına göre değişir. Örneğin her evlilikte ekonomik bir birleşmeden söz edemeyiz. Bu nedenledir ki her evlilik kendi içinde bir sistem oluşturur ve bu sistem ortak bir paylaşımla devam eder.
Tüm sağlıklı evlilikler birbirinin aynı veya benzeri olmak zorunda değildir. Komşunun kocası kapıya her hafta çiçekle gelir; ama bizim kapının ötesindeki dünyada sarılmak veya güldürmek çiçekten daha değerli bir davranış sayılabilir. Hedef çiftlerden ikisinin de bu ilişkiden memnuniyet ve huzur bulmasıdır. Bu memnuniyetin içinde güven; bağlılık; sevgi; saygı; paylaşım ve anlayış gibi sihirli kavramlar yatar. Bu sihirli çubukları dengeli kullanabilen çift kendi sistemini ustaca yaratır ve evliliğini sağlıklı sürdürebilir.
Evlilik / Çift Terapisi
Evli veya birlikte yaşayan çiftlere uygulanan evlilik terapisinin hedefi sağlıklı birlikteliği sürdürebilecek yeteneği çiftlerden her birine kazandırmaktır. Bu kazanımın içinde bireylerden her biri karşındakinin bakış açısını anlayabilme yeteneği; doğru iletişim kurma yollarını; kişilik ve kimliğinin farkındalığını; aile etkisini görebilme ve kontrol edebilme yeteneğini; problem çözme yöntemlerini öğrenir.
Yanlış bir inanca göre her insan iyi bir kadın/ erkek; iyi bir anne/ baba; iyi bir eş; iyi bir insan olma yeteneği ile doğar ve bu durumu sürdürmeyi bilmelidir. Oysa bu kavramların hepsi öğrenilebilen rollerdir: sonradan öğrenilir ve geliştirilir. Genelde yaptığımız şey bu rollerin gelişimini hayatın akışına bırakmamızdır. İşte evlilik terapisi bunu çift veya birey kendi iradesi ile geliştirmek istediği noktada rehberlik eder.
Evliliğimiz kurtulur mu?
Evlilik terapisine verilen yanlış anlamlardan biri de başvuran çiftin evliliğini kurtarma amaçlı olduğu; çifti boşanmanın eşiğinden döndürdüğü veya boşanma kararından vazgeçirdiğidir. Çiftlerin terapi sürecinde uyguladıkları tekniklerle birbirlerini anlayabilme; birbirlerini memnun edici davranışlara yönelme; birlikte vakit geçirmenin özel ve değerli yanlarını yaratma yollarını arttırdıkları doğrudur; ancak bireylerin istedikleri sürece... Ayrıca bu davranışlar yalnız var olan evlilik ilişkisi için değil; kişinin tüm yaşamı boyunca kullanabileceği öğrenimlerdir ve terapist çifte boşanıp boşanmayacakları konusunda fikir veremez; yönlendirme yapamaz. Yine de çiftlerin hem kendilerine hem eşlerine ikinci bir şans vermeleri öğrenimlere daha açık olmalarını sağlar.
Evlilik Terapisine Ne Zaman Başvurmalıyız?
Evlilik danışmanlığına; evlilik ve çift terapisine her hangi bir dönemde başvurmakta yarar vardır. Bazen evliliğimizin en hoş geçirilen dönemi gizil bir şekilde 5 veya 10 yıl sonrasına olumsuz birikimler yapar. Biz bunun farkına vardığımızda “meğer ne çok hatalar yapmışım” veya “ meğer hep aşağılanmışım” deriz. Bu nedenle en huzurlu evlilikler dahi analizi hak eder.
Tabi ki öncelikli başvurulması gereken dönemler de var; bunlar çiftin birbirine karşı bencilce davranmaya başladığı; birbirini duygusal veya fiziksel olarak incitmeye başladığı; paylaşımın azaldığı veya bittiği; cinselliğin azaldığı veya bittiği; şiddetin baş gösterdiği; aldatma/ aldatılma ile karşı karşıya gelinmiş dönemlerdir. Bu dönemde çiftler sağlıklı düşünmeyi bırakıp birbirlerine savaş açmaya; kazanmaya veya savunmaya odaklanırlar ve karşı tarafın duygularına kulaklarını tıkayarak geçen her gün çifti çöküşe götürebilir. Bu nedenle erken başvuru her zaman güzel sonuçlar yakalama olasılığını arttırır.
Tüm sağlıklı evlilikler birbirinin aynı veya benzeri olmak zorunda değildir. Komşunun kocası kapıya her hafta çiçekle gelir; ama bizim kapının ötesindeki dünyada sarılmak veya güldürmek çiçekten daha değerli bir davranış sayılabilir. Hedef çiftlerden ikisinin de bu ilişkiden memnuniyet ve huzur bulmasıdır. Bu memnuniyetin içinde güven; bağlılık; sevgi; saygı; paylaşım ve anlayış gibi sihirli kavramlar yatar. Bu sihirli çubukları dengeli kullanabilen çift kendi sistemini ustaca yaratır ve evliliğini sağlıklı sürdürebilir.
Evlilik / Çift Terapisi
Evli veya birlikte yaşayan çiftlere uygulanan evlilik terapisinin hedefi sağlıklı birlikteliği sürdürebilecek yeteneği çiftlerden her birine kazandırmaktır. Bu kazanımın içinde bireylerden her biri karşındakinin bakış açısını anlayabilme yeteneği; doğru iletişim kurma yollarını; kişilik ve kimliğinin farkındalığını; aile etkisini görebilme ve kontrol edebilme yeteneğini; problem çözme yöntemlerini öğrenir.
Yanlış bir inanca göre her insan iyi bir kadın/ erkek; iyi bir anne/ baba; iyi bir eş; iyi bir insan olma yeteneği ile doğar ve bu durumu sürdürmeyi bilmelidir. Oysa bu kavramların hepsi öğrenilebilen rollerdir: sonradan öğrenilir ve geliştirilir. Genelde yaptığımız şey bu rollerin gelişimini hayatın akışına bırakmamızdır. İşte evlilik terapisi bunu çift veya birey kendi iradesi ile geliştirmek istediği noktada rehberlik eder.
Evliliğimiz kurtulur mu?
Evlilik terapisine verilen yanlış anlamlardan biri de başvuran çiftin evliliğini kurtarma amaçlı olduğu; çifti boşanmanın eşiğinden döndürdüğü veya boşanma kararından vazgeçirdiğidir. Çiftlerin terapi sürecinde uyguladıkları tekniklerle birbirlerini anlayabilme; birbirlerini memnun edici davranışlara yönelme; birlikte vakit geçirmenin özel ve değerli yanlarını yaratma yollarını arttırdıkları doğrudur; ancak bireylerin istedikleri sürece... Ayrıca bu davranışlar yalnız var olan evlilik ilişkisi için değil; kişinin tüm yaşamı boyunca kullanabileceği öğrenimlerdir ve terapist çifte boşanıp boşanmayacakları konusunda fikir veremez; yönlendirme yapamaz. Yine de çiftlerin hem kendilerine hem eşlerine ikinci bir şans vermeleri öğrenimlere daha açık olmalarını sağlar.
Evlilik Terapisine Ne Zaman Başvurmalıyız?
Evlilik danışmanlığına; evlilik ve çift terapisine her hangi bir dönemde başvurmakta yarar vardır. Bazen evliliğimizin en hoş geçirilen dönemi gizil bir şekilde 5 veya 10 yıl sonrasına olumsuz birikimler yapar. Biz bunun farkına vardığımızda “meğer ne çok hatalar yapmışım” veya “ meğer hep aşağılanmışım” deriz. Bu nedenle en huzurlu evlilikler dahi analizi hak eder.
Tabi ki öncelikli başvurulması gereken dönemler de var; bunlar çiftin birbirine karşı bencilce davranmaya başladığı; birbirini duygusal veya fiziksel olarak incitmeye başladığı; paylaşımın azaldığı veya bittiği; cinselliğin azaldığı veya bittiği; şiddetin baş gösterdiği; aldatma/ aldatılma ile karşı karşıya gelinmiş dönemlerdir. Bu dönemde çiftler sağlıklı düşünmeyi bırakıp birbirlerine savaş açmaya; kazanmaya veya savunmaya odaklanırlar ve karşı tarafın duygularına kulaklarını tıkayarak geçen her gün çifti çöküşe götürebilir. Bu nedenle erken başvuru her zaman güzel sonuçlar yakalama olasılığını arttırır.