Ulusal Yayın ve Uzman Havuzu: www. TavsiyeEdiyorum.Com
Aynı meslek grubundan kişiler için alınan akademik eğitim -en azından program bazında- büyük ölçüde aynı olsa da her uzmanın birikimleri; bireysel yetenekleri ve öznel deneyimleri birbirinden ayrı olabiliyor. Örneğin; belli bir meslek grubundan herkes için ortak olan eğitime hidrojen dersek; onunla tepkimeye giren bireylerin kişisel farklılıkları; şahsi tecrübeleri; genetik altyapıları ayrı ayrı elementler olarak düşünülebilir. Bu durumda ortaya çıkan kimyasal ürünler de (düşünsel; bilgisel ve tespitsel ürünler) haliyle herkes için başka başka olabiliyor.
Sözgelimi kiminin eğitim elementi olan hidrojen oksijen deneyimiyle birleşince suyu oluşturabiliyorken; kimininki de azot kişisel ve deneyimsel bileşeniyle bir araya gelerek gazı; klorla tepkimeye girince de kısmi patlamayı meydana getirebiliyor (Galiba bu durumda ben hidrojen eğitimli - elementli bir azotum. Çünkü mesleki duyarlılık konusunda dolmuş; tartışmaya açık sivri yazılarımla adeta “patlıyorum.”)
Bahsini ettiğim unsurların tabii bir neticesi olarak her uzman kendince önemli bir çalışma ortaya koyduğunda; mesela mesleki bir tespitte bulanarak ortaya yeni bir ürün çıkardığında bunu herkesle; en çok da meslektaşlarıyla paylaşmak istiyor. Lakin bunları sözünü ettiği kişilerin istifadesine nasıl açacak; hangi zeminde; kimlerle ve nasıl paylaşacak?
Konuşma diliyle anlatacak; öyle paylaşacak olsa çevresindeki sınırlı sayıdaki kişiyle yetinebilecek mi? Bu küçük zemin kendisini; motivasyonunu beslemeye yetecek mi?
Hem her insanın çevresinde kendi mesleğinden olan toplam kaç kişi vardır ki! Yazsa; evet yazsa ve bir kitap haline getirse nasıl yayınlayacak? Yayınlasa kim alacak? Kimler; kaç kişi okuyacak?
Bu tür çalışmaların ifade edildiği en yaygın platform olan yayıncılık sektöründe bunu yapsa; az önce de belirttiğim gibi; kitap olarak yayınlasa? Ancak her insanda farklı farklı şekillerde ortaya çıkan özgün ürünleri koca bir kitap hacmine varıncaya dek çoğaltabilmek; geliştirebilmek her insan için her zaman mümkün mü? Hadi işi gücü bir kenara koydunuz; gece gündüz demeden çalıştınız; bir kitap hacmine de ulaştınız. Bunu ülkemiz gibi esere değil de isme önem veren bir ülkenin sıkıntılı yayıncılık sektöründe nasıl yayınlatacaksınız? Gönderdiğiniz çalışma muhtemelen okunmadan geri yollanacak. Ardından yaşayacağınız hayal kırıklığı ve şevkinizi kaybetmek de cabası!
Bu bir bakıma; herkesin kendi özel / öznel birikimiyle başbaşa bulunduğu çevrenin son derece sınırlı dünyasında yalnızlığa ve körelmeye mahkum olması manasına geliyor. Evet bu; yakın - tanıdık çevresinde kendisini anlayan - anlamayan birkaç kişiyle yetinerek sahip olduğu onca birikimle birlikte yaşadığı şu fani dünyadan sessiz - sedasız bir şekilde çekip gitmek durumunda kalması demek oluyor. Ne kadar moral bozucu; ne kadar motivasyon söndürücü bir süreç; düşünsenize. Bir çok kişinin içinde yanan üretim ateşi uygun bir ortamın yelpazesiyle karşılık bularak yellenmeyince kısık bir ateş gibi sönüp gitmeye mahkum oluyor ne yazık ki. Bu kişiler için de; insanlarımız için de; mesleklerimiz ve ülkemiz için de büyük bir kayıp olsa gerek.
İşte tavsiyeediyorum.com tam da bu noktada karşımıza çıkıyor. Bahsini etmeye çalıştığım sıkıntıları aşmamıza uzattığı “e-imkan” eliyle yardım ediyor; bizi anlayacak; etkileyebileceğimiz; etkilenebileceğimiz; böylece daha çok gelişip geliştirebileceğimiz ortak bir zemin; gelişmiş bir platform sunuyor. Ülkemizin her bir köşesine yayılmış ve birbirinden habersiz binlerce uzmanla aynı noktada buluşmamıza imkan veriyor. Çok faydalı bir iş görüyor; özgün platformuyla öncü oluyor; önemli bir misyon üstleniyor.
Ben bu geniş havuzlu e-portalı tıpkı akademik çalışmaların yayınlandığı referans dergiler yahut hakem yayın organları gibi görüyorum. Biz uygulamacıların (pratisyenlerin) yaşamında eksik olan böylesi bir ortak deneyim ve yayın paylaşımını sağlayaran önemli bir ulusal “kaynak” olarak düşünüyorum. Yakın bir gelecekte (inşallah) kendisine sıklıkla atıfta bulunulan; “...adı geçen uzmanın şu kadar yayını şu portalda yayınlandı” denilecek ulusal; hatta uluslararası bir “referans yayın merkezi” haline dönüşeceğini ümit ediyorum.
Ümit ediyorum; çünkü bu paylaşım sitesi her bir aşamasıyla son derece ciddi bir portal. Öyleki; söz konusu portala üye olabilmek için evvela uzmanlığınız sorgulanıyor; ciddi bir ön seçim yapılıyor. Ancak ondan sonra çalışmalarınızı – yayınlarınızı gönderebiliyorsunuz. Bütün bunlar editöryal bir süzgeçten de geçiriliyor ve onay alırsa ancak öyle yayınlanıyor. Sonra binlerce uzmanın yazdığı makalelerle aynı sayfada herkesin görebileceği şekilde listeleniyor. Bununla da yetinilmiyor; adeta herkese kişisel bir site özeniyle hazırlanmış olan kendi sayafasında da duyuruluyor. Makalelerin altında; telif hakkı konusunda son derece duyarlı olunduğunu gösteren ibareler etik anlayışı ve hakkaniyet olgusunu esas alarak büyük bir titizlikle vurgulanıyor. Okuyucu sayısı; yayın tarihi gösteriliyor ve her bir yazı kendi türünden yazılarla birlikte ayrı isimler altında ve “kütüphane” gibi çok güzel çağrışımlar yapan ortak bir havuzda toplanıyor.
Bu havuz; yeni çalışmalarla her geçen gün büyüyor. Belki de bu portal ülkemizin halka bu kadar açık; uzmana ve bilgiye ulaşılması bu denli kolay; farklı alanlardan uzmanlara ait her türden yayının bir arada ve çok zengin bir çeşitlilikte yer aldığı “en büyük referans kütüphane” olmak üzere hızla yol alıyor.
Bu büyük projeyi evvela proje olarak zihinlerinde hayal edenlere; sadece bununla yetinmeyip sabırla hayata da geçirenlere; halihazırda yaşatanlara; bundan sonra da yaşatacak olanlara en kalbi duygularımla teşekkür ediyor; her zaman yanlarında olduğumuzu bilmelerini istiyor; saygılarımı arzediyorum.