Destek Sitesi platformunda Uzman olmak ister misiniz?

Uzman olmak için Şimdi başvurun.

Kardeş Kıskançlığı

Oluşturulma tarihi: 18.02.2025 21:56    Güncellendi: 18.02.2025 21:56
KARDEŞ KISKANÇLIĞI

Kıskançlık; insan doğasında doğal bir duygudur. Hele bir de kendinizi; tacını küçük kardeşine kaptırmış bir prens/ prenses olarak hissediyorsanız!

ilk çocuklar; ailelerinin ve aile büyüklerinin göz bebeğidir. Tüm ilgi ve sevgi üzerlerindeyken bunu bir kardeşe kaptırdığını hissetmek; büyük çocuğu kıskançlığa itebilir. Kimi zaman kardeş isteyen çocuklarda bile bu görülür.

Küçük çocuğun dünyaya gelişi ile evdeki yaşam başkalaşır. Bebeği görmeye misafirler gelir; bebeğe özel hediyeler getirirler; evde bebek için yeni düzenlemeler yapılır; bebek anne baba ile aynı odayı paylaşır; beslenme; temizlik gibi ihtiyaclarının kısa aralıklarla giderimesi gereği ; anneyi sürekli bebekle ilgilenmeye zorunlu tutar. Bebek; ihtiyaçlarının giderilmesi için ağladığında; büyük çocukla anne babanın geçirdikleri zaman bölünür. Tüm bu değişimlerin karşısında büyük çocuk; bebek gibi olursa daha çok ilgi göreceğini düşünerek; bebeksi davranışlar sergileyebilir.
ihtiyaçlarını ağlayarak ifade eder; bebeksi konuşur; altına yapar; mama yemek ister… çoğu çocuk ise seviyor gibi yaparak bebeğin canını acıtır.

Küçük çocuk yürümeye başladığından itibaren ise; en büyük hedefi abi/ ablasıyla anne babasının geçirdiği zamanı bölmek olur. Evde küçük bir çocuk varken anne baba ile ders yapmak; sohbet etmek; oyun oynamak; etkinlikler yapmak neredeyse imkansızdır. Bu durumda büyük çocuk anne babasına olan sevgisini daha cok dile getirmeye başlar.

Aileler bu durumlarla karşılaşınca; çoğunlukla `biz seni ondan daha çok seviyoruz` gibi yaklaşımlar izlerler; bebeği kötülerler: ` o daha konuşamıyor bile` ; ` baksana; altına yapıyor; oysa sen bunları çoktan öğrendin` ; ` sen okumaya başladın; ama o öğrenemez` ; `sen harika top oynuyorsun; o ise beceremiyor` …
Oysa ki; bebeği kötülemek fayda yerine zarar getirir. çocuk; anne babanın/ aile büyüklerinin onayı ile kardeşi ile ilgili daha çok olumsuz duygu ve düşünce geliştirir.

Bu durumlar ile karşılaşmamak için gerekli önlemler; gebelik döneminde alınmalıdır. Zaman kavramını anlamaları ve 9 uzun ayı beklemeleri zor olacağı için okul öncesi dönem çocuklarında; gebeliğin gözle görülür duruma geldiği 3-5. aydan itibaren; okul çağı çocuklarında ise gebeliğe karar verildiği zamanda bilgi vermek ve çocuğu değişimlere hazırlamak uygun olur. Aileler çocuklarını karşılaştırmamalı; her iki çocuklarını da ayrı ayrı şevdiklerini hissettirmelidirler.

Kıskançlık doğal bir duygu olmakla birlikte; kıskanan kişinin bu durumla baş etme gücü de doğal bir süreçtir. çocuk kıskanclığı ile baş edemiyor; bu durum onun bazı sıkıntılarını arttırıyor; yaşamını aksatacak duruma geliyorsa bu durumda ters giden birşeyler olduğu düşünülmelidir.
Örneğin;
Çocuk; kardeşi oldu ve anne babası kardeşi ile ilgileniyor diye okula gitmek istemiyorsa;
gece altına çiş ve/veya kaka yapıyorsa;
anne babasının elinden alındığını hissediyor ve onları kaybetmekten korkuyorsa;
üstüne düşen görevleri yapabiliyorken yapamayacak hele gelmişse; yapmıyorsa;
yalnız yatamıyor; anne baba ile aynı yatağı paylaşmak icin diretiyorsa;
karın ağrıları; kalp ağrısı; kas ağrıları; baş ağrısından söz ediyorsa;
hiÇbirşey yapmak istemiyorsa;
iÇine kapandıysa;
kekeleme; bildiklerini anlatamama gibi konuşma sorunları yaşıyorsa;
seslendiğinizde duymayacak kadar dalgınsa;
okul başarısı düşmüşse;
mızmızlanıyor; huzursuzlanıyorsa;
nedensiz öfkeleniyor hatta kimi zaman şiddete başvuruyorsa;
habersizce evden Çikip gidiyor; evi terk etmekten bahsediyorsa;
mastürbasyon yapmaya başlamışsa;
yemek düzeni aşırı yeme veya yemek yememe şeklinde bozulmuşsa;
çabuk sıkılıyor ve ne yapacagını bilemeden sürekli hareket halinde ise;
tırnak yiyor; parmak emiyorsa;
kendine olan güveni düşmüşse;
kendine zarar verme düşüncesinden bahsediyorsa çocuk; kıskançlık duygusu ile baş edemiyor demektir.
Bahsettigimiz sıkıntıların bir veya birkaçinin çocukta görülmesi; çocuğun yaşadığı kıskançlığı daha yoğun yaşamasına neden olur; bu durumla başetme gücünü düşürür ve sonuçta çocuğun yaşamı olumsuz etkilenir.
Bu durumun ortadan kalkması; kardeşler arası olumlu ilişkilerin kurulabilmesi; büyük kardeşin gelişiminin sağlıklı ve huzurlu sürebilmesi; küçük kardeşe iyi örnek olabilmesi; anne babanın huzurlu bir şekilde çocukları ile ilgilenebilmesi için müdahale edilmelidir.
Aileler bu gibi sıkıntıları uzmanlar yerine aile dostları; aile büyükleri; arkadaşları ile paylaşma eğilimindedir. Yaşananları paylaştıklarında çoğunlukla aynı cevabı alırlar: `bizimkiler de aynıydı; geçer…` ; `olur o kadar; büyütmeyin…`; `o daha çocuk…`; `sen de abini kıskanıyordun…` Bu sözleri duymak ailelerin -kısa bir süre için- içini rahatlatır fakat asla sorunu çözmez. Sadece yaşanan sorunun üstü örtülmüş olur. Bu durum ise çözümün gecikmesine; sorunun büyümesine neden olabilir. Yaşanan sorunlar daha yoğun yaşanmaya başlar veya yeni sorunlar eklenir… oysa ki bu tip sıkıntılar; kişiye uygun tedavi yöntemleri ile kolaylıkla aşılabilir ve her tedavi sürecinde olduğu gibi; ruh sağlığında da erken müdahale büyük önem taşır.