Tiroid yetmezliği (hipotiroidi) olan hastalarda damar sertliği yani ateroskeroz fazla gorulmektedir. . Bunun nedeni tedavi olmayan hastalarda kan kolesterol ve trigliserid hormonlarındaki yüksekliktir. Tiroid yetmezliğinin T4 ilacı (levotiroksin) ile tedavisiyle kan kolesterol düzeyleri azalır. Yeni yayınlanan bir çalışmada tiroid hormon ilaçlarına ilaveten omega-3 alan hastalarda tiroid hormon ilacının etkinliğinin daha çok arttığı ve kan yağlarının daha iyi düzeldiği şeklindedir.
HİPOTİROİDİ (TİROİT BEZİ YETMEZLİĞİ) NASIL TEŞHİS EDİLİR?
Hipotiroidi hastalığı kan testleriyle kolaylıkla teşhis edilir. Test olarak T3; T4; TSH; anti-TPO antikoru ölçülür ve tiroid ultrasonu yapılır. Kanda serbest T4 hormonu düşük ve TSH yüksek ise hipotiroidi tanısı konur. Serum T3 düzeyleri değişkendir ve bazen normal sınırda olabilir. Çok nadiren hipofiz bezi yetmezliğine bağlı tiroid bezi yetmezliği olabilir; o zaman TSH hormonu düşük; T4 ve T3 hormonu da düşüktür. Tiroid bezi yetmezliği teşhis edilen hastalarda tam kan sayımı; karaciğer testleri ve kolesterol; trigliserit ve LDK kolesterol tetkikleri ile kalp grafisi (EKG) tetkiki yapılır. Kalp hastalığı riskini anlamak için kanda homosistein ve hassas CRP tetkiklerine bakılması faydalıdır. Kansızlık varsa kanda ferritin; B12 vitamini ve folat düzeylerine bakılarak demir eksikliği veya vitamin eksikliği olup olmadığı araştırılır.
Aşikar yani belirgin (tam) tiroid yetmezliğinde TSH hormonu kanda artar ve genellikle 10 IU/L’den daha yüksek çıkar; kandaki T4 ve T3 hormonları da düşmüştür.
Başlangıç halindeki tiroid yetmezliğinde ise TSH hormonu 4 ile 10 IU/L arasındadır. Bu durumda T3 ve T4 hormonları normal sınırlar içindedir.
Bu hastalarda ölçülen anti-TPO ve anti- Tiroglobulin antikorları kanda yüksek çıkarsa tiroid yetmezliğini Hashimoto hastalığının yaptığına karar verilir.
Tam kan sayımı tetkiki yapılan hipotiroid hastaların % 30-40’ında anemi (kansızlık); % 15’inde demir eksikliği (kanda ferritin düşüklüğü) saptanır. Bazı hastalarda kanda folik asit vitamini ve B12 vitamini düşük çıkabilir. Bu hastalarda eksik olan vitamin ilaçlarla tedavi edilir.
Kanda kreatinin fosfokinaz (CPK) ve prolaktin düzeyleri yüksek olarak bulunabilir. Prolaktin hormonundaki orta derecede bir yükseklik oluşur ve Levotiroksin ilacı kullandıktan sonra düşer. Eğer hastanın tiroid hormonları normale geldiği halde prolaktin hormonu yine yüksek ise doktorunuz prolaktin hormonlarını yükselten diğer nedenleri araştırır.
Ayrıca SGOT (AST); SGPT (ALT); GGT; laktat dehidrogenaz (LDH); CPK ve amilaz tetkiklerinde yükselmeler olabilir. Bunlardan en fazla yükseleni CPK tetkikidir.
Hipotiroid hastalarda kan yağları yüksektir. Trigliserit denilen yağda hafif artış olurken; total kolesterol; LDL kolesterol; ve Lp (a) isimli yağlarda artma olur.
Homosistein ve CRP düzeyleri de kanda yükselir. Yağ yüksekliği ve homosistein yüksekliği koroner arter hastalığının hipotiroid hastalarda sık görülmesine neden olur.
HİPOTİROİDİNİN (TİROİD BEZİ YETMEZLİĞİNİN) TEDAVİSİ Levotiroksin İlacıyla yapılan Tedavi:
Hipotiroidide vücudumuzda tiroid hormonu az olduğundan dışardan verilecek sentetik T4 hormonu ilaçları ile eksiklik giderilmeye çalışılır. Kullandığınız bu ilaçların içinde levotiroksin vardır ve vücudunuzda yapılan T4 hormonunun aynısıdır. Vücutta T4 hormonu eksik olduğundan bu ilaçlarla eksiklik giderilir. Tiroid yetmezliğinin tedavisinde ilaç tedavisinden başka bir tedavi şekli yoktur. Bazı hastaların sorduğu gibi ameliyat yapılmaz. Levotiroksin ilacı günde bir defa aç karna alınmalıdır. Aç iken alınırsa emilimi daha iyidir ve yaklaşık % 70’i emilir. İlaçları hep aynı zamanda almalı ve unutmamalıdır. Eğer aç karna alınca midede yanma veya ağrı oluyorsa ilacı tok karna alabilirsiniz. Tok karna alınınca ilaç emilimi azalacağından daha fazla ilaç almak gerekebilir. Bu durumu doktorunuza bildiriniz. Demir ilaçları; kalsiyum ilaçları; sukralfat isimli mide ilacı; lifli-posalı gıdalar; lif veya posa kapsülleri; antiasitler ve soya yağı aynı öğünde alınırsa tiroid ilacının emilimini bozar. Bu nedenle mümkün olduğu kadar tiroid ilacının alındığı öğünde başka ilaç alınmamalıdır.
İlaç kullanan hastalar hormon ölçümü için kan verecekleri zaman ilacı yutmadan kan vermelidir. Kan verdikten sonra ilaçlarını alabilirler. İlaç alındıktan 9 saat sonra da kan verebilirler.
Hipotiroidi ömür boyu tedavi edilmesi gereken bir hastalıktır. Geçici bir hastalık değildir. Herhangi bir antibiyotik gibi ilaç kutusundaki ilaç bitince tedavinin kesildiği bir hastalık değildir. İlacı keserseniz şikayetleriniz tekrar başlar. Bu nedenle ilaçlarınızı kesmeyiniz.
Bazen Levotiron ilacını eczanede bulamadığınızda onun yerine Tefor ilacını kullanabilirsiniz. Bu durumu doktorunuza bildiriniz. İlaçların etkinliği bazen farklı olabildiğinden TSH hormonu ölçülerek ilaç değişiminin etkisini tekrar kontrol etmek gerekebilir.
OMEGA-3 NEDİR?
OMEGA-3 NEDİR?
Omega-3 ve omega-6 asitleri vücutta yapılamayan ve dışarıdan alınması gereken yağ asitleridir. Bunlara bu nedenle tıp dilinde esasnsiyel yağ asitleri adı verilir. Buradaki 3 ve 6 rakamları kimyasal yapılarındaki ilk çift bağlanmanın olduğu karbon atomunu gösterir. eicosapentaenoic acid (EPA) ve docosahexaenoic acid (DHA) uzun zincirli omega-3 yağ asitleridir.
Görevleri:
1)Hücre mebranı sabitler: Hücre memranların iyi çalışması omega-3 ve omega-6 ile olur. DHA özellkle retina ve sinir hücre membranlarında bulunur.
2)Görme: DHA isimli omega-3 göz dibindeki retina hücrelerinde yüksek konsantrasyonda bulunur. Retinanın gelişimi için DHA ayağa siti çok önemlidir.
3)Sinir Hücreleri: beyindeki gri dokuda bulunan posfolipidler yüksek oranda DHA yağ asiti ve araşidonik asit bulunur. Hayvan çalışmaları beyindeki DHA azaldığında öğrenmenin azaldığını göstermiştir.
4) iltihap hormonları üretimini azaltır
5)Gen etkileşimi yapar.
Omega-3 Yağ Asitleri:
ALA (Alfa linoeik Asit) : ALA omega-3 yağ asiti keten tohumu; ceviz ve bunların yağında bulunur. Kanola yağı da ALA kaynağıdır. Bu nedenle Kanola yağı en iyi yağlardan birisidir.
Diyetle alınan omega -6’ nın omega-3’e oranı giderek artmış ve son zamanlarda 10-20/1 olmuştur. Oysa esas faydalı olan omega-3 yağ asit alımının artırılmasıdır. Bu nedenle Amerikan Kalp Cemiyeti kalp ve damarları korumak ve ritm bozukluklarından korunmak için haftada en az 2 defa balık yenmesini ve koroner kalp hastalığı varsa yaklaşık 1 gram omega-3 ‘ün eicosapentaenoic acid (EPA) ve docosahexaenoic acid (DHA) karışımı olarak alınmasını önermektedir. Eicosapentaenoic Acid (EPA) ve Docosahexaenoic Acid (DHA): Bunlar en iyi omega-3 yağ asitleridir. Bunların esas kaynağı yağlı balıklardır. Somon; sardunya; Tuna balığı gibi yağlı balıklar bu yağ asitlerince zengindir.
Piyasada Nasıl Satılır? Omega-6 Yağ Asiti:
Borage Oil (yağ); evening primrose oil içinde çok fazla gama linoneik asit (GLA) vardır ve bu omega-6’dır. Bu ilaçlar yüksek dozda mide ve barsaklarda yan etki yapar. Primrose evening oil ürününü epilepsisi olanlar kullanmamalıdır. Kasılmaları artırabilir.
Omega-3 Yağ Asiti:
Keten tohumu yağında omega-3 (ALA) yağ asiti vardır. Balık yağı içinde EPA ve DHA oranı çok değişkendir. Bu nedenle bu tür ürünlerin etiketindeki EPA ve DHA oranını okumak gerekir. Bu ürünler yemekle birlikte iyi emilir. Cod liver oil de omega-3 içerir ancak bunda yüksek A vitamini vardır. Omega-3 alanlarda yan etki olarak reflüde artma; bulantı ve ishal olabilir. Omega-3 Alırken Dikkat:
Omega-3 ürünleri 3 gram/güne kadar güvenle alınırsa da kanama zamanında uzama olmasına dikkat edilmelidir. Coumadin; aspirin gibi ilaç kulananlar kanama zamanı ve INR ile takip edilmelidir. Bu ürünler bağışıklık sistemini baskıladığından sık hastalanan (enfeksiyon geçiren) ve bağışıklık sistemi bozuk kişilerde kullanmamalıdır. Bazı hastalar trigliserit yüksekliği için balık yağı alırken LDL kolesterol düzeyini kontrol etlidir. Yapılan bazı çalışmalarda balık yağı tüketen kişilerde LDL kolesterolün arttığı saptanmıştır.