Hiçbir insanın kişiliği; bir diğerine benzemez. Ancak kadınlar ve erkekler birbirlerinden çok farklı kişilik yapıları sergilerler. Evlilik terapilerinde bunu çok yakından izlersiniz.Yolunda gitmeyen; sorunlu evliliklerde; eşlerin kişiliklerinin birbirine uyumlanmadığını gözlemlerim. Ya da aşkın ve terk edilmenin kıvrandırdığı acıdan kurtulmak için terapiye gelen genç kızlardan; dinlediğim erkek arkadaşlarının kişiliklerinin onlara ne kadar da uzak olduğunu görürüm.
İlişkinin başlarında erkeğin kadını rahatsız etmeyen kişilik özellikleri zaman içinde sorun yaratmaya başlar. “ O önceleri böyle değildi...” yakınmaları daha sonraları yerini “değişmesini istiyorum; o değişir mi?” sorularına döner terapilerde. Oysaki hiçbir terapistin bir başkasını değiştirme gücü yoktur. Bizler; kişilere sadece değişimleri için yolu gösteririz. Kişinin kendisi değişmek isterse; ancak o zaman değişim olur.
Yıllardır gördüğüm o ki; kadınlar erkekleri ilişkinin başında tanıyamıyorlar. Onlara fazlaca anlam yükleyip; sonra hayal kırıklığına uğruyorlar. Ardından da değişmelerini istiyorlar. Tabi bu sadece kadınların değil aşkın da körlüğü. Gelin şimdi kısa süreliğine aşkı yüreğinize bir yere kilitleyin; mantığınızı devreye sokun ve eşinizin ya da sevgilinizin hangi erkek tiplemesine yakın olduğuna bakın. Böylelikle ileride hayal kırıklığına uğrama olasılığınız azalacaktır.
Pasif Agresif Erkekler; İlk bakışta sakin gibi görünen bu erkeklerin; gün gelip de öfke nöbetleri geçireceğini asla tahmin etmezsiniz. Pasif agresif erkekler; içe dönük; sessiz; kendileri kural koymayan ama sizin kurallarınıza uyan;uyumlu; ne derseniz yapan ve sizi asla eleştirmeyen; terslemeyen davranışlarıyla zaman içinde hayranlığınızı kazanabilirler. Onlar size kızsalar bile; bu kızgınlıklarını dile getirmeyip içlerinde tutarlar. Bu erkeklerin en tehlikeli yanları; size olan öfkelerini biriktirmeleridir. Onun sizinle çok mutlu olduğunu sanırsınız ama bir gün hiç olmadık bir yer ve zamanda öyle bir bomba patlatırlar ki; paramparça olabilirsiniz.
Öneri; Ona sık sık ilişkide ya da evlilikte sorun olan her ne varsa konuşmayı teklif edin. Sorunları konuşmaktan kaçınacaktır; aranızdaki iletişimi güçlendirin.
Megaloman Erkekler; Göz göze geldiğinizde; onun kendine olan güvenine hayran olursunuz. Bu erkeklerin “dünyayı ben yarattım” tavırları; kadınların çok hoşuna gider. İlk zamanlar; onun yanında kendinizi “güvende” hissetseniz de; bir süre sonra bu güven duygusunun içinin “boş” olduğunu görürsünüz. Bu erkekler kendilerinden başka birini düşünmekte özürlüdürler. İç dünyalarındaki mutsuzluğu örtmek adına geliştirdikleri “ben her şeyim” görünümlü sahte savunma mekanizmaları; ilişkinin ilerleyen zamanlarında; ilişkiyi ve sizi zedelemeye başlar. Hiçbir zaman sizin için bir fedakarlıkta bulunmayacak; başarılarınızda sizi övmeyecek; güzelliğinizi onaylamayacak bu erkeklerle hayatı paylaşmak olanaksızdır. Çünkü onlar paylaşmayı bilmezler.
Öneri; Onu değiştirmek için zamanınızı harcayıp; ruh sağlığınızı tehlikeye atmayın. Ona yapacağınız en iyi yardım; bir terapiste yönlendirmek olacaktır. Bu erkeklerden olabildiğince uzak durmanızda fayda var.
Hiperaktif Erkekler;Dikkatleri dağınık; düşünceleri istikrarsız ve iş hayatlarında başarılı olamayan bu erkekler; bir kişiye bağlanamaz ve bir kişiye odaklanamazlar. Asla tek eşli olamadıkları gibi; tek işli de olamazlar. Sürekli iş değiştirirler ve çevrelerindeki insanları yorarlar. Onu anlamanız mümkün değildir çünkü onlar kendilerini çözememişlerdir.
Öneri;Yanlarına bile yaklaşmayın!
Paylaşımcı Erkekler; Kimisi içe dönüktür; kimisi dışa dönük. Ama onları yanınızda sizin sorunlarınızla ilgilenirken bulabilirsiniz. Önceleri bu duruma inanamazken; sonraları onun değerini anlamaya ve onu keşfetmeye başlarsınız. Bu erkekler paylaşmayı o kadar severler ki; bazen bu sizi bunaltabilir çünkü onlar dip dibe yaşamaya bayılırlar. Onlar için “ben” değil; “biz” vardır.
Öneri; “Biz”olmayı sevenlerdenseniz; onu bırakmayın çünkü sizi çok mutlu edecektir.