Ramazan ayının gelmesiyle birlikte akıllarda oluşan en büyük soru ramazanda nasıl beslenmeli şeklinde oluyor. Genelde ramazan denildiğinde akla ihtişamlı sofralar ve bol çeşit geliyor. Normalden çok daha özenli sofralar kuruluyor. Aslında bu noktada durmak lazım. Ramazanın anlamı vücudu dinlendirmektir. O yüzden bu ayda normal beslenme düzeni çok değiştirilmemeli ve bir öğünde metabolizmaya aşırı yükleme yapılmamalıdır.
Oruç tutmak sağlıklı kişiler içindir. Ağır böbrek; karaciğer; mide; bağırsak rahatsızlıkları olan kişilerin oruç tutmaları uygun değildir. Diyabet hastalarında ara öğün tüketmek ve öğünlerin atlanılmaması çok önemlidir. Uzun süren açlıkta hipoglisemi (kan şekerinin aşırı düşmesi) komaları oluşacağından Diyabet hastalarının oruç tutmaması gerekir. Gebelik ve emziklilik döneminde de gün içerisinde yeterli sıvı alınamayacağından annenin sütünde azalma olur; bebek yeterince beslenemez ve besin yetersizlikleri oluşur.
Ramazanda gün boyunca aç kalınması sebebiyle metabolizmada yavaşlama olur. Bu sebeple iftar saatinde birden ve yüksek kalorili yiyeceklerin yenmesi vücutta yüklenmeye; ani kan şekeri artışlarına ve kilo alımına neden olur. Ramazanda günde en az 4 öğün yemek; kişinin normal beslenme düzenine yakın olacağından kilo alımını engeller. Kişiler sahuru mutlaka yapmalıdır. Sahurda 1-2 kibrit kutusu kadar peynir; 4-5 zeytin; 1-2 dilim kepekli ekmek; 1 adet meyve; 1 kase yoğurt; az yağlı sebzeli gözleme ve domates - salatalık yenilebilir. Buradaki önemli nokta sahurda kahvaltıya benzer bir öğün tüketebilmektir. Kahvaltı öğününün protein miktarı yüksek; yağ miktarı düşüktür. Proteinli besinler mide boşalmasını geciktirerek; acıkmayı engellerler. Yiyip yatma şeklinde oruç tutmak uygun değildir. Çünkü beden sahura oranla 4-5 saat gibi bir süre daha fazla aç kalacağından gün içersinde kan şekerinde düşme; halsiz kalma; bayılma gibi durumlar gözlenebilir.
İftar vücuda yüklenmeyi engellemek için mutlaka ikiye bölünmelidir. Oruç su ile açıldıktan sonra ılık bir çorba içilebilir ve düşen kaç şekerini yükseltmek için 1 yemek kaşığını geçmeyecek şekilde reçel veya marmelat yenilebilir. Daha sonra 20-30 dk’lık bir ara verilmelidir. İftarın ikinci kısmında ise içinde az yağlı et bulunan hafif bir sebze yemeği; 1-2 dilim kepekli ekmek; az yağlı bol yeşillikli bir salata ve 1 kase yoğurt yenilebilir. Pide yerine kepekli ekmek yenilmelidir. Çünkü pide beyaz undan yapıldığından kan şekerini aniden yükseltir ve daha sonrasında aniden düşen kan şekeri açlık hissinin artmasına neden olur. Oysa kepekli ekmekteki kepek mide boşalmasını geciktirir ve kan şekerinin yavaş yavaş yükselmesini sağlar. Bunun sonucunda da açlık daha geç hissedilir.
İftardan bir saat sonra ara öğün yemek iftara yüklenmeyi önler. Bu ara öğünde 1 kase yoğurt ve 1 adet meyve veya 1 kase sütlü tatlı yenilebilir. Tatlı tercihleri sütlü tatlılardan yana olmalıdır. Şerbetli tatlılar ve hamur işleri tüketilmemelidir.
İlk ara öğünden 1 saat sonra ikinci bir ara öğün yapılmalı ve bu öğünde de 1-2 adet meyve yenilmelidir.
Bu şekilde 4 öğünle beslenildiğinde Ramazanda kilo alımının önüne geçilebilir hatta 1-2 kilo verilebilir. Ancak unutulmamalıdır ki Ramazan kilo verme ayı değildir. Bunun için kişi kendini aç bırakmak gibi bir yönteme kesinlikle başvurmamalıdır.
Bu sene Ramazan ayının yaz mevsimine gelmesi sebebiyle mutlaka iftarla sahur arasında 8–10 bardak su içilmelidir. Gün içerisinde terle aşırı sıvı atılması nedeniyle yeterince sıvı alınmaması bayılmalara neden olabilir.
Uzun süren açlık nedeniyle metabolizma yavaşlar ve kişiler halsiz düşerler. Gün içerisinde yapılan ufak egzersizler halsizlik hissinin azalmasını sağlar.