Ruşeym (Buğday Embriyosu) : Sağlıklı Yaşam Kaynağı Besinlerin Mucizevi Etkileri ve Ruşeym
SAĞLIKLI YAŞAM KAYNAĞI RUŞEYM !!!
Ruşeym aslında hepimizin çok yakından tanıdığı BUĞDAY ın embriyosudur.
Sizin ve ailenizin sağlığı ne kadar önemli?
Hastalıklar için önceden önlem almak istersiniz değil mi?
Vücudunuz için gerekli mineral ve vitaminleri alıyor musunuz?
Bu sorunlar sizin için ne kadar önemli?
Hipoglisemi (reaktif); Tip II Diabet; Hipertansiyon; Gut; Şişmanlık; Koroner kalp hastalığı; Lipid profili bozukluğu;Nöropsikiatrik bozukluklar; Felçler; Konsantrasyon eksikliği; Hiperaktivite ; Hipoaktivite; Depresyon; Alzheimer hastalığı; Mültipl skleroz; Davranış bozuklukları; Baş ağrısı ; Trigliserit yüksekliği;HDL azlığı; LDL yüksekliğiOsteoporoz; İmmün sistem baskılanması (sık enfeksiyon geçirme - kanserlerGöğüs-Yumurtalık- Prostat- Mide – Kolon-
Rektum - Safra kesesi);Mineral eksiklikleri; Krom; Bakır; Kalsiyum; Magnezyum Mide-barsak hastalıkları;Mide asit artışı → Ülser; Hazımsızlık;Crohn hastalığı
Ülseratif kolit; Apandisit; Hemoroid; Besin alerjisi; Hepatomegali; Karaciğer yağlanması;Konstipasyon ;Safra taşı;Alkolizm; Artrit; Romatizmal hastalıklar; Astım; Anfizem; Böbrek taşı; Varis;Ekzema; Katarakt; Miyopi;Diş çürüğü; Dişeti hastalıkları;Yaşlanma; Serbest radikal oluşması; Deri buruşuklukları;Prostat hipertrofisi; Dazlaklık; Akne; Premenstürel sendrom;; Prematüre doğum ; Polikistik over sendromu.;Kadın infertilitesi ve daha pek çok sağlık sorunu…
Sağlıklı beslenme ipuçlarının; sağlıklı düşünme ve sağlıklı yaşama yolunda ciddi adımlar atabilmemiz için mucizevi ve vazgeçilmez olduklarını her zaman göz önünde tutmalıyız.Beslenme;insanın büyüme ve gelişme potansiyeline ulaşabilmesi ve sağlığının korunması için temel gereksinimdir.
Her biri ayrı bir fonksiyonel besin olan tüm gıda maddeleri içinde sayılan Ruşeym ise ;kalp-damar sağlığını sinir ve sindirim sistemini koruyor; kilo kontrolüne yardımcı; kollestrolü düşürüyor;kas-sinir gelişimine; büyüme ve cinsel gelişime yardımcı oluyor;hastalıklara karşı direnci arttırmaya; sağlıklı saçlara; cilde ; gözlere;iyi bir ruh durumuna sahip olmanıza yardımcı oluyor;ve bir çok araştırmaya konu olduğu bilinmekte..…
Ekmek; ülkemizde başlıca gıda konumundadır. Günde kişi başına ortalama 350 gram ekmek tüketilir. Günlük kalorinin yaklaşık % 30-40 ı’ kepeği ayrılmamış tahıllardan karşılanmalıdır. İnsanlık tarihinde; yiyeceklerdeki değişiklikler hiçbir zaman son bir yüzyıldaki kadar hızlı olmamıştır.Son bir yüz yılda çevresel faktörlerimiz ve bu arada diyetimiz büyük ölçüde değişmiştir. Açlık tehlikesi önemli ölçüde engellenmiş fakat genlerimiz yeni beslenme şekline yeterli uyumu kısa süre içinde gerçekleştiremediği için; yaşam süresinin uzamadığı; hatta zaman zaman kısaldığı bildirilmektedir. Genlerimizin baş edemeyeceği yiyeceklerle beslenirsek hücrelerimiz yıpranır; çabuk yaşlanırve hastalıklara kolaylıkla yakalanırız.
Rafine (glisemik endeksi yüksek)şekerler ve beyaz untüketiminin artması; Omega-3tüketiminin azalması; omega-6’nın aşırı artması; hayvani yağ tüketiminin azalması;taze sebze-meyve ( vitamin-mineral-antioksidan ) tüketiminin azalması; kefir- yoğurt gibi probiyotiklerden zengin gıda tüketiminin azalması; katkı maddeleri; toksinler; hava kirliliği; radyasyon; yetersiz güneşlenme; az hareket etme gibi faktörler hastalık sürecinin hızlanmasını sağlayabilir.
Kepeği ayrılmış tahıl ve ürünleri tüketimiyle; gebe kadınların %39 unda B2; % 81 inde B12; %76 sında folik asit;%72 sinde çinko eksikliği;
Emziren annelerin % 43 ünde B2; %36 sında B6; %60 ında B12; %73 ünde folik asit eksikliği; okul çocuklarının %90 lnda B2; %83 ünde B6 eksikliği görülmektedir.
Bu durumun çoçuklarda ve gençlerde fiziksel gelişmeye; kavrama yeteneğine; yetişkinlerde çalışma verimine ve ruh sağlığına olumsuz yansıması kaçınılmazdır.Pasifik adalarında geleneksel diyetin değişmesi ile birlikte % 1 dolayında olan miyopi oranı %50’lerin üzerine çıkmıştığı bildirilmektedir.
Doğal gıdalarla (Tam tahıllaret; süt; yumurta; sebze; meyve; kabuklu kuruyemişler vb) beslenen avcı-toplayıcı gruplarda diş ve kafatası yapıları mükemmel gelişmiştir. Araştırmacılar rafine gıdalarla beslenen topluluklarda yüz kemiklerinin yetersiz geliştiğini açıklanmaktadır.Yüz kemiklerin yeteri kadar gelişmemiş kişiler hava yolu daraldığından ağızdan nefes aldıkları;bu durumun da baş ağrısı; hipertansiyon; altını ıslatma; kronik kulak ve sinüs enfeksiyonları; tempero-mandibular ağrı; uyku bozuklukları;uyku apne sendromu; horlama; göz kapaklarında morluk; empotansa neden olduğu açıklanmıştır.Geleneksel gıdalarını yiyen kızılderililerde mükemmel yüz; çene ve diş yapıları olduğu; beyaz adamın rafine gıdalarına geçtikten sonra Kızılderililerin diş yapılarının bozulduğu saptanmıştır.
Rafine gıdaları yiyen Eskimolarda yüz; çene ve diş yapılarındaki deformitelerle birlikte. burun deliklerinin küçüklüğü araştırmacıların dikkatinden kaçmamıştır.
Rafine edilmemiş tam tahıllı ürünle;polipozis; kolitis;kanser;ivertiküler hastalıklar; aterosiklerozis ( serum kolesterolünü / serum lipid düzeyini düşürür ) i engelleyici özellik taşır.
Zira posa antitoksik etkilidir.Posa; barsak hareketlerini artırarak; proteinlerden oluşan amonyağın ortamda daha kısa süre kalmasını düzenlediği; kanser yapıcı ögelerin oluşumunu engellediği bildirilmiştir.
Ruşeym buğday başağının alt kısmında bulunur ve buğdayın "tüm besin değerlerini" taşır. Bu madde tohumun üremesini ve çimlenmesini sağlıyor. Yani buğdayın kalbi ve hayat kaynağı. ”Doğanın altın sırrı” olarak sunulan ruşeym; lif değeri yüksek; tokluk hissi veren lezzetli bir besin maddesi olarak bildirilirken; zayıflama diyetlerinin vazgeçilmezi olarak ta başköşedeki yerini alıyor.. Besleyici değeri çok yüksektir.Ruşeym tam bir vitamin;ve mineral deposudur. Bunun yanında bir çok hastalığı önlemede;etkili olan önemli aminoasit ve omega 3-6-9 yağ asitleri içerir.
İnsan vücudu için gerekli olan temel besinler; karbonhidratlar; vitaminler mineraller; aminoasitler; yağlar ;su ve posadır.
Beyaz ekmek yapımı aşamasında; ekmek unundan ruşeym maalesef ayrılmaktadır. Ruşeymin yapısında 18 amino asit;10’dan fazla vitamin; 8 mineral; 913 protein bileşimi; omega 3; omega 6; omega 9 yağ asitleri; prebiyotik enzimler;A; B1; B2; B3; B5; B6; C; D; E; Folik asit; Selenyum;Ko-enzim Q10; Fosfor; Sodyum ;Çinko;Kalsiyum;Magnezyum; Demir ; Manganez; Potasyum; Triptofan; Treonin; İzolösin; Sistin;Tirozin; Arginin; Fenil alanin;Glutamik asit; Aspartik asit; Lizin; Histidin; Alanin; Lösin; Glisin; Prolin; Serin;Valin ve Metionin bulunur
Doğal bir ürün olan ruşeym artık ülkemizde de uygulanabilen uygun teknolojiler ile ekmeğimizin içinde yer alabilecek duruma gelmiştir. Ruşeym; soğuk süt veya yoğurt ile karıştırılabiliyor; taze ya da kuru meyveye ilave edilerek zenginleştirilebiliyor. Çorba; salata gibi yiyeceklerin üzerine serpilerek kullanılabileceği bildiriliyor.
Gluten Enteropatisi Hastalarının ya da diğer bir deyişle Çölyak Hastaları nın ; emilim problemi yaşayanların ve posa tüketmesi sakıncalı bireylerin uzmana danışmadan kullanmamalarında fayda olduğunu akıldan çıkarmamak gerekiyor..Tüm bu yararları göz ardı etmeden daha bilinçli ve sağlıklı beslenmek için geç kalmış sayılmayız.
YEDİKLERİMİZ İLACIMIZ; İLACIMIZ ;YEDİKLERİMİZ OLMALIDIR.
Uzman Diyetisyen
Zühal AYNACI BAYEL
Ruşeym aslında hepimizin çok yakından tanıdığı BUĞDAY ın embriyosudur.
Sizin ve ailenizin sağlığı ne kadar önemli?
Hastalıklar için önceden önlem almak istersiniz değil mi?
Vücudunuz için gerekli mineral ve vitaminleri alıyor musunuz?
Bu sorunlar sizin için ne kadar önemli?
Hipoglisemi (reaktif); Tip II Diabet; Hipertansiyon; Gut; Şişmanlık; Koroner kalp hastalığı; Lipid profili bozukluğu;Nöropsikiatrik bozukluklar; Felçler; Konsantrasyon eksikliği; Hiperaktivite ; Hipoaktivite; Depresyon; Alzheimer hastalığı; Mültipl skleroz; Davranış bozuklukları; Baş ağrısı ; Trigliserit yüksekliği;HDL azlığı; LDL yüksekliğiOsteoporoz; İmmün sistem baskılanması (sık enfeksiyon geçirme - kanserlerGöğüs-Yumurtalık- Prostat- Mide – Kolon-
Rektum - Safra kesesi);Mineral eksiklikleri; Krom; Bakır; Kalsiyum; Magnezyum Mide-barsak hastalıkları;Mide asit artışı → Ülser; Hazımsızlık;Crohn hastalığı
Ülseratif kolit; Apandisit; Hemoroid; Besin alerjisi; Hepatomegali; Karaciğer yağlanması;Konstipasyon ;Safra taşı;Alkolizm; Artrit; Romatizmal hastalıklar; Astım; Anfizem; Böbrek taşı; Varis;Ekzema; Katarakt; Miyopi;Diş çürüğü; Dişeti hastalıkları;Yaşlanma; Serbest radikal oluşması; Deri buruşuklukları;Prostat hipertrofisi; Dazlaklık; Akne; Premenstürel sendrom;; Prematüre doğum ; Polikistik over sendromu.;Kadın infertilitesi ve daha pek çok sağlık sorunu…
Sağlıklı beslenme ipuçlarının; sağlıklı düşünme ve sağlıklı yaşama yolunda ciddi adımlar atabilmemiz için mucizevi ve vazgeçilmez olduklarını her zaman göz önünde tutmalıyız.Beslenme;insanın büyüme ve gelişme potansiyeline ulaşabilmesi ve sağlığının korunması için temel gereksinimdir.
Her biri ayrı bir fonksiyonel besin olan tüm gıda maddeleri içinde sayılan Ruşeym ise ;kalp-damar sağlığını sinir ve sindirim sistemini koruyor; kilo kontrolüne yardımcı; kollestrolü düşürüyor;kas-sinir gelişimine; büyüme ve cinsel gelişime yardımcı oluyor;hastalıklara karşı direnci arttırmaya; sağlıklı saçlara; cilde ; gözlere;iyi bir ruh durumuna sahip olmanıza yardımcı oluyor;ve bir çok araştırmaya konu olduğu bilinmekte..…
Ekmek; ülkemizde başlıca gıda konumundadır. Günde kişi başına ortalama 350 gram ekmek tüketilir. Günlük kalorinin yaklaşık % 30-40 ı’ kepeği ayrılmamış tahıllardan karşılanmalıdır. İnsanlık tarihinde; yiyeceklerdeki değişiklikler hiçbir zaman son bir yüzyıldaki kadar hızlı olmamıştır.Son bir yüz yılda çevresel faktörlerimiz ve bu arada diyetimiz büyük ölçüde değişmiştir. Açlık tehlikesi önemli ölçüde engellenmiş fakat genlerimiz yeni beslenme şekline yeterli uyumu kısa süre içinde gerçekleştiremediği için; yaşam süresinin uzamadığı; hatta zaman zaman kısaldığı bildirilmektedir. Genlerimizin baş edemeyeceği yiyeceklerle beslenirsek hücrelerimiz yıpranır; çabuk yaşlanırve hastalıklara kolaylıkla yakalanırız.
Rafine (glisemik endeksi yüksek)şekerler ve beyaz untüketiminin artması; Omega-3tüketiminin azalması; omega-6’nın aşırı artması; hayvani yağ tüketiminin azalması;taze sebze-meyve ( vitamin-mineral-antioksidan ) tüketiminin azalması; kefir- yoğurt gibi probiyotiklerden zengin gıda tüketiminin azalması; katkı maddeleri; toksinler; hava kirliliği; radyasyon; yetersiz güneşlenme; az hareket etme gibi faktörler hastalık sürecinin hızlanmasını sağlayabilir.
Kepeği ayrılmış tahıl ve ürünleri tüketimiyle; gebe kadınların %39 unda B2; % 81 inde B12; %76 sında folik asit;%72 sinde çinko eksikliği;
Emziren annelerin % 43 ünde B2; %36 sında B6; %60 ında B12; %73 ünde folik asit eksikliği; okul çocuklarının %90 lnda B2; %83 ünde B6 eksikliği görülmektedir.
Bu durumun çoçuklarda ve gençlerde fiziksel gelişmeye; kavrama yeteneğine; yetişkinlerde çalışma verimine ve ruh sağlığına olumsuz yansıması kaçınılmazdır.Pasifik adalarında geleneksel diyetin değişmesi ile birlikte % 1 dolayında olan miyopi oranı %50’lerin üzerine çıkmıştığı bildirilmektedir.
Doğal gıdalarla (Tam tahıllaret; süt; yumurta; sebze; meyve; kabuklu kuruyemişler vb) beslenen avcı-toplayıcı gruplarda diş ve kafatası yapıları mükemmel gelişmiştir. Araştırmacılar rafine gıdalarla beslenen topluluklarda yüz kemiklerinin yetersiz geliştiğini açıklanmaktadır.Yüz kemiklerin yeteri kadar gelişmemiş kişiler hava yolu daraldığından ağızdan nefes aldıkları;bu durumun da baş ağrısı; hipertansiyon; altını ıslatma; kronik kulak ve sinüs enfeksiyonları; tempero-mandibular ağrı; uyku bozuklukları;uyku apne sendromu; horlama; göz kapaklarında morluk; empotansa neden olduğu açıklanmıştır.Geleneksel gıdalarını yiyen kızılderililerde mükemmel yüz; çene ve diş yapıları olduğu; beyaz adamın rafine gıdalarına geçtikten sonra Kızılderililerin diş yapılarının bozulduğu saptanmıştır.
Rafine gıdaları yiyen Eskimolarda yüz; çene ve diş yapılarındaki deformitelerle birlikte. burun deliklerinin küçüklüğü araştırmacıların dikkatinden kaçmamıştır.
Rafine edilmemiş tam tahıllı ürünle;polipozis; kolitis;kanser;ivertiküler hastalıklar; aterosiklerozis ( serum kolesterolünü / serum lipid düzeyini düşürür ) i engelleyici özellik taşır.
Zira posa antitoksik etkilidir.Posa; barsak hareketlerini artırarak; proteinlerden oluşan amonyağın ortamda daha kısa süre kalmasını düzenlediği; kanser yapıcı ögelerin oluşumunu engellediği bildirilmiştir.
Ruşeym buğday başağının alt kısmında bulunur ve buğdayın "tüm besin değerlerini" taşır. Bu madde tohumun üremesini ve çimlenmesini sağlıyor. Yani buğdayın kalbi ve hayat kaynağı. ”Doğanın altın sırrı” olarak sunulan ruşeym; lif değeri yüksek; tokluk hissi veren lezzetli bir besin maddesi olarak bildirilirken; zayıflama diyetlerinin vazgeçilmezi olarak ta başköşedeki yerini alıyor.. Besleyici değeri çok yüksektir.Ruşeym tam bir vitamin;ve mineral deposudur. Bunun yanında bir çok hastalığı önlemede;etkili olan önemli aminoasit ve omega 3-6-9 yağ asitleri içerir.
İnsan vücudu için gerekli olan temel besinler; karbonhidratlar; vitaminler mineraller; aminoasitler; yağlar ;su ve posadır.
Beyaz ekmek yapımı aşamasında; ekmek unundan ruşeym maalesef ayrılmaktadır. Ruşeymin yapısında 18 amino asit;10’dan fazla vitamin; 8 mineral; 913 protein bileşimi; omega 3; omega 6; omega 9 yağ asitleri; prebiyotik enzimler;A; B1; B2; B3; B5; B6; C; D; E; Folik asit; Selenyum;Ko-enzim Q10; Fosfor; Sodyum ;Çinko;Kalsiyum;Magnezyum; Demir ; Manganez; Potasyum; Triptofan; Treonin; İzolösin; Sistin;Tirozin; Arginin; Fenil alanin;Glutamik asit; Aspartik asit; Lizin; Histidin; Alanin; Lösin; Glisin; Prolin; Serin;Valin ve Metionin bulunur
Doğal bir ürün olan ruşeym artık ülkemizde de uygulanabilen uygun teknolojiler ile ekmeğimizin içinde yer alabilecek duruma gelmiştir. Ruşeym; soğuk süt veya yoğurt ile karıştırılabiliyor; taze ya da kuru meyveye ilave edilerek zenginleştirilebiliyor. Çorba; salata gibi yiyeceklerin üzerine serpilerek kullanılabileceği bildiriliyor.
Gluten Enteropatisi Hastalarının ya da diğer bir deyişle Çölyak Hastaları nın ; emilim problemi yaşayanların ve posa tüketmesi sakıncalı bireylerin uzmana danışmadan kullanmamalarında fayda olduğunu akıldan çıkarmamak gerekiyor..Tüm bu yararları göz ardı etmeden daha bilinçli ve sağlıklı beslenmek için geç kalmış sayılmayız.
YEDİKLERİMİZ İLACIMIZ; İLACIMIZ ;YEDİKLERİMİZ OLMALIDIR.
Uzman Diyetisyen
Zühal AYNACI BAYEL