Destek Sitesi platformunda Uzman olmak ister misiniz?

Uzman olmak için Şimdi başvurun.

Diş Beyazlatma ( Bleaching ) İşlemi Nasıl Yapılır ? Beyazlatmayı Etkileyen Faktörler

Oluşturulma tarihi: 18.02.2025 21:55    Güncellendi: 18.02.2025 21:55
Gülümsendiğinde farkedilen bembeyaz dişler çok eski yıllardan beri insanların sahip olmak istedikleri arasında yer almıştır. Beyaz diş sağlık belirtisi olmakla beraber genç görünümünde en önemli nedenleri arasındadır.

Günümüzde estetik görünümün daha popüler hale gelmesi ile beraber BLEACHİNG adını verdiğimiz dişlerin beyazlatılması işlemi biz diş hekimlerine gelen hastalar tarafından daha fazla talep edilir hale gelmiştir. Arz talep dengesine paralel olarak da her geçen gün bu konu ile ilgili yeni ürünler yeni teknikler üretilmektedir. Seçeneklerin çoğalması konu ile ilgili merak edilenlerin sayısını arttırmaktadır.

Beyazlatma işlemi dişin organik matriksinin oksidasyon yolu ile yavaş yavaş karbondioksit veya suya parçalanarak daha açık renkli ara ürünlere dönüştürülmesi işlemidir. Diş hekimliğinde beyazlatma ajanı olarak daha çok hidrojen peroksid ve türevlerini içeren ( superoksol& pirozon& sodyum perborat ) ajanlar kullanılmaktadır.

Beyazlatma işleminin kalitesi diş yüzeyinin temiz olup olmaması; beyazlatıcı ajanın konsantrasyonu; ph’ı; uygulama süresi; ısı uygulanıp uygulanmaması; dişin mevcut rengi ve tükürükten izole bir ortam oluşturulup oluşturulmaması ile yakından ilgilidir.

Beyazlatma işlemi; sırasında hidrojen peroksit okside olarak serbest radikaller açığa çıkar. İşlem sırasında diş yüzeyinin temiz olmaması; diş taşlarının varlığı; serbest radikal üretilmemesine ve hiçbir beyazlatıcı etkinin oluşmamasına neden olur. Aynı şekilde ortamın tükürükten izole edilmemesi de; oksidasyonu engelleyen enzimlerin varlığı nedeni ile beyazlatıcı etkiyi azaltır. Uygulamadan en iyi sonucu alabilmek için işlem öncesinde diş yüzeyi profesyonel olarak diş hekimi tarafından temizlenmeli ve tükürükten izole bir ortam yaratılmalıdır. Diş yüzeylerinin temiz ve kuru olması istenilen sonucun alınmasında oldukça önemlidir.

Beyazlatıcı ajanın konsantrasyonu ve diş yüzeyi ile temas süresi arttıkça dişteki beklenen renk değişikliği de artar. Genellikle kullanılan en yüksek beyazlatıcı ajan konsantrasyonu % 35 hidrojen peroksittir. Diş hassasiyeti temas süresini belirleyici en önemli faktördür. Hassasiyet oluştuğu anda işleme son verilmeli ve hassasiyet önleyici ajanlar kullanılmalıdır.

Diş rengi açısından bakıldığında; çalışmalar sarı ve açık kahverengi dişlerin gri ve koyu kahverengi dişlere göre daha iyi sonuçlar verdiğini göstermektedir. Uygulama öncesinde mevcut diş tonunun belirlenmesi hasta beklentisinin nekadarının karşılanacağının tesbitinde önemlidir.

Hidrojen peroksidin iyonizasyonu ısı uygulandığında artmaktadır. Işık en yaygın olarak kullanılan ısı enerjisi kaynağıdır. Diş hekimliğinde kompozit dolgu maddelerinin polimerizasyonunda kullanılan halojen ışık cihazları; plazma ark ışık cihazları ve lazerler beyazlatma ajanlarının aktive edilmesi için önerilmektedir.

Beyazlatma işlemi muayene ortamında uygulanabildiği gibi hastaya özel kaşıklar yardımı ile ev ortamında da gerçekleştirilebilmektedir. Ev tipi beyazlatıcı ajanların konsantrasyonları daha düşük olduğu için daha uzun süre kullanılmaları gerekmektedir. Tükürük izolasyonunun olmaması ve uygulamanın kontrolünün hastaya bırakılması diğer dezavantajlarıdır. Ev tipi beyazlatmanın; muayene ortamında gerçekleştirilen beyazlatmadan bir süre sonra; oluşturulan diş renginin idamesinde kullanılması daha çok tercih edilmektedir. Oluşturulan beyazlığın devamı sigara; şarap; kola gibi diş renkleştirici maddelerin tüketimi ile yakından ilgilidir. Bu maddelerin sık tüketimi geri dönüşümü hızlandırmaktadır.