Yeterince nefes alamadığınızı hissediyorsunuz; kalbiniz yerinden fırlayacakmış gibi atıyor; içiniz sıkışıyor. Herkesin günlük yaşamında yaptığı bazı şeyleri yapamıyorsunuz; süpermarkete ya da sinemaya gitmek; uçağa ya da asansöre binmek gibi. Kaygılanıp; korkuyorsunuz. Korkularınızın herhangi mantıklı bir nedeni olmadığını biliyorsunuz ama yine de bu duygunuzla başedemiyorsunuz. Aklınızı yitireceğinizi; tümüyle kontrolünüzü kaybedeceğinizi; bayılacağınızı hatta kalp krizi geçirip öleceğinizi düşünüyorsunuz. Yalnız değilsiniz!
Panik atak aşağıda sayılan 13 bedensel ve bilişsel belirtilerden en az dördünün eşlik ettiği yoğun korku ve rahatsızlık hissidir.
Çarpıntı; kalp atımlarını duyumsama
Terleme
Titreme ya da sarsılma
Nefes darlığı ya da boğuluyor gibi olma
Soluğun kesilmesi
Göğüs ağrısı ya da göğüste sıkıntı duyma
Bulantı ya da karın ağrısı
Baş dönmesi; sersemlik hissi; düşecekmiş ya da bayılacakmış gibi olma
Derealizasyon ya da Depersonalizasyon (Dış dünya yada kendisi gerçekliğini kaybetmiş gibi hissetme).
Kontrolünü kaybedeceği ya da çıldıracağı korkusu
Ölüm korkusu
Uyuşma ve karıncalanma duygusu
Üşüme ürperme ve ateş basması
Bu belirtiler genellikle 10 dakika gibi bir sürede yoğunlaşarak doruk noktada sıkıntı verir sonra da genellikle yavaş yavaş azalır. Bu durum bir kez olursa panik nöbet olarak isimlendirilir. Ancak tekrarlamalarla gideceğinden kişi ne zaman olacak diye beklentiden dolayı sıkıntı duymaya başlar ki buna beklenti anksiyetesi denir. Bu anksiyete nedeniyle dışarı yanlız çıkmaktan korkmaya yanında birisi olmadan uzağa gitmekten kaçınmaya başlar. Tekrarlayan panik nöbetlere ve kaçınma davranışının eşlik ettiği duruma panik bozukluk denir.
Panik atak hastalarında yaşanan bu nöbetler bunaltıcı; yorucu sinir bozucudur. Ama size iyi bir haberimiz var. Panik ataklardan kurtulabilirsiniz. Bu atakların yarattığı kaygıdan kurtulabilirsiniz. Panik atak yüzünden artık hiçbir planınızı iptal etmenize gerek kalmayabilir.
Panik ataklar farkında olmadan öğrenilen davranışlar sonucunda oluşurlar. Ataklardan kurtulmak için yapmanız gereken bu davranışları yapmamayı öğrenmektir. Genelde insanlar atakları daha az yaşamak için;
Panik atak yaşayabileceklerini düşündükleri tüm olayları saf dışı bırakmaya ve kendilerini güvende hissetmedikleri; yardım görmeyecekleri her yerden kaçmaya çalışırlar.
Yeniden yaşayabilecekleri panik atağını düşünerek sürekli yeni atağın sinyallerini beklemeye çalışırlar. Ancak bu korkular gittikçe daha büyük korkulara ve bu korkulardan daha çok kaçınmaya yol açar. Peki yaşanan bu kısırdöngüyle nasıl başa çıkabilirsiniz Panik atağın temelinde bulunan iki ana unsurla başa çıkmada iki aşamalı bir çalışmayla başarılabilir.
Kişinin içinde yaşanan kaygı ve sıkıntı duygusunu kontrol altına alarak; paniğe kapılma korkusunu azaltmak.
Panik yaratabilecek olan olay ve duygulardan kaçınmayı sona erdirmek.
Bu noktada ilk anlaşılması gereken nokta şudur Panik Atak Tehlikeli Bir Virüs Değildir. Bu anlaşıldıktan sonra panik atak duygusunu yaratan olaylarla yüzleşilmeli ve yarattığı duygularla başa çıkmayı öğrenmelisiniz.
Panik atak tedavisine başlamadan önce hastalarımızda yapmalarının istediğimiz en önemli kriterlerden biri beslenmelerini bir düzene sokmalarıdır. Beslenme tıbbında uzmanlaşmış ünlü psikiyatr Dr.Lesser; beslenme ile panik ataklar arasında bir ilişki olduğunu belirtmiştir. Endişe; depresyon; korku;panik atak belirtileri ile gelen kişilerin kanlarındaki şeker oranına bakmış ve bu hastaların %92’sinde bu oranlarda bir anormallik olduğu sonucuna varılmıştır.
Beslenmenin diğer kişilik özellikleri ve stres üzerinde de etkisi olduğu biliniyor. Hindistanda iyi ve kötü beslenen çocuklar üzerinde yapılan araştırmada kötü beslenen çocukların maceracı olmadıkları; çevrelerini keşfetme konusunda isteksiz oldukları; genellikle annelerinin yanında kalmak istedikleri sonucuna varıldı.
Burada pek çok panik atak hastası yeterli yedikleri hatta çevrelerindeki insanlardan daha iyi beslendikleri halde niçin kendilerinin panik atak geçirdiğini daha kötü beslenenlerin geçirmediğini sorarlar. Bu insanların bünyesine; strese karşı dayanıklılıklarına ve stres karşısındaki tepkilerine bağlı bir durumdur.
Aşağıdaki Beslenme Yöntemlerine Uymanız Tedaviye Başlamanın İlk Adımıdır.
Gün içinde tükettiğiniz meyve ve sebze miktarını arttırın: Meyve ve sebzeler pek çok vitaminle; besleyici maddelerle doludur ve lif açısından zengindirler.
Daha çok bakliyat yiyin: yeşil fasulye; mercimek; lima fasulyesi; barbunya fasulye gibi gıdalarla beraber yenilecek hububat ürünleri çok sağlıklı bir seçimdir.
Şekeri mümkün olduğu kadar aza indirin: Tamamen vazgeçemeseniz bile çok çok az yemeğe dikkat edin.
Yemek yeme alışkanlıklarınızı değiştirin. Çok büyük üç öğün yerine gün içerisinde ufak ufak dört beş mini öğün yiyin.
Kafeinden uzak durun: Kahveler ve kafein içeren diğer ürünler panik atak hastalarında atakların tetiklenmesine neden olabilir.
Gün içerisinde bol miktarda su için: Her gün en az 1;5 litre su için.
Yağ ve Tuz Konusunda dikkatli olun.
Beslenme panik atak tedavisinde ilk adımdır fakat önemli bir adımdır. Ama unutulmamalıdır ki tek başına beslenmeyi düzeltmek panik ataklardan tamamen kurtulmak anlamına gelmez.
Panik Atak Tedavisi
Panik atak tedavisi hastanın yaşadığı atakların düzeyine ve şiddetine göre değişim gösterebilir. Genel olarak panik atak tedavisinde bilişsel davranışçı terapi uygulanmaktadır. Bu terapi uygulaması ile hastalara ilk olarak ataklar sırasında onlarla başa çıkabileceği teknikler öğretilir. Bu teknikler ile hastanın ataklarını kontrol edebilmesi sağlanır. Daha sonraki aşamada hastanın yanlış bilişsel süreçleri bulunur (örneğin; alışveriş merkezi çok kalabalık oraya gidersem atak geçiririm) ve bu süreçler olumlu düşünceler ile değiştirilmeye çalışılır. Ataklarla başa çıkmayı öğrenen ve yanlış bilişsel süreçleri değiştirilen hastanın hayat kalitesi arttırılmaya çalışılır. Hasta her ne kadar iyileştiğini söylese ve gerçekten atak yaşamasa bile; beklenti anksiyetesi ile sinemaya; tiyatroya; alışveriş merkezine gitmekten korkuyorsa; atak gelecek endişesi ile hayatını kısıtlıyorsa bu rahatsızlık tamamen geçmiş diyemeyiz.
Panik atak tedavisinde psikologlar ve psikiyatrlar beraber çalışabilirler. Tedavinin ilk aşamasında kişi şiddetli ataklar yaşıyorsa ve bu ataklar yüzünden evden çıkamayacak durumdaysa ilaç tedavisi uygulanmaya başlanır; daha sonra bu akut dönem atlatılınca psikoterapi ye başlanması gerekmektedir.
Panik atakta kulaktan dolma bazı yanlış bilgiler vardır. Bunlardan en önemlisi panik atağın tedavisi olmadığıdır. Bu tamamen yanlış bir bilgidir. Bazı durumlarda ataklar tedavisiz olarak kesilebilir veya yukarıda değindiğimiz gibi tedavi ile ataklar ortadan kaldırılır fakat kişinin hayatında bazı şeylerden kaçınma ile olsun; kendini yormamaya çalışma ile olsun bir şekilde hala panik atak vardır. Eğer hayatın içinde olan bu panik atak ta ortadan kaldırılmazsa nüks etme olasılığı olabilir. Yaptığımız klinik gözlemler sonucu eğer hasta tedaviye düzenli olarak devam ediyorsa 4 - 6 ay arasında bu rahatsızlıktan büyük ölçüde kurtulmuş olur ve hastalığın normal şartlar altında tekrar nüks etmesi beklenmez.
Unutulmaması gereken bir diğer önemli konuda panik atak tedavisinene kadar çabuk başlanırsa tedavinin o kadar kolay ve çabuk sonlanacağıdır. Eğer panik atak rahatsızlığınız olabileceğinden şüpheleniyorsanız doktor doktor gezip check-up yaptırmadan önce bir psikoloğa başvurmanız en etkili çözüm olacaktır.
Panik Atak Geçiren Birine Nasıl Davranmalıyız?
Panik atak geçiren birine yardım ederken ilk önce gerçekten o kişinin panik atak geçirip geçirmediğinden emin olunması gerekir. Eğer kişinin panik atak geçmişi varsa ve sizde o anda kişinin panik atak geçirdiğinden eminseniz ilk olarak o kişiyi rahat olabileceği ve etrafında onunla ilgilenen çok fazla kimsenin olmadığı bir yere götürün. Olabildiğince sakin ve serin kanlı olmalısınız; o kişi o anda çok kötü birşey olduğunu öleceğini düşünüyordur; sizde sanki o kişi ölecekmiş gibi panik bir şekilde hareket edersiniz kişiyi daha da kötü bir duruma sokabilirsiniz. Panik atak geçiren kişiye bunun 10 dakika ile 20 dakika arasında geçeceğini söylemek; bunun yüzünden herhangi bir şey olmayacağını; sakinleşmesi gerektiğini söylemek ve nefes egzersizi yapmasını sağlamak çok yerinde ve rahatlatıcı bir davranış olacaktır.
Makale Psk.Uğur DALAN tarafından yazılmıştır. Aynı zamanda www.panikatak.org sitesinde de yayınlanmaktadır.