Tokluk kan şekeri genellikle yemek yedikten 2 saat sonra ölçülür. Şeker hastası kişiler mutlaka tokluk kan şekeri ölçümü yapmalıdırlar. Tokluk kan şekeri yemekten 2 saat sonra ölçüldüğünde 180 mg/dl’den az olmalıdır.
Tokluk kan şekeri yüksekliğinin damar sertliğini artırdığı yapılan bilimsel çalışmalarda ortaya konmuştur. Yemek sonrası kan şekeri düzeyi yüksek olan hastalarda damar sertliğinin daha sık ortaya çıktığı ve şeker hastalığına bağlı olarak oluşan organ hasarlarının daha fazla olduğu saptanmıştır.
Daha önce yapılan klinik çalışmalar açlık kan şekeri kontrolünün ve HbA1C düşüklüğünün ne kadar önemli olduğunu ortaya koymuştur. Ancak açlık kan şekeri ne kadar iyi olursa olsun şeker hastalarında yine de komplikasyonların oluştuğu görülmektedir. Bu nedenle tokluk kan şekerinin de kontrol altında tutulmasının önemi artık ortaya çıkmıştır.
Tokluk kan şeker düzeyi yüksek hastalarda kalp hastalığı riskinin fazla olduğu ortaya konmuştur. Özellikle şeker yükleme testinde 2.saat kan şeker düzeyi ile kalp hastalığı riski arasında ilişki vardır. Yemek sonrası artan şeker LDL-Kolesterol denen “kötü kolesterol”ün oksidasyonunu yani damar sertliği yapıcı etkisini artırmaktadır. Ayrıca damarların içini döşeyen endotel isimli zar tabakasının iyi görev yapması da bozulmaktadır. Kan şekerinin hızlı artmasının pıhtılaşma faktörlerini artırarak damar içinde pıhtı oluşma riskini artırdığı da bilinmektedir. Kan şekerinin yemek sonrası aniden yükselmesi oksijen radikallerinin artmasına ve böylece doku hasarına neden olmaktadır.
Komplikasyonları Azaltmanın İlk Yolu: Şeker Ayarı
Yapılan bilimsel çalışmalar gerek tip 1 gerek Tip 2 diyabetli hastalarda kan şekerinin normale yakın olmasının komplikasyonları azalttığını göstermiştir.
Tip 1 diyabetli hastalarda yapılan Diyabet Kontrolü ve Komplikasyonları Çalışmasınasına (Diyabetes Control and Complications Study: DCCT); 1441 tip 1 diyabetli hasta dahil edilmiş ve bunlara rastgele olarak geleneksel tedavi veya yoğun glikoz kontrolü uygulanmıştır. Kan şeker düzeyi düşük olan hastalarda retinopati riskinin %76; mikroalbüminüri riskinin %43; nöropati denen sinir hasarının %64 oranında azaldığı saptanmıştır.
Tip 2 diyabetli hastalarda yapılan bir büyük araştırma ise UKPDS çalışması adını alır. Bu klinik çalışmaya 3867 yeni tanı konmuş tip 2 diyabetli hasta dahil edilmiş ve çalışmada 4 farklı ilaç tedavisi ile yoğun tedavinin yapıldığı hastalar ile sadece diyet yapan hastalardaki organ komplikasyonları araştırılmıştır. Açlık kan şekeri < 108 mg/dl olan hastalar yoğun tedavi edilmiş grubu oluşturmuştur. 10 yıldan fazla süreyle hastalar izlenmiş ve kan şekeri düşük olan ve HbA1c si %7.0’den küçük olan hastalarda komplikasyonların daha az görüldüğü saptanmıştır
Komplikasyonlar Nasıl Önlenebilir?
1.Kan şekerini normale yakın tutarak.
2.LDL Kolesterolü 100 mg/dl’nin altına indirerek.
3.Fazla kilo varsa zayıflayarak veya normal kiloya gelerek
4.Tansiyonu normale getirerek ( büyük tansiyon 13 veya altında olmalı; küçük tansiyon 8 veya altında olmalı)
5.HbA1c değerini %6 civarında tutarak; HbA1c’nin bir sayı azalması küçük damar komplikasyonlarını %37 azaltır.
6.Homosistein düzeyi yüksek ise düşürerek
7.Serbest radikallere karşı antioksidan sebze ve meyve yemek; yenemiyorsa antioksidan vitaminler (E vitamini; C vitamini gibi) almalı. E vitaminin günde 400 üniteden fazla alınması zararlıd
8.Ayaklarınızın bakımını yapınız.
9.Sigarayı bırakın; sigara insülin direncini arttırır; kan şekerini yükseltir ve kalp hastalığı riskiniz artar.
10.Hergün yürüyüş yapın; hergün 30 dakika yürümek şekere çok faydalıdır.
11.Doğru beslenin
12.Kontrollere gününde gidin
13.Aşıları yaptırın
14.Psikolojik olarak iyi olun
15.İlaçları düzenli kullanın
16.Eğitim alın ve öğrenin.