Evlilik kurumu; tarihin en eski kurumu olmasına rağmen; günümüz insanı çeşitli nedenlerden dolayı evlilik fikrinden uzaklaşmaktadır. Gençler; öğrenim ve iş hayatlarına gereğinden fazla önem verirken evlilik konusunu yeterince önemsememektedirler. İş hayatına donanımlı olarak başlayabilmek için çok fazla emek; zaman ve para harcayan bireyler; sıra evliliğe gelince kendilerini hazırlamak için hiç çaba göstermeyebiliyorlar. Ya da gerçekdışı beklentilerle evliliğe başlanmakta ve evlendikten sonra da sorunların üzerinde gerektiği kadar yoğunlaşılmamasından dolayı evlilikler kısa ömürlü olmaktadır.
Her önemli ikili ilişki geçmişteki bitmemiş işlerin ve giderilmemiş ihtiyaçların tekrar sahneye çıkmasına neden olur. Geçmişin bitmemiş işleri arasında olgunlaşma süreci vardır. Sağlıklı bir evlilik iki yetişkin arasında gerçekleşir. Bu da kronolojik yaşın dışında bir durumdur. Okulu bitirmiş; ‘evlenme yaşı’ geldiği için evlenme kararı vermiş bir kişi psikolojik ve duygusal olarak evliliğe hazır olmayabilir. Evliliğe psikolojik olarak hazır hale gelebilmek için evlilik öncesi eğitim almak iyi bir yoldur.
Evlilik öncesi eğitim
Eşlerin; evlilik problemleri henüz ortaya çıkmadan evlilik öncesi eğitim almalarının önemi gün geçtikçe artmaktadır. Evlilikte sorun geliştikten sonra; terapiye gelen eşler; “keşke daha önceden eğitime katılsaydık” şeklinde düşüncelerini ifade etmektedir. Evlilik öncesi eğitim alanlar; eğitim almayanlara göre daha az hata yapmaktadır.
Haftada bir gün; iki saat olmak üzere toplam 10 saatten oluşan programın; hafta içi akşam ve hafta sonu katılım seçenekleri bulunmaktadır. Çiftler evlilik öncesi veya evlendikten sonra programa katılabilirler. Çiftlerin eğitime birlikte katılmaları gerekmektedir. Programa katılan çiftlere; kişilik ve iletişim becerileri testleri uygulanmaktadır. Ayrıca programa katılan çiftler altı ay süresince takip edilmektedir.
Evlilik Eğitimi Neden gerekli?
Bireyin karşı cinsten bir kişi ile yakınlaşmasından önce kendisini tanıması; iletişim; duygusal yakınlık; sorumluluk duygusu gibi konularla ilgili kendisini geliştirmesi gerekir. Özellikle bu yakınlığın evlilikle devam edeceği ilişkilerde bu kişisel gelişim süreci daha da önemli bir hale gelir.
Bir kişi eş seçiminde ne kadar dikkatli olursa olsun; ne kadar uygun bir eş seçerse seçsin önceden evlilik ile ilgili bilgi sahibi olmadıkça ve hazırlık yapmadıkça uygun eş evlilikte uyum için yetmemektedir. Evliliği uyum içinde yürütmek için gereken tutumlar ve davranış modelleri hayatın ilk günlerinden itibaren aile içinde edinilir. Kişiler evlilik ile ilgili ilk gözlemlerini kendi anne babalarının evliliklerini gözleyerek edinirler. Ancak ailesindeki evlilik modeli yanlış tutum ve davranışlar üzerine kurulmuş olan bireyler doğal olarak bu yanlış davranışları model alacaklardır. Anne babalarının ilişki biçiminden hoşlanmayan kişiler bile ileriki yaşamlarında kendi evliliklerinde bu ilişki modelinden öğrendikleri birçok davranışı farkına varmadan tekrarlarlar. Geçmiş ailemizdeki ilişkiler; evlilik modeli nasıldı? Yeni kuracağımız evlilikte bunlar bizi nasıl etkileyecek? Bunların farkına varılması gerekir.
Hızlı bir sosyal değişim sürecinin yaşandığı günümüzde özellikle büyük şehirlerde gençlerin mesleki eğitimlerine; sanat ve spor etkinliklerine ağırlık verilmekte; ancak evlilik için gereken temel bilgi ve becerilerin kazandırılmasına yeterince önem verilmemekte; bu da evlilik gibi önemli bir kuruma gerektiği şekilde hazırlık yapılamamasına ve kurulan ailelerin sağlıklı bir şekilde devam edememesine yol açmaktadır.
Evlilik öncesi bilinçli hazırlık gereklidir. Evlilik uyumunda eşlerin evlilik öncesi hazırlığının ve evlilik problemleri henüz ortaya çıkmadan eğitim almalarının önemi gün geçtikçe bütün dünyada bilimsel çalışmalarla da ortaya konmaktadır.
Evlilik Eğitimi Hangi konuları kapsar?
Psikoloji ve davranış bilimleri; koruyucu sağlık gibi alanlar gittikçe gelişmekte ve aile kuracak kişilerin bu bilimlerden yararlanması ve öğrendiklerini önce birey olarak hayatlarında uygulamaya çalışmaları gerekmektedir. Evlilik öncesi eğitim sırasında ele alınması gereken birçok konu vardır. Öncelikle bireylerin kendilerini ve birlikte oldukları kişiyi daha gerçekçi değerlendirmeleri sağlanır. Daha sonra; iletişim becerileri; duygusal yakınlık; sorumluluk; empati; problem çözme; iş bölümü; bütçe düzenlemesi; çalışma hayatı; harcamalar; mallar; çocuk sahibi olma; aileler; cinsellik; sigara ve alkol alışkanlığı; arkadaşlar; tatiller; hobiler vb. konular üzerinde durulur. Evlilik öncesi eğitim bu konuların gerçekçi ve yapıcı bir biçimde ele alınmasına olanak sağlar.
Aslında hemen her bireyin yeni bir hayata başlamadan önce gerek evlilikle ilgili bilgi sahibi olmak gerekse partnerini daha iyi tanımak için bir uzmanla görüşmesi yararlı olur. Nişanlılık öncesi veya nişanlılık döneminde evlilik öncesi eğitim almak; evliliğin daha sağlam temelli başlamasını sağlar.
Evlilik öncesi eğitim bireylerin önemsiz gördükleri ve üzerinde konuşmaya gerek duymadıkları konuların değerlendirilmesi açısından da yararlıdır. Örneğin; erkeğin sigara içmesi kadını rahatsız ediyorsa ve bu konu önceden konuşulmamışsa; evlendikten sonra kadın “içmeyeceksin” diyen oluyor; bu durum erkeği rahatsız ediyor. Başlangıçta böyle bir karar verilmediği için; kadın kocasını kısıtlayan eş konumuna düşüyor ve problem yaşanıyor.
Evlilik öncesi eğitim konuları nelerdir?
İletişim kurma; açık iletişim
Duygusal yakınlık; evlilikte empati
Kendini tanıma; biyolojik-psikolojik ve sosyal özellikler konusunda bilgi sahibi olma
Benlik açma; duyguları paylaşma; sevgiyi gösterme
Dürtü kontrolü; sözel ve fiziksel tepkileri kontrol edebilme
Kişilik farklılıklarına hazırlıklı olma
Kişiliklere saygı duyulması
Karşı cinsi tanıma; karşı cinsin farklı özelliklerini; beklentilerini; ihtiyaçlarını bilme
Bekarlık döneminden evliliğe geçiş
Ailenin devamı açısından sorumluluk duygusunun önemini kavrama
Kendi sorumluluklarını bilme; bu sorumlulukları yerine getirmek için gereken bilgiye sahip olma
Gerekli zamanlarda eşin sorumluluklarını paylaşmak için de temel bilgiye sahip olma ve gerektiğinde paylaşmaya hazırlıklı olma
Problem çözebilme
Beklentilerin açıkça konuşulması
İş ve özel yaşamın dengelenmesi
Evlilikte sağlıklı cinsel yaşam
Evlilikte bütçe düzenlemesi
Evlilikte iş bölümü
Eşlerin hassasiyet noktalarının taraflarca bilinmesi
Eşlerin aileleri ile ilişkiler (hem kendi ailesi hem de eşin ailesi ile)
Aile olma koşulları
Anne-babalık; çocuk sahibi olma; çocukların gelişim özellikleri ve çocuk psikolojisi hakkında bilgilere sahip olma
Sağlık ve koruyucu sağlıkla ilgili temel bilgilere sahip olma
Evlilik eğitimi evliliği nasıl etkiler?
Evlenmeyi düşünen bireyler birbirlerini çok yönlü olarak tanıyabilecek ve değerlendirme yapabileceklerdir.
Bireyler evlilik yaşamında kendilerini nelerin beklediğini bilmiş olacaklar; hazırlıklı olacaklar ve eşlerin sorunlar karşısında çözüm bulmaları kolaylaşacaktır.
Çiftler evliliğe daha gerçekçi beklentilerle başlayacak ve evlilik daha sağlam temeller üzerine kurulmuş olacaktır.
Bireylerin kişilikleri değerlendirilerek; evliliklerinde hangi alanlarda sorun yaşayabilecekleri konusunda bilgi sahibi olmaları sağlanacaktır.
Problem yaşandığında nasıl davranmaları gerektiği konusunda çiftlerin bilgi ve beceri sahibi olmaları sağlanacaktır.
Henüz çocukları doğmadan eşler arası ilişkinin güçlenmesi sağlanacaktır.
İlk evlilik ve ebeveynlik dönemlerinde karşılaşılacak muhtemel bir sorun karşısında çiftler nasıl davranmaları gerektiğini bilecek ve yapılabilecek yanlışlıklar en az düzeye inmiş olacaktır.
Evliliğe hazırlık
Evliliğin eşler açısından doyum verici olabilmesi için evlilik öncesi bilinçli hazırlık gerekir. Boşanma oranlarının her geçen gün arttığını birçok kişi bilir; ancak çarpıcı bir gerçek daha var; evlenmeye hazırlanan çiftlerde de ilişkiyi bitirme oranları giderek artıyor. Bunun en temel nedenleri iletişim problemleri ve gerçekçi beklentiler oluşturamamak. Çiftler evlenme kararı aldıktan sonra kendilerini çok mutlu hissedeceklerini düşünüyorlar ancak durum hiç de böyle olmuyor. Evlilik ile ilgili deneyime; bilgiye sahip olmadıkları için ve çevrelerindeki kişiler tarafından evliliğin zor yönleri daha fazla vurgulandığı için yoğun bir baskı hissediyorlar. Bu durumun üstesinden gelemeyen çiftler evlenme kararından vazgeçebiliyorlar. Evliliğin emek isteyen bir ilişki olduğu herkes tarafından kabul edilir ancak bu çaba evlenmeden önce başlamalıdır. Evliliğin sağlam temeller üzerine kurulması ilerleyen dönemler için çok büyük önem taşır.
Evlenmeden önce…
Hayatınızda yeni bir dönemi başlatacak olan evlilik kararını almak hiç de kolay değildir. Maddi ve manevi sorumluluklar; ömür boyu bağlılık; özgürlüklerin kısıtlanması ve daha birçok neden kafanızı karıştırmaya yeter de artar. Bu yüzden kesin kararınızı vermeden önce; kendinizi; evlenmeyi düşündüğünüz kişiyi; evliliği ve beklentilerinizi gerçekçi bir biçimde değerlendirmenizi sağlayacak bir evlilik öncesi eğitim programına katılmanız çok yararlı olacaktır.
Evlilik kararı almaya çalışırken kendinizi baskı altında hissedebilir ve hatta oldukça stresli günler yaşayabilirsiniz. Evlilik öncesi eğitim; hissettiğiniz karmaşanın çözümlenmesine katkı sağlayacaktır.
Evleneceğiniz kişiyle yüzleşme
İlişkinin başladığı ilk an ve ilk günler; daha sonra yaşanacak ilişkinin tarzını belirlemede adeta mucizevi bir yol göstericidir. Sorunlar çıktığında; “zaten ilk tanıştığımızda onun bu yönünü görmüştüm; ama geçer ya da değişir diye düşündüm; önemsemedim” denilir. Oysa roller ilk anlarda belli olur. Bu nedenle ilk tanışma anınızı ve gözlemlerinizi düşünün. Sizi neler etkilemiş; neler hoşunuza gitmiş; neler gitmemişti? Bunları belirlemeniz size ilişkide yol gösterir. Bu yol haritası ortaya çıkarken sizin kişiliğiniz ve partnerinizin kişiliğiyle ilgili bazı özellikleri fark edersiniz.
İlişkiniz ne kadar süredir devam ediyor? Onun nelerden hoşlandığını ya da en çok neye kızdığını bildiğinizden emin misiniz? İlişkinizin süresinin evlenmek için yeterli olup olmadığı kesinlikle sizin kişisel kararınıza bağlıdır. Bu nedenle sizin için neyin doğru olduğuna sadece kendiniz karar verebilirsiniz. Evliliğiniz boyunca birbiriniz hakkında her gün yeni şeyler keşfetmek size eğlenceli gelebilir; ancak evlenmeden önce evleneceğiniz kişiyle ilgili ne kadar çok şey bilirseniz; evlendikten sonra katlanamayacağınız davranışlarla karşılaşma riskini o kadar azaltmış olursunuz.
Evlenmeden önce sorunlara hazırlıklı olun
Evliliklerde eşler arasında farklılıklar ve sorunlar yaşanması kaçınılmazdır ancak birliktelikleri yürüten özellik; esnekliktir. İşte bu esnekliği gösterebilmek için ‘farkında olmak’ zorundasınız. Kendinizin ve partnerinizin iyi ve kötü yanlarının farkında olmanız sağlıklı bir birliktelik kurabilmeniz için gereklidir. Bu farkındalığı kazanmak da ancak profesyonel bir ‘üçüncü göz’ün yardımıyla mümkün.
Bir insanın beş özelliği çok hoşunuza gidiyor; ama üç özelliğini sevmiyorsunuz. Peki bu yüzden sevdiğiniz kişiyi bırakacak mısınız? Amaç sizi rahatsız edebilecek o üç özelliğe karşı hazırlıklı olmanız. Çeşitli konularda ters düşmeniz mutlaka sorunlar yaşanacak anlamına gelmez. Ancak bu ters düşmeler ileride ayağınıza takılabilir. Evlilik öncesi eğitim seanslarında; ileride ilişkide patlak verebilecek bir kriz anında yapılması gerekenler üzerinde durulur.
Nasıl bir evlilik istediğinize dair partnerinizle aynı fikirde misiniz?
Sizin ve evleneceğiniz kişinin evlilikten ve hayattan beklentileriniz ne kadar uyumlu? Her ne kadar farklı olan bazı beklentileriniz üzerinde anlaşma ümidiniz olsa da hepsi için aynı şeyi söylemek imkansız. Birbirinizin beklentilerine -hepsine olmasa da en azından bir kısmına- cevap verebileceğinizden emin olmalısınız.
Evlenmeden önceki ilişkiniz evliliğinizin gidişatına dair ipucu verse de bazı noktaların karanlıkta kaldığı da bir gerçektir. Bu noktaları açığa çıkarmak ve evliliğinizi mutlu bir şekilde devam ettirmenizi sağlayacak becerileri kazanmak evlilik öncesi eğitimle mümkündür. Unutmayın ki evlenmek size mutluluk; romantizm ya da güven getirmeyecek; bunu başarmak için sizin ve eşinizin gayreti gerekecek.
Evlilik kararı verilirken nelere dikkat edilmelidir?
Evlilik kararı verirken öncelikle bireyler kendilerine “evliliğe hazır mıyım?”; “bu kişi benim için doğru kişi mi?” sorularını sormalıdır.
Bu önemli karar verilirken mantık kesinlikle devre dışı bırakılmamalıdır. Aşkın ya da sevginin tüm sorunlarını aşmaya tek başına yeterli olmadığı bilinmelidir. Bireyler evlenmeyi düşündükleri kişiyi sadece içinde bulunduğu dönemdeki rolü ile değil farklı rolleri de (anne olma; baba olma; koca olma; ev hanımı olma vb.) göz önünde bulundurarak değerlendirmelidir. Birey; eş olarak düşündüğü kişiyi değişik rolleri ile değerlendirirken kafasındaki soru işaretlerini mutlaka paylaşmalıdır.
Bireyin eşini değerlendirmesi kadar kendisini de evlilik yaşantısındaki roller ve sorumluluklar açısından değerlendirmesi önemlidir. Yeni bir aile kurmanın sorumluluğu; eş olmanın ve ebeveyn olmanın sorumluğu düşünülerek evliliğe adım atılmalıdır.
Çiftlerin kendilerini; eşlerini ve evliliği gerçekçi olarak tanımaları; ileride uyumlu bir evlilik yaşantısına sahip olmalarının birinci koşuludur. Kendi problemlerini fark edememiş; çözümleyememiş bir kişinin evleneceği kişiyi de sağlıklı olarak değerlendirmesi ve tanıması mümkün olamaz. Evlilik ile ilgili gerçekdışı ve aşırı iyimser beklentileri olan bireyler evliliğin gerçekleri ile karşılaştıkları zaman kaçınılmaz olarak hayal kırıklığı yaşayacaklardır.
Evlilik öncesi sunulan vaatler aldatıcı olabilir
Evlenmeyi planlayan çiftlerin birbirlerini tanıdıkları kabul edilir ancak bununla birlikte şunu da unutmamak gerekir ki; evlilik öncesi karşı tarafı ‘gerçekten’ tanımak çok da kolay değildir. Özellikle tanıştıktan kısa süre sonra evliliğin gündeme geldiği ilişkilerde; tarafların birbirlerine genel anlamda ne kadar dürüst oldukları öncelikle irdelenmesi gereken konudur. İnsanların kendilerini olduklarından daha iyi gösterme çabası içinde oldukları bilinmelidir. Olumlu benlik sunumu adı verilen bu durum az ya da çok herkeste görülür. Bazıları yeni tanıştıkları kişiye kendilerini olduklarından daha iyi gösterebilmek için olumsuz özelliklerini gizler; olumlu yönlerini abartır; gerçek olmayan vaatlerde bulunur; hatta yalana başvurabilir. Çiftler arasında bir güven problemi varsa; geleceğe yönelik vaatlere inanılması doğru olmaz. Ayrıca partnerine güvenen bir kişinin bile yapılan vaatlerin gerçekçilik düzeyini değerlendirmesi; ne denli gerçekleşebilir olduğu ve gerçekleşmemesi durumunda bunun evliliğe ne şekilde yansıyacağını düşünmesi gerekir. Durum ne olursa olsun verilen sözlerin tutulamama ihtimali her zaman vardır. Bu ihtimal düşünülmeli; gelecekte hayal kırıklığı ve pişmanlık yaşanmaması için bu durumun kabul edilip; edilemeyeceği önceden değerlendirilmelidir.
İnsanlar neden evlenirler?
Doğru insan: Doğru insanı bulduğunuza inanıyor ve mutlu bir çift olarak yaşadığınız heyecanı aileniz ve dostlarınızla paylaşmak istiyorsunuz. Güvenli; kendinizi iyi hissettiğiniz; sağlam bir ilişkiniz var ve evlilik bir sonraki mantıklı adım olarak görünüyor. Aile özlemi: Bir süredir güvenli bir ilişki sürdürüyorsunuz ve birbirinize bağlısınız. Düzenli bir hayat ve çocuk yapmak istiyorsunuz ve evliliğin de bunun için en iyi ortamı sunacağını düşünüyorsunuz. Güven arayışı: Evlenmeden önce ilişkinizin güvence altında olmadığını düşünüyorsunuz; evlendikten sonra daha güvenli olacağına inanıyorsunuz. Yalnızlık korkusu: Bazıları ileride yalnız kalmaktan korktukları için evlenirler. Yeniden denemek: Evlenip boşandıktan sonra “evlenmek mi; bir daha asla!” diyenler olduğu gibi; ikinci bir evlilik yapıp ilkinin izlerini silmeyi isteyenler de vardır. Böylece ilk evliliğin olumsuz sonuçlarının üstesinden gelebildiklerini göstermeye çalışırlar.
Evlilik ve kişilik
Evlilik yaşamında; kişilik çatışmaları ciddi sorunlara yol açabilir; eşlerin birbirleriyle uyumsuz kişilik özelliklerine sahip olmaları problemlerin yaşanmasına neden olabilir; bu nedenle evlenmeden önce eşlerin birbirlerini iyi tanımaları çok önemlidir. Evlilik öncesi ilişkide kişiler kendilerinden çok farklı kişilik özelliklerine sahip kişileri çekici bulabilirler ve uygun aday olarak görebilirler. Ancak evlilik birçok alanın paylaşıldığı; karmaşık bir ilişki olduğu için eşlerin kişilik özelliklerinin uyumlu olması çok büyük önem taşır. Bazı kişilik yapıları ve özellikleri şöyle sıralanabilir:
Obsesifler:
Duygusal ve kısıtlıdırlar; kendilerini iyi ifade edemezler. Aşırı titizdirler. Bununla birlikte her şeyin programlı olmasını isterler. Çok dakiktirler ve herkesin dakik; planlı ve düzenli olmasını isterler. Eşinin beş dakika dahi geç kalması büyük sorunlara yol açabilir.
Pasif agresifler:
Genelde her şeye evet diyen ancak yerine getirmeyen; kendi bildiklerini uygulayan bir yapıya sahiptirler. Karşısındakini düş kırıklığına uğratıp kızdırırlar.
Sınır kişilikler:
Duygusal anlamda çok dalgalıdırlar. Günü günlerine uymaz. Sıklıkla duygusal çatışmaya girerler; karşısındakini çatışmaya iterler. Kendilerine ve başkalarına zarar verme duygularını sıklıkla yaşarlar. Duygusal olarak dengesiz ve saldırgandırlar. Bağırıp çağırıp; arada bir eşyaları fırlatabilirler. Cinsel kimlik karmaşası yaşarlar. Bu insanlarla evlilik çok zordur.
Kaçınan kişilik:
Sessiz ve çok pasiftirler. Gerektiği zaman olması gereken tartışmadan dahi kaçınırlar. Çekingendirler; isteklerini; düşüncelerini ifade etmekten çekinirler. İlişkiyi çok sağlıklı bir şekilde sürdüremezler.
Bağımlı kişilik:
Bu kişilik yapısında olanların bireysellikleri yeterince gelişmemiştir. Bütün kararları karşısındakinin almasını beklerler; kendilerini tek başına yetersiz hissederler. Eşlerinden ayrı hareket etmek istemeyebilirler. Bireyselliklerini ortaya koyamadıkları için karşısındakini sinirlendirebilirler.
Narsistler:
Kendilerini fazla beğenen kişilerdir. Sürekli olarak dikkatin ve beğeninin kendilerinde olmasını isterler. Bu kişiler kendilerini her şeyden çok severler; sevilmeyi çok isterler ve sevilme ihtiyaçları çok zor doyurulur. Bu nedenle ilişkilerde sorun yaşarlar; sık sık ilişki değiştirerek ilk anı yakalamak isterler.
Evlilikte benlik durumları
Ebeveyn benliği
Bu benlik durumu kişiliğimizin insanlara nasıl davranması gerektiği konusunda öğütler veren; emir veren kısmıdır. Ebeveyn rolü koruyucu ve eleştirici - yargılayıcı olmak üzere iki biçimde karşımıza çıkabilir.
• Koruyucu ebeveyn rolü; bireyin sağlığını ve çıkarlarını kollayıp korumaya yönelen; fedakarlık; iyilik yapma isteği baskın olan bir benlik türüdür.
• Eleştirici ebeveyn benliği toplumsal kuralları ve değerleri korumaya; bunlara uymayanları eleştirmeye ve cezalandırmaya yönelik bir benliktir.
Çocuk benliği
Evlilik ilişkisinde çocuk benliği ile hareket edenler; sürekli sevgi; ilgi görmek isterler. Hatalarının her zaman hoş görülmesini beklerler; sorumluklarını yerine getirmekten kaçarlar.
Yetişkin benlik
• Yetişkin benlik kişiliğimizin akılcı yanını temsil eder. Kişiliğimizin ebeveyn rolü ile çocuk rolü arasında uzlaştırıcı; yönetici görevi üstlenir.
• Kişiliğin olgun ve irdeleyen; sorgulayan düşünen yanını oluşturan yetişkin benlik; ebeveyn benliği tarafından öğretilenleri olduğu gibi kabul etmez; üzerinde düşünerek doğruluğunu test eder.
Evlilikte uyum
Evlilikte uyumu etkileyen birçok faktör vardır. Eşler arasında uyum ne kadar yüksekse; evliliğin o kadar sağlıklı olduğu söylenebilir.
Sağlıklı evliliğin özellikleri
Sağlıklı bir evlilikte eşler; birbirleriyle uyum sağlayabilecek; sağlam bir denge kurabilecek ve birbirlerini tamamlayabilecek özelliklere sahiptirler. Bu özellikler:
• Yaşamın anlamı; idealler; değerler; inançlar ve amaçlar konusunda uyum;
• Ruhsal uyum;
• Fiziksel ve cinsel uyum;
• Eşin kişisel özelliklerini kabullenebilme ve saygı gösterebilme yeteneği;
• Ailenin işlevleri ve gerekliliği konusunda inanç; kararlılık ve irade;
• Eşlerin her biri konumları; işlevleri; hak ve sorumlulukları konusunda açık ve net bir anlayışa sahiptirler.
• Eşler arasında ve eşlerin diğerleriyle olan ilişkilerinde geçerli olacak kurallar belirlenmiştir.
• Ortak kararlara uyulmaması halinde hangi sonuçların ortaya çıkacağı eşler tarafından açık ve net olarak bilinir.
• Aile içinde fiziksel; sözlü; duygusal ya da ekonomik şiddet asla söz konusu olmaz.
• Organizasyonel bir yapı olan ailede de bir hiyerarşi söz konusudur. Aileyi ilgilendiren önemli kararların alınmasında; aile bireylerinin her biri; konumlarına ve işlevlerine göre kararlara katılım sorumluluğunu üstlenirler.
• Eşler; fikirlerini; duygularını; isteklerini ve eleştirilerini; herhangi bir korku ve kaygıya kapılmadan ifade edebilirler.
• Eşler; kendi davranış ve tercihlerini; birbirlerinin hak ve yetkilerini çiğnemeyecek şekilde belirleme hakkına ve ‘kendi’leri olma özgürlüğüne sahiptirler.
• Çatışmalı durumlarda; eşlerin empatik yaklaşım geliştirme; çatışma çözme ve uzlaşma becerileri gelişmiştir.
• Eşler; kendi yaşamsal planlarıyla; evlilik ilişkisi arasında ölçülü bir bağ kurabilme becerisini gösterebilirler.
• Birbirlerinin yaşamsal özgürlüklerine ve sorumluluklarına; gelişim fırsatlarına müdahale etmeden destekleyici ve tamamlayıcı bir çabayı ortaya koyabilirler.
• Samimiyet; dürüstlük; açıklık becerileri yanında sevgi; şefkat ve merhamet duyguları da yeteri kadar gelişmiştir.
• Yaşamsal zorluklara ve krizlere karşı direnç geliştirmişler ve yeterli donanımı edinmişlerdir.
Sağlıksız evliliğin özellikleri
Sağlıklı evliliklerde karşılaştığımız durumların tamamen tersiyle karşılaşırız. Yaşam tamamen tersine döner ve olumsuz durumlardan; bozulan dengeden sadece eşler değil; ailenin yakın çevresindeki herkes belirli bir ölçüde etkilenir.
• Eşler arasında evliliği olumsuz etkileyen hatalı ilişki biçimleri kullanılır.
• Eşler savunma mekanizmalarını ve hatalı düşünce biçimlerini daha fazla kullanırlar.
• Çatışmalar sık yaşanır; çözümsüzlükler fazladır.
• Eşlerin birbirlerine karşı olan güvenleri; hoşgörüleri ve anlayışları azdır.
• Eşlerin birbirlerine karşı sevgi; şefkat ve merhamet duyguları yerine; öfke; saldırganlık; nefret; tahammülsüzlük ve incinmişlik duyguları vardır.
• Kurallara ve normlara uyma isteği ve becerisi azdır.
• Sorunların gerçek kaynakları yerine; ilgisiz nedenler ve durumlar üzerinde durulur.
• Eşler birbirlerini ve kendilerini duygusal olarak izole ederler; uzaklaşırlar.
• Sevgi ve paylaşım ilişkilerinin yerini kölelik ve bağımlılık ilişkileri alabilir.
• Eşler sorunların çözümünü birlikte aramak yerine dışarıda (işte; hobilerde; gece hayatında; alkolde; evlilik dışı ilişkilerde) arayabilirler.
• Eşlerin davranışsal; duygusal ve ruhsal dengeleri giderek bozulur.
• Sorunlar ve çatışmalar arttığında ve uzun süre çözülemediğinde; eşlerde davranış ve uyum problemleri veya psikiyatrik sorunlar ortaya çıkabilir.
• Evlilik dağılmaya ve parçalanmaya doğru gidebilir.
Evlilikte çeşitli nedenlerle sorunlar yaşadığında sıklıkla başvurulan hatalı davranış örüntüleri vardır. Şu şekilde birkaç tanesini sıralayabiliriz:
1. Eşten uzaklaşma;
2. Eşle çatışmaya girme;
3. Sorunları yok sayma; kendi haline bırakma
4.Sorunları çözme girişiminde bulunmak yerine; sorunlardan kaçmak için farklı alanlara yönelme (iş; hobiler; eğlence; yeni çevreler);
4. Eşlerin kendilerini feda ederek ilişkilerini korumaya çalışmaları.
Evlilikte sorunların ve boşanmaların başlıca nedenleri
Boşanma istatistikleri dikkate alındığında aşağıdaki nedenler sıralanabilir:
• Ekonomik nedenler; eşlerin işsiz kalması
• Aile büyükleri ile yaşanan sorunlar
• Eşler arasındaki cinsel sorunlar
• Din; mezhep ya da kültür farkları
• Alkol; kumar ve şans oyunlarına düşkünlük
• Aldatma
• Eşlerden birinin psikolojik sorunlarının olması
• Dayak ve küçük düşürücü davranış ve hareketler
• İşkolik bir eşe sahip olma
• Eşlerin kişilik yapılarının birbirine uymaması
• Aşırı kıskançlık
• Eşlerin birbirine yeteri kadar zaman ayıramaması
İletişimi ve eşler arası ilişkiyi olumsuz etkileyen aşağıdaki durumları da ekleyebiliriz:
• Karşıdaki kişiyi iyi dinlememe; ona kendini ifade imkanı tanımama
• Samimiyetten ve dürüstlükten uzaklaşma; yalan söyleme
• Eşine karşı aşırı müdahaleci; baskıcı ve sınırlayıcı davranma; eşin her davranışını kontrol etmeye çalışma
• Çok fazla soru sorma; yersiz şüpheler ve kuruntular
• Kolay incinme; sık sık sitemlerde bulunma
• Gerçek nedenleri bilmeden; öğrenmeden suçlamalarda ve yargılarda bulunma
• Daha önce yaşanmış olan geçmiş olumsuz ve üzücü olayları gündeme getirme ve hatırlatma