PROBİYOTİK – PREBİYOTİKLER VE ETKİLERİ
Sağlıklı beslenme bilincinin hızla artması; bireylerin sağlığı olumlu yönde etkileyen; kardiyovasküler hastalıklar; enfeksiyonlar; kanser; ishal; kabızlık ve sendrom X gibi kronik hastalıkları önleyebilen doğal maddeler olan fonksiyonel besinlere yönelmesine neden olmaktadır. Prebiyotik ve probiyotikler de fonksiyonel besinler içerisinde önemli yer tutmaktadır. Peki nedir bu probiyotik ve prebiyotikler?
Probiyotikler; sindirim sistemimizde belirli sayıda bulunan ve tüketildiğinde bireyin bağırsaklarındaki bakterilerin sayıca dengesini sağlayarak sindirim sistemi ve bağırsak sağlığını koruyan; dolayısıyla insan sağlığını olumlu yönde etkileyen canlı mikroorganizmalar ve/veya bileşenlerini içeren preparatlar olarak tanımlanabilir.
Probiyotik terimi ilk kez 20.yüzyılın başlarında mayalanmış süt ürünleri tüketiminin sağlık ve yaşam süresi üzerinde olumlu bir etkiye sahip olduğunu ileri süren Metchnikoff tarafından ortaya atılmıştır.
Günümüzde giderek önem kazanan probiyotiklerin pek çok durum ve hastalıkta kullanıldığına dair yapılan çalışmalar vardır. Buna göre probiyotiklerin;
-Sindirimin daha iyi sağlanmasında; bazı vitamin ve minerallerin emiliminin artmasında;
-Bağırsak motilitesinin düzenlenerek kabızlığın önlenmesinde;
-İnflamatuvar barsak hastalıklarının tedavisi ve atakların önlenmesinde;
-Enfeksiyonların önlenmesinde ve tedavisinde;
-Laktoz intoleransının önlenmesinde;
-Serum kolesterol düzeyinin düşürülmesinde;
-Karaciğerin ve böbreğin katabolik yükünün azaltılmasında;
-Kanser oluşumunun azaltılmasında;
-İmmün sistemin yani bağışıklığın güçlendirilmesinde etkisi olduğu söylenmektedir.
Probiyotiklerin etkinliği için bazı özelliklerin olması gerekmektedir.
Bunlar;
• Konak için patojen ve karsinojenik olmamalı; normal florayı bozmadan patojen bakterilere etki etmelidir.
• İnsan kaynaklı olmalı; barsak epiteline tutunabilmelidir.
• Canlı olmalı; besinlere ilave edildiğinde canlılığını kaybetmemelidir.
• Ağız yoluyla alındığında etkili olabilmeli ve bunun için asit pH ve safra tuzlarına dirençli olmalıdır.
• Etkinliğinin gösterilmiş ve güvenilir olması gerekmektedir.
Prebiyotikler ise; bağırsaklarımızda yaşayan yararlı bakterilerin sayı ve aktivitelerini ve probiyotiklerin etkisini artıran sindirilmeyen karbonhidratlardır.
Besinlerde bulunan prebiyotikler; laktuloz; inülin; oligosakkaritler; oligofruktoz ve galaktoz içeren galaktooligosakkaritler(kurubaklagiller)‘dir.
Fruktooligosakkaritlerin temel diyet kaynakları arasında;
buğday;
soğan;
muz;
sarımsak;
pırasa;
yer elması;
hindiba;
kuşkonmaz;
bezelye;
arpa ve çavdar gibi bazı tahıllar da yer almaktadır.
Prebiyotiklerin yararlı etkileri;
- Mikrofloranın kompozisyonunu ve aktivitesini olumlu yönde etkileyerek bağırsak hareketlerini düzenler.
- Kalsiyum ve magnezyum gibi minerallerin emilimini ve biyoyararlığını yani vücutta kullanımını artırır.
- Kan kolesterol ve trigliserid düzeylerini olumlu yönde düzenler.
- Kolon kanserinin gelişim riskini azaltır.
- Patojen mikroorganizmaların çoğalmasını önler.
Gerektiği kadar tüketildiğinde son derece önemli işlevleri olan prebiyotikler gerektiğinden fazla tüketildiğinde şişkinlik; gaz; ishal gibi bir takım sorunlara yol açtığı unutulmamalıdır.
Sağlıklı ve formda günler…
Dyt. Burcu ÖZEN