Laboratuar hayvanlarının sağlık durumlarının irdelemeden önce sağlıklı ve hasta hayvanların genel görünüm farklılıklarını bilmek gerekmektedir. Bu bağlamda klinik; patolojik ve fizyolojik görüntüler incelenmelidir. Genel bir yargı olarak sağlık durumu hayvanın hasta olup olmadığını belirten bir kavram olmakla birlikte sağlıklı terimi göreceli bir kavramdır. Enfeksiyonlar; çevresel veya genetik hastalıklar hayvanların yaşam kalitesini düşürebilen etkenlerdendirler. Bu bağlamda enfeksiyonlar en ciddi olarak karşımıza çıkan yaşamsal kalitede rol oynayan etkenlerdir. Pek çok araştırmacı hastalık terimini duyduklarında sadece enfeksiyöz hastalıkları düşünürlerken genetik ve çevresel problemler de eşit derecede önemlidir ve tesislerin hijyeni ve modernitesi ile çözülebilirler.
1.HASTA SAĞLIKLI AYIRIMI
SAĞLIKLI
HASTA
İştahı normal İştah azalmış-yok Tüyler parlak ve düzenli Tüy yapısı bozuk-kellik Hareketli ve dış ortama tepkili Hareketsiz ve tepkisiz Diğer hayvanlarla birlikte Kafeste ayrı bir köşede tek başına Dışkılama-idrar vb normal Dışkılama yok veya ishal
Tablodan da anlaşılacağı gibi hasta ve sağlıklı hayvanların ayırımları normal fizyolojik durumlarına bakılarak veya genel görüntüsü sonucunda yapılır.
2.LABORATUAR HAYVANLARINDA YAYGIN GÖRÜLEN HASTALIKLAR 2.1 Diş Problemleri 2.2 Enfeksiyonlar 2.3 Paraziter enf. 2.4 Beslenme hastalıkları 2.1 Diş Problemleri
Laboratuar hayvanları kemirgenler sınıfında oldukları için ön dişleri kemirmek üzere dizayn edilmiştir ve törpülenmesi gerekir. Ticari gıdalarla beslendikleri ve törpüleme ihtiyaçlarını genellikle gideremedikleri düşünülürse diş problemleri ile sıklıkla karşılaşılmasının nedeni ortaya çıkmaktadır. Genellikle premolar ve molar dişlerde ortaya çıkan bu problemler de şekillenen klinik tablo liko kaybı; aşırı salivasyon ve ağız içinde yaralardır. Bu durumda tedavi amacı ile sürekli kontrol ve bakım gereklidir. Kesici dişlerin aşırı uzaması bu tabloda sekonder olarak şekillenir ve eğer böyle bir tablo ile karşılaşılırsa premolar ve molar dişler ayrıntılı şekilde incelenmelidir. 2.2 Enfeksiyonlar 2.2.1 Bakteriyel enfeksiyonlar
Bakteriyel enfeksiyonlar araştırmalar üzerinde negatif etkilere neden olabilirler. Ayrıca unutulmamalıdır ki hayvanlar normal ortamdaki floraya alışkın oldukları için bu tür durumlar araştırmaları olumsuz etkilemez. Ayrıca bazı bakterilerin hayvanlar üzerinde pozitif etkileri oldukları saptanmıştır.bu bağlamda laboratuar hayvanlarını viral veya bakteriyel etkenlerden uzak ayrı izolatörlerde tutmanın bir gerekliliği bulunamaktadır. Deney hayvanlarında en sıklıkla karşılaşılan bakteriyel etkenler aşağıda belirtilmiştir.
2.2.1.a Bordotella bronchiseptica
Bordotella bronchiseptica tavşanlardan;kobaylardan ratardan ve nadiren de farelerden izole edilebilir. Pnömoni; plöritis ve perikarditise neden olabilirken ölümcüldür. Tavşanlar da ise daha az tehlikelidir ve fokal kronik interstitisyel pnömoniye neden olmaktadır. Gram negatif aerop bir bakteridir. Özellikle koba-ylarda yüksek mortalite ile seyreden epizootik pnömoniye neden olmaktadır. Kıl örtüsünde bozulmalar; letarji; burun akıntısı;öksürük ve ani ölüm başlıca klinik tabloyu oluşturmaktadır. Şiddetli tortikollis ile karakterize otitis media şekillenebilir. Röntgen bulguları çok tipik olmamakla birlikte timpanik bulla da bulgular görülür. Nekropsi de akciğerlerde yaygın pnömoni tablosu; histoloji de de nötrofil birikimi gözlenir. Bulaşma direkt temas veya aeorosol yolla şekillenmektedir. Tavşanlar özellikle asemptomatik taşıyıcılk özelliklerine sahip oldukları için tavşanlar ile birlikte bakılan kobaylarda hastalığın görülme riski daha da artar. Bu tip hastalıklarda koruma ölçemleri tedaviden daha önemlidir. Tedavi amacıyla geniş spektrumlu antibiyotikler kullanılabilir. 2.2.1.b Streptococcus pneumoniae
Genelde Streptokoklar hayvanlar ve insanlar için apatojen olmakla birlikte bazı türleri enfekte yeteneğine sahiptirler. S. Pneumoniae gibi bazı türler laboratuar hayvanlarında enfeksioynlara neden olabilmektedir. Yüksek mortaliteye sahip salgınların görüldğü ilinmektedir. Strese bağlı bağışıklık zayıflamasının da önemli etmenler arasında olduğu biliniyor. Pnömoni; perikarditis;plöritis ve peritonitis gibi fibrinosuppuratif lezyonlar meydana getirmektedir. Tedavisinde geniş spektrumlu antibiyotikler kullanılmalıdır. 2.2.1.c Salmonellosis
Salmonella türleri tüm sıcakkanlı hayvanları enfekte edebilirler. Özellikle farelerde tehlikeli şekilde seyreden hastalıklara yol açtıkları bilinmektedir. Yapılan çalışmalar neticesinde son 30 yılda hastalığın insidansında ciddi azalmalar meydana gelmiştir. S. typhimurium ratlarda ve farelerde; S. enteritidis ise kobaylarda en yaygın olarak ishale neden olan etkendirler. Morbiditesi ve mortalitesi yüksek sporadik salgınlar şekillenebilir. En yaygın bulaşma yolu kontamine gıda ve sulardır. Klinik bulgular; kıl yapısında bozulmalar; anoreksi;kilo kaybı; ve yumuşak kıvamda olarak dışkı belirlenir. Nekropsi bulgularında ise gastrointestinal alanda gaz ve sıvı birikimi ile karaciğer ve dalakta büyüme göze çarpar. Histolojik incelemede dalak; karaciğer ve lenfotik dokularda multifokal nekrozis dikkati çeker. Hastalığın kontrol altına alınabilmesi için populasyonun azaltılması ve gerekli tedavi ölçemlerinin uygulanması gerekmektedir. Zoonotik olduğu unutulmamalıdır. 2.2.2 Paraziter enfeksiyonlar
Laboratuar hayvanlarında parazit bulunmamalıdır. Pazarizter enfestesyanlor belki klinik düzeyde ciddi hastalık oluşturmazlar ancak subklinik tablo meydana getirerek araştırmaların verilerini sağlıklı olmasını engellerler. Ayrıca paraziter enfestesyanlar hijyenik şartların kötülüğünü ve olası diğer hastalıkları işaret ederler. Pek çok paraziter etken deney hayvanlarını etkilerken aşağıda en yaygın olarak görülen bazılarına değinilmiştir. 2.2.2.a Cryptosporidium spp.
Kobaylar başta olmak üzere deney hayvanlarındaki en önemli enterik patojendir. Subklinik enfeksiyon yaygındır ancak klinik bulgularda Letarji;tüy yapısında bzulma;kilo kaybı;ishal; dışkı ile bulaşmaya bağlı ‘’yağlı kürk’’ görüntüsü dikkati çeker. Bulaşma kontamine su ve gıdalar aracılığıyla olur.
2.2.2.b Acariasis Trixacaris caviae ve Chirodiscoides caviae en yaygın olarak karşılaşılan akarlardır. Tüy yapısında bozukluk ve tüy dökülmesi; deri lezyonları ile karakterizedir. Boyun omuz;abdomen ve bacaklar arasıalopecia; kepeklenme; pruritis gözlemlenir.Kendinden iyileşme veya ölüm görülebilir. Amitraz gibi antiparaziter ilaçlar ile tedavi edilebilir. Hijyenik koşullar gözden geçirilmeli ve gerekli önlemler alınmalıdır. 2.2.2.c Bit enfestasyonu
Tüy ile beslenen ve kanal açan bitler deney hayvanlarında bulunabilir. Tüy dökülmesi; kaşıntı; alopecia gibi belirtiler ile ortaya çıkarlar. Teşhis için direkt olarak bitlerin görülmesi veya tüyler üzerinde mikroskop ile yumurtalarının görülmesi yeterlidir. Tedavi de gerekli hijyenik şartların sağlanmasını takiben antiparaziter ilaçlarla temizlik uygulanır. 2.2.3 Viral enfeksiyonlar
Deney hayvanlarında herhangi bir virusun bulunmaması gerekir. Ancak bu durumu sağlamak çok zordur. En yaygın olan viral etkenler corona-parvo-cardio ve paramyxovirus ayrıca tavşanlarda caliciviruslardır. 2.2.3.a Parvoviruslar
ratlarda görülen parvovirus enfeksiyonlarının Kilham rat virus (KRV) ve Toolan’s H1 (H1) viruslarınca meydana getirildiği; fareler de ise Fare Minute Virus (MVM) tarafından oluşturulduğu ilinmektedir. Bu enfeksiyonlara bağlı antikorlar serolojik olarak tespit edilebilirler. Genelilkle neonatal dönemdeki yavrularda enfeksiyon ve agebelerde abortlara neden olurlar. 2.2.4 Beslenme hastalıkları
Beslenme hastalıkları özellikle kobaylarda C vitamini eksikliğine bağlı olarak gelişir. Kobaylar c vitaminini sentezleyemedikleri için dışarıdan almak zorundadırlar. Şişmiş;ağrılı eklemler; hareket etme isteksizliği;yara iyileşmesinde gecikme; kanamalar kemik/diş yapısında bozulmalar ve ölüm gibi klinik belirtilere sahiptir. Koruma tedbiri olarak günlük Vitamin C alımı10 mg/kg-30 mg/kg –(gebeler) gerekmektedir.Tedavi olarak 50 mg/kg günlük (Enjektabl-oral) Vitamin C verililr ve tedaviye iyileşme görülene kadar devam edilir.Vitamin C kaynakları ise taze hazır gıdalar; maydanoz-marul gibi yeşil sebzeler; yeşil biber gibi sebzelerdir. Ayrıca suya askorbik asit200-400 mg/l dozunda ilave edilebilir.Her gün taze olarak hazırlanmalıdır.