Destek Sitesi platformunda Uzman olmak ister misiniz?

Uzman olmak için Şimdi başvurun.

Ekonomik Krizin Psikolojik Etkileri

Oluşturulma tarihi: 18.02.2025 21:55    Güncellendi: 18.02.2025 21:55
Ekonomik Krizin Psikolojik Etkileri

Sosyal ve ekonomik koşullardaki değişmeler insanın ruh sağlığı üzerinde her zaman etkili olmuştur. İnsan ruhsal dünyası sürekli ve düzenli olarak dengede olma çabası içindedir. Bu denge arayışı her zaman ruhsal ve fiziksel dengede olma arayışıdır.
Sosyal; kültürel ve ekonomik değişmeler insan ruhsal dünyasında sorunlar açar. Süregelen ekonomik döngüde oluşan sorunlar ödemeler dengesini bozarken bir başkasına söz verilen zamanda ödenmesi gereken rakamları ödeyemeyen birey kendini rencide olmuş hissedebilir. Bu duyguları taşıyan birey aynı zamanda kendi içsel konuşmalarıyla kendini eleştirmeye başlayabilir.

Ekonomik krizi sadece bireyin ruhsal dünyasında oluşan değişmeler veya olumsuz etkilenmeler olarak açıklamak yetersiz olacaktır. Çünkü insan biyo-psiko-sosyal bir varlıktır. Ekonomik krizi doğrudan doğruya iş hayatında yaşayan bireyin ailesine de yansıması kadar doğal bir durum olamaz. Bununla birlikte insan sosyal bir varlıktır. Ve onun sosyal ilişkilerinin de bozulmasına neden olacaktır.

Yine doğaldır ki çalışma yaşamında yaşanan bir genel stres durumu bireyin aile hayatını da olumsuz etkileyecektir. Çalışma yaşamanında bazılarımız patron bazılarımız işçi olarak çalışmaktayız. Krizin etkileri doğal olarak bir personele de yansıyacaktır. Toplumun hemen her kesimini etkileyen bu durum genel bir toplumsal gerginlik yaratır.
Tüm bu sorunlara maruz kalan birey kendini güvensiz ve tedirgin durumda hissetmesine neden olur. Her an kötü bir durumla karşılaşma beklentisi anksiyete dediğimiz kaygı haline neden olur. Ekonomik kriz etkilerini sürdürürken geleceğe karşı umutsuz ve ümitsiz hissetmesine de neden olur. Bireyin kendisini değersiz; önemsiz ve başarısız hissetmesine yol açar. Kendini eleştiren; değersizlik; önemsizlik ve umutsuzluk içinde olduğunu hisseden birey depresyon yaşayabilir. Depresyondaki kişi ise kendini kararsız hisseder. Yine bu durum iş kaybı; motivasyon eksikliği; dikkat ve konsantrasyon sorunu gibi zihinsel işlevlerinde de gerilik yaratabilir.

Bu ve benzer ruh halinde olan bireyler vakit kaybetmeksizin bir destek almalılar. Psikolojik açıdan alınacak bu destek ile birey yeniden karar vermede iyilik hali hisseder. Değerli önemli ve başarılı olduğuna inanan birey ise çalışma azim ve kararlılığı içinde krizin etkilerini en az hissederek atlatabilir.

Ekonomik Kriz ve Cinsel Sorunlar

Cinsel yaşam hayatın her döneminde oluşan değişmelerden ve gelişmelerden olumlu veya olumsuz şekilde etkilenebilmektedir. Cinsel yaşamın içinde cinsel haz duymak; erotik fanteziler kurmak ve cinselliğe hazır oluş duygusunu içinde barındıran bir süreç söz konusudur. Gerek fiziksel rahatsızlıklarımız gerekse ruhsal rahatsızlıklarımız gerekse sosyal yaşamda oluşabilecek bir takım olumluluklar veya olumsuzluklar cinsel yaşamı doğrudan doğruya etkileyebilmektedir.

Nasıl ki stresli ya da sıkıntılıyken vücudumuzdaki bazı organlarımız buna reaksiyon gösteriyorsa vücudumuzun diğer organları gibi penis ve vajinada bu değişmelere ayak uydurmaktadır. Kişinin özel hayatında oluşabilecek değişmeler ve gelişmeler; yaşanan ruhsal sorunlar sıkıntılar problemler birtakım stresörler tüm diğer alanlarda etkili olabileceği gibi cinsel yaşamı da olumsuz etkileyebilmektedir.

Toplumun genelini etkileyen ekonomik ve sosyal sorunlarda cinsel yaşamı doğrudan doğruya etkileyebilmektedir. Toplumun genelini etkileyen ekonomik ve sosyal kriz durumları insanların iş yaşantısını gelecekten beklentilerini ve gelecekle ilgili kaygılarını tüm gelecekle ilgili planlarını olumsuz etkileyebilmektedir. Ekonomik ve sosyal kriz durumları bireylerin kendilerini emniyette ve güvende hissetme durumlarını zedeleyebilmektedir. Bireyler kendilerini emniyette ve güvende hissedemedikleri zamanlarda kaygı ve endişe duygusuyla doğal bir reaksiyon gösterirler. Cinsel yaşamın doğasında ise kaygı ve endişeden uzak olağan bir yaşam gerekmektedir.
Ekonomik ve sosyal kriz durumları ise ruhsal dünyada az ya da çok etkiler bırakmaktadır. Düşünün ki bir işletme sahibisiniz söz konusu ekonomik kriz alım gücünüzü düşürmekte üretim kapasitenizi zayıflatmakta satış ve pazarlama konusunda sorunlar yaşamaktasınız. işletmenize dahil olan girdi fiyatları ile satış fiyatlarınız arasındaki fark ne kadar düşerse kar oranınız yani ayakta kalma ihtimaliniz o oranda düşüyor demektir. Böyle bir durumda bir işletmeci olarak böyle bir duruma ayak uydurmak işletmeyi ayakta tutmak işletmenin geleceğini sağlam temeller altına almak aslında kendi kişisel geleceğini de sağlam temellere oturtmak çabası; yani kişinin kendisini güvende hissedememesi duygusuna yol açar. Bu duygu ise insanların sadece ve sadece tek bir kaygı noktasına tek bir endişe noktasına götürür. Bu endişeler bu kaygılar onu doğaldır ki beslenme alışkanlıklarından uzaklaştırabilir; uyku düzenini farklılaştırabilir. semptomatik birtakım fiziksel rahatsızlıklar yaşamasına sebep olabilir ve yine yaşamın bir parçası olan cinsel yaşamını da olumsuz etkileyebilir. Kliniğimize başvuruda bulunanlar arasında da sıklıkla bu durumu gözlemlemekteyiz. Ekonomik ve sosyal kriz cinsel yaşamı olumsuz etkilemektedir. Erkeklerde cinsel istek ve arzu bozukluğuna erken boşalma sorunlarının yoğunlaşmasına; çoğalmasına ve erkeklerde sertleşme bozukluğuna yol açtığını gözlemlemekteyiz. Kadınlarda ise bu durum daha çok cinsel ilgi ve istek bozukluğu şeklinde tezahür etmektedir. Ekonomik ve sosyal krizler insanların fizyolojik rahatsızlıklara yakalanma oranlarını da artırmaktadır. Doğaldır ki bir takım fizyolojik rahatsızlıkların bir sonucu olarak da cinsel sorunlar oluşabilmektedir. Bu açıdan değerlendirildiğinde ekonomik ve sosyal yaşamda oluşan değişiklikler fizyolojik rahatsızlıklara; fizyolojik rahatsızlıklar; beraberinde cinsel rahatsızlıkları da ortaya çıkardığı söylenebilir. Hem doğrudan hem de dolaylı olarak sosyal ekonomik yaşamdaki sıra dışı gelişmeler beklenmedik ani gelişmeler cinsel yaşamı da doğrudan veya dolaylı olarak etkilemektedir. Bu durumun yeniden düzenlenebilmesi için yeniden olağan hallere gelmesi sosyal konulardaki iyileşmelere doğrudan bağlıdır.

Uzm Psk Dnş Şahin UÇAR