Keratokonus kornea tabakasının(gözümüzün en önündeki şeffaf tabaka) sivrilmesi ve incelmesi ile seyreden bir göz hastalığıdır.Normalde bu tabaka saat camı yada cami kubbesi gibi yuvarlak ve düzenli bir şekle sahiptir.Bu hastalarda ise incelemekte ve sivrilmekte yumurtaya benzer bir şekil almaktadır.Kör edici bir hastalık değildir ancak görmeyi önemli oranda sakatlayabilir. Genellikle bir göz diğerinden daha ileri seviyede bu hastalığa yakalanmaktadır. Hastaların % 20 si zamanla keratoplasti (kornea tabakasının değiştirilmesi) ye kadar ilerleyebilmektedir.Kornea tabakası zamanla deforme olur. Dolayısıyla görme fonksiyonuda önemli oranda etkilenir.
Genellikle ergenlik çağında başlar; 30-35 yaşlarında durur.Gebelik ve menapoz döneminde de yeniden aktive olabilmekte ve ilerleme devam edebilmektedir.Numaraların sürekli ilerliyor olması ve hastanın en iyi gözlükle bile tatmin edici bir şekilde görememesi bu hastalıktan şüphelenmemize sebep olmalıdır.
Hastalığın sebepleri ve tabiatı henüz tam olarak anlaşılamamaştır. Genetik faktörler suçlanmaktadır. Bir ailede bu hastalık varsa birinci dereceden akrabaları da risk altındadır. Çocukken gözlerin aşırı derecede ve devamlı surette ovalanması; kaşınması da bir diğer nedeni teşkil eder. Bu nedenle tropik iklim kuşağında yaşayan ve göz alerjisi olanlarda daha sık görülmektedir.Konnektif doku hastalıklarında Down dendromunda; Marfan Sendromu’nda daha sık görülebilmektedir.
Bu hastalığın erken teşhisi çok önemlidir. Ne yazıkki hastalar tarafından çok geç fark edilmekte hatta hekimler tarafından bile tanınmamaktadır. Teşhis için kornea topografisi ‘altın standart’tır.Kornea kalınlığının ölçümesi; kornea arka yüzeyinin özel cihazlarla taranması erken teşhisi kolaylaştırır.Günümüzde teşhis konulan hastaların çoğu lazer tedavisi için gelen ve bu testlere tabi tutulan hastalardır.Bu hastalık önemli bir halk sağlığı sorunudur ve mutlaka geniş kitleler göz taramasından geçirilmelidir.
Hastalığın temelinde kornea tabakasının normalden daha elastik olması; diğer bir ifadeyle yeterli ‘sıkılık’ta olamamsı temel patolojidir. Kornea fibrilleri arasındaki çarpraz bağlar zayıftır.
Tedavisinde kesin ve kanıtlanmış bir seçenek bulunmamaktadır. Bu hastalarda gözlükle istenilen görme elde edilemiyorsa sert kontak lensler kullanılmaktadır. Sert kontak lensler görme keskinliğini arttırabilir. Takıldıkları zaman korna ön yüzeyini düzleştirmek suretiyle düzensiz astigmatizmayı azaltmakta böylece gözlükten daha kaliteli bir görme elde edilebilmektedir. Ancak sert lenslerin tedavi edici hiçbir özelliği yoktur;hastalığın ilerleyişini durdurmaz. Hatta son yapılan çalışmalarda bu lenslerin; hastalığı daha da ilerlettiğine dair bulgular mevcuttur. Kullanması da oldukça zordur.
Kross Linking tedavisi son yıllarda uygulamaya girmiş bir yöntemdir ve sonuçları da oldukca yüz güldürücüdür. Bu tedavi hastalığı iyileştirmez ancak ilerlemesini % 90 durdurmaktadır. Özellikle genç yaşlarda ve erken dönemdeki hastalarda artık ilk tercih haline gelmiştir.hemen hemen hiç yan etkisi bulunmamaktadır. Temelde bir ilaç tedavisidir. Bir saat sürmektedir ve bu zaman içerisinde hastaya Riboflavin vitamini damlatılmakta; 30 dakika süreyle de ultraviole verilmektedir. Verilen ultraviole çok düşük miktardadır ve kalibre edilmiş özel bir cihazla uygulanmaktadır.
Kornea halkaları özellikle ilerlemesi durmuş hastalarda düzensiz astigmatı azaltmaktadır. Femtosecond lazer cihazı ile halkaların yuvası açılır ve kornea içerisine yerleştirilir. İşlem birkaç saniye sürmektedir.Hasta yine gözlük takmak zorunda kalabilir ancak gözlükle önceki durumuna göre çok daha kaliteli bir görme elde eder.
Kornea nakli(keratoplasti): Halka arasında göz nakli de denmektedir. Bu hastalığın tedavisinde son seçenektir.Cross Linking tedavisi şansını yitirmiş hastalara uygulanır. Ne yazıkki ülkemizde kornea bulmak oldukça zor olabilmektedir. Bu hastalar aylarca kornea sırası beklemekte ve bu dönem içerisinde yaşam kaliteleri düşmektedir.