HİPERTANSİYON YAPAN HORMON (ENDOKRIN) HASTALIKLARI
Tansiyon yüksekliği yani hipertansiyonu olan kişilerin % 10 unda hormon bozukluğuna bağlı tansiyon yüksekliği vardır. Bu nedenle hipertansiyonunuz varsa bir ENDOKRIN (Hormon) uzmanına başvurarak hormon kontrolü yaptırınız.
Böbrek damarlarındaki damar sertliği; böbrek damar bozukluğu da önemli bir hipertansiyon nedenidir. Bunun anlaşılması Doppler ultrasonu ile olur.
Tansiyon yüksekliği yapan hormon hastalıkları şunlardır:
1. Aldosteron hormon fazlalığı
2.Kortizol fazlalığı (Cushing sendromu)
3.Böbrek üstü bezi tümörü (Feokromasitoma)
4. Tiroid bezi az çalışması (hipotiroidi) ve zehirli guatr
5.Akromegali (büyüme hormon fazlalığı)
6. Paratiroid hormon fazlalığı
7. Kullanılan bazı hormon ilaçları
1. ALDOSTERON HORMON FAZLALIĞI: Tansiyonluların % 0.05-2 sinde aldosteron yüksektir. Böbrek üstü bezinde bir tümör varsa olur. kanda potasyum düşüktür.
Bu hastalarda tansiyon yüksekliği; kanda potasyum düşüklüğü; kanda renin hormon azlığı vardır. Hastalık en sık olarak 30-50 yaş arasında görülür. Kadınlarda erkeklerden daha sıktır. Genellikle hipertansiyon nedenini araştırırken kanda potasyum düşüklüğünün saptanmasıyla teşhis edilir.
Aldosteron fazlalığı olan hastaların yaklaşık % 60’ında böbreküstü bezinde tek taraflı tümör veya tıp dilindeki adıyla adenom vardır. Bu adenomlar genellikle 0;5-2 cm arasındadır.
Hastaların yaklaşık % 30’unda ise adrenal bezdeki büyüme (hiperplazi) aldosteron aşırı salgılanmasından sorumlu olur.
Aşırı aldosteron hormon salgılanmasına bağlı olarak böbrekten sodyum tutulumu artar; vücut sıvı miktarı ve total sodyum miktarı artar. Bunun sonucunda renin hormonu kanda düşer.
2. CUSHING SENDROMU:
Böbrek üstü bezinin fazla çalışmasına yani fazla kortizol hormonu üretmesi hastalığına ‘’Cushing Sendromu’’ adı verilir. Bu hastalık Harvey Cushing isimli bilim adamı tarafından 1932 yılında tanımlandığı için bu ad verilmiştir. Kanda kortizol hormon yüksekliği vardır. Bu kortizol fazlalığı ya hipofizden ACTH hormonunun fazla salgılanmasına bağlıdır ya da böbreküstü bezindeki bir tümörden kortizol salgılanmasına bağlı olarak gelişir.
Aslında kanda kortizol fazlalığı hastalığı; daha sıklıkla kortizon ilacının yüksek dozda uzun süre kullanılması ile olur. Örneğin romatoit artrit ve astım hastalarında yüksek dozda kullanlan kortizon ilacı bu hastalığa neden olabilir.
Cushing sendromu her yaşta görülürse de en sık 20-40 yaş arasında karşımıza çıkar. Adrenal bezdeki tümörlere bağlı olarak fazla kortizol salınımı kadınlarda 3 kat fazladır.
Aslında adrenal bezden aşırı kortizol üretimi olan hastaların yaklaşık % 70’inde hipofiz bezinden aşırı ACTH hormon üretilmesi vardır (buna tıp dilinde Cushing hastalığı denir); % 20 hastada ise adrenal bezdeki tümörlerden dolayı bu hastalık oluşur.
Cushing sendromunun yaklaşık % 20’ini adrenal bezdeki tümörler oluşturur; %10’dan fazlası adenom; % 5’ten azı karsinom (kanser); az bir kısmı iki taraflı nodüler adrenal büyüme nedeniyle oluşur.
3. FEOKROMASİTOMA:
Feokromositoma adrenal bezin iç kısmı olan medulla kısmından köken alan tümörlerdir.
Feokromositoma küçük tansiyonu (diastolik) yüksek olan hastaların % 0.1’inden azında görülür.
Feokromositomalar her yaşta görülebilmekle birlikte en sık olarak 30-50 yaşları arasında ortaya çıkar. Tümör erişkinlerde her iki cinste de eşit oranda meydana gelir. Feokromasitomalar için %10’lar kuralı vardır. Yaklaşık %10’u aileseldir ve bunların da %70’inden fazlası iki taraflıdır. Yine yaklaşık % 10’u kanser (malign) ve % 90’ı da iyi huyludur. Bunların %10’u adrenal bez dışında oluşur.
En sık olarak görülen belirtiler hipertansiyon; baş ağrısı; çarpıntı ve terlemedir. Klinik tablo tümörden serbestleşen maddelere bağlı olduğundan çok çeşitli klinik görünümler ortaya çıkabilir.
Bazen tansiyon atakları olur. Hastaların yaklaşık %75’inde haftada bir veya daha fazla atak oluşur. Atakların ciddiyeti oldukça sabit kalmasına rağmen sıklığı zamanla artmaya eğilim gösterir. Süresi genellikle bir saatten daha azdır; fakat bazen bir hafta kadar uzun sürebilir. Ataklar genellikle hızlı başlar ve yavaş sonlanır. Sık olarak çarpıntı ve nefes almada zorluk ile başlar. El ve ayaklarda soğukluk ve terleme; yüzde ise solukluk oluşabilir. Isı artışı; terleme ve yüzde kızarma olabilir. Ataklar ciddi ve uzun süreli olduğunda bulantı; kusma; görme bozuklukları; karın ve göğüs ağrısı; uyuşma ve kasılmalar oluşabilir. Atakları takiben sıklıkla yorgunluk gelişir.
Devamlı hipertansiyon feokromasitomalı hastaların yaklaşık %50’sinde; hipertansiyon atakları ise hastaların %40-50’sinde görülür.
4. HİPOTİROİDİ:
Tiroid yetmezliğinde diastolik yani küçük tansiyon yükselmesi olur. Tiroid hormon ilacı Tedaviyle tansiyon düzelir.
5. ZEHİRLİ GUATR
Hipertiroidi yani zehirli guatr da tiroid hormonları fazla salgılanır. Bu hastalarda ise sistolik yani büyük tansiyon yükselir. Beta bloker ilaçlarla düzelir.
6. PARATIROID HORMON FAZLALIĞI:
Paratiroid hormon fazlalığı olanların % 30-40 ında hipertansiyon vardır. Tansiyon ameliyat sonrası bazı hastalarda düzelir bazılarında düzelmez. Paratiroid hormonun (PTH) bir veya daha fazla paratiroid bezinden aşırı salgılanmasıyla paratiroid hormon fazlalığı oluşur ve buna tıp dilinde ‘’primer hiperparatiroidi’’ denir. Kanda kalsiyum yüksekliğinin en önemli nedeni paratiroid hormon fazlalığıdır.
Her yaşta görülürse de; 50 yaş üzerinde daha çok görülür. Kadınlarda menopoz döneminde biraz daha fazla görülmektedir (3/1 oranında).
Paratiroid hormonunun fazla salgılanmasının en sık nedeni (% 85) paratiroid bezlerinden birinde bir tümör oluşmasıdır ve buna tıp dilinde ‘’adenom’’ denir. Bazan paratiroid bezlerinin büyümesi (% 12-15) veya çok nadir olarak paratiroid bezi kanseri ( % 1-2) paratiroid hormon fazlalığına neden olabilir.
Klinik Bulgular
Günümüzde teşhis gelişen laboratuar teknikleri sayesinde yaklaşık % 50 hastada hiç bir şikayet yok iken rastlantısal olarak konabilmektedir. Şikayeti olan hastalarda ise
Yorgunluk
Eklem ağrıları
Halsizlik
İştah kaybı
Hafif depresyon
Konsantre olamama görülebilir.
Böbrekte taş oluşmasının önemli bir nedeni paratiroid hormon yüksekliğidir. Böbrek taşları bu hastaların % 20-25’inde görülür. İdrarla kalsiyum atılımı artar yani günde idrarla atılan kalsiyum miktarı 300 mg’dan fazladır