Bilindiği üzere diabetes mellitus; insülin sekresyonu ve/veya etkisizliği ile ortaya çıkan karbonhidrat; protein ve yağ metabolizmasını da etkileyen kronik bir hastalıktır. Bugün dünyada tahmini 140 milyon insan diyabet hastası var ve tahminler bu rakamın 2025 yılı itibariyle 300 milyona ulaşacağını ileri sürüyor. Prevelansı hızla artan bu hastalığın ülkemizde görülme sıklığı da gün geçtikçe artmakta.
Diyabet; medikal tedavi; tıbbi beslenme tedavisi ve egzersiz programlarını içeren multidisipliner bir tedavi planı gerektiren bir hastalıktır. Diyabetiklerde sıkı glisemik kontrolün sürekliliğinin önemi bilinmektedir. İstenen kan şeker değerlerine ulaşmak için ; tıbbi beslenme tedavisi; egzersiz ve medikal yaklaşımın doğru ve devamlı uygulanması gerekmektedir.Tüm bunlar için de DM tedavisinde yaşam şekli değişikliği şarttır.Bunun söylendiği kadar kolay olmadığı doğru.Ancak şimdiye kadar yapılanlarda bir sorun olduğu için hastanın bu halde olduğu açıklanarak hastanın uyumu sağlanabilir.
Bahsettiğimiz yaşam şekli değişikliğinin en önemli ayağı beslenme düzenindeki değişikliklerdir. DM tıbbi beslenme tedavisi çerçevesinde önerilen yeme planlarından bir tanesi de Karbonhidrat sayım yöntemi olup son yıllarda ilgi çekmeye başlamıştır.
Karbonhidrat sayım yöntemiyle; yiyeceklerdeki karbonhidratların hastaya öğretilmesi ve yiyecek alımında esneklik sağlanması ile günlük beslenme planının yapılması; sıkı kan şeker kontrolünün sağlanması ile yaşam kalitesine olumlu katkılar sağlanmaktadır.
Peki Karbonhidrat Sayım Yöntemi Nedir?
Farklı karbonhidrat kaynaklarının farklı glisemik yanıt oluşturduğu bilinir. Öğün planlama yaklaşımı olarak düşük glisemik indeksli besinlerle beslenme önerilir. Ancak bu tür beslenmenin uzun dönemde olumlu etkilerini gösteren çalışmalar bu konuda kesin bir kanıya varacak kadar yeterli değil. Ayrıca çalışmalar göstermiştir ki tüketilen toplam karbonhidrat miktarının kan glikoz düzeyine etkisi karbonhidratın sağlandığı kaynak veya karbonhidrat türünden daha baskındır. Öğün sırasındaki insülin dozunun; öğünün ya da ara öğünün total karbonhidrat içeriğine göre ayarlandığı çalışmalarda HbA1c’nin %1-1.5 birim azaldığı bildirilmektedir. Karbonhidrat sayımı; alınan protein ve yağların tokluk kan şekerine minimal etkisi nedeni ile bu dönemde esas insülin ihtiyacını belirleyen yiyecek grubunun karbonhidratlar olduğu temeline dayanan bir yöntemdir.
Niçin Karbonhidrat Sayımı ?
Klinik gözlemler postprandiyal kan glikoz düzeyini etkileyen başlıca faktörün karbonhidratlar olduğunu ve insülin ihtiyacını belirlediğini göstermiştir.Karbonhidratlar tüketildikten sonra 2 saat içinde glikoza dönüşür ve 15.dk’dan itibaren de sistematik dolaşımda bulunur.Dolayısıyla postprandiyal glisemik cevabı ve insülin ihtiyacını belirleyen besin grubu karbonhidratlardır.
Kimler Karbonhidrat Sayımı Uygulayabilir ?
Tip 1 diyabetliler. Özellikle intensif insülin tedavisi veya sürekli insülin infüzyon pompası kullanan hastalar.
Yine intensif insülin tedavisi alan tip 2 diyabetikler. Hiperinsülinemisi olan veya oral antidiyabetik kullananlar için uygun değildir. Ancak bu hastalar karbonhidrat sayımının seviye 1 ve seviye 2 aşamasını öğrenebilirler. Öğünlerinde tükettikleri karbonhidratların porsiyon miktarını ve değişim listelerini öğrenerek uygulayabilirler.
Gestasyonel diyabetliler.
Karbonhidrat Sayımının Avantajları
Besin seçiminde esneklik sağlar.
Hastalara öğün atlamamak şartıyla bir miktar zaman esnekliği sağlar.
Öğün planlaması daha kolay yapılabilir.
İki öğün arasındaki süre 4-5 saati geçmiyorsa hastalar isterse ara öğün tüketmeyebilirler.
Yüksek karbonhidrat içeren yiyecekler de sınırlı olarak isteğe göre tüketilebilir.
İnsülin miktarı bireylerin yemek istedikleri besinler göre ayarlanabilir.
Teorik olarak daha iyi glisemik kontrol sağlanır.
Motive olan hastalarda daha az hipoglisemi ve hiperglisemi atakları ile yaşam kalitesi artar.
Karbonhidrat Sayımının Dezavantajları
Uyumlu olmayan hastalarda daha fazla miktarda besin tüketimine ve kilo alımına sebep olabilir.
Otokontrol sağlanmazsa yüksek enerjili besin tüketimini artırabilir.
Yeterli ve dengeli beslenme alışkanlıklarından sapma olabilir.
Sık kan şeker ölçümü gerekmektedir.
Uyumlu olmayan hastalarda öğün atlama ve buna bağlı olarak hipoglisemik sorunlar yaşanabilir.
Hastaların doğru ölçüm ve besin etiketi okuma gereksinimleri nedeni ile belirli bir eğitim seviyesinde; bilinçli olmaları gerekir.
Hasta motivasyonu şarttır.
Yöntemin öğretilmesi zaman gerektirir.Eğpitimi verecek ekibin yeterli zaman ayırması gerekir.
Eğitimi verecek ekibin bu konuda yeterli bilgi düzeyine sahip olması ve bilgilerini sürekli güncellemesi gerekir.