Uzun ve çok sıcak geçen bir yaz mevsiminde güneşin fazlasıyla etkisinde kalmıştık. Kışa yaklaşırken artık güneş; gittikçe daha kısa süre ve daha az parlak olarak yüzünü gösteriyor. Ama güneşin görünen yüzü dost mu; yoksa düşman mı ?
Son yıllarda güneşe çıkmak; güneşte yanmak yaygın bir alışkanlık oldu. Ama bunlar acaba hangi sonuçlara yol açıyor ?
Bilimsel istatistikler deri kanserlerinin ve cilt hastalıklarının oranının arttığını gösteriyor. Diğer yandan atmosferin; güneş ışınlarının zararlı etkilerini süzen ve azaltan ozon tabakasının inceldiği ve hatta yer yer delindiği bilimsel gerçekler arasında. Böylece güneş ışınlarının zararlı etkileri dünyaya daha fazla ulaşıyor.
Direkt güneş ışınlarının deriyi en fazla yıpratan ve yaşlandıran etkenlerin başında geldiği; artık hekimler tarafından tartışmasız kabul ediliyor. Hatta aşırı güneş; deride kansere yol açan başlıca etken.
Gerçekler böyle olunca; hekim olmayan ama bilinçli bir kişinin bile korumasız olarak güneşe çıkmaktan çekinmeyenlere hayret etmesi kaçınılmaz.
Estetik ile ilgili her konu; güneşli günler geldikçe herkesin ama özellikle bayanların gündeminde başköşeye yerleşiyor. Güneşli günler sadece yazın özelliği değil. Kışın da özellikle yüksek yerlerde ve kayak merkezlerinde sıklıkla karşılaşılabiliyor.
Estetik deyince akla hemen zayıflama; diyet; deride kırışıklıklar ve deride sarkmalar geliyor. Derideki yaşlanma ve kırışıklıklar içinEstetik Tıp ( Botoks; biyolojik dolgular; laser ve vb. ); derideki sarkmalar ve çökmeler için sadece estetik cerrahi çözüm sağlayabiliyor.
Estetik tıp uygulamalarının tümünde; uygulamadan sonra güneş başlıca sorun olarak akla geliyor. Estetik cerrahiden sonra da durum farklı değil.
Kısacası güneşten yararlanmak ama bunu yaparken zararlarından korunmak; estetik tıp uygulaması veya estetik cerrahi yapılmış olsun olmasın her insan için aynı derecede önemli. Bunun için uygulanacaklar çok basit : öğle saatlerinde direkt güneş ışınlarından kaçınmak ve güneşten koruyucu ürünler kullanmak. Bu önlemleri biraz açıklamak gerekiyor.
Güneş ışınlarının en zararlı olduğu saatler genellikle 11.00-15.00 olarak kabul ediliyor. Bu saatlerde güneşe çıkmak da; denize girmek de sakıncalı . Güneşten koruyucu cilt bakım ürünlerinin güneşten koruma faktörü ( SPF ) en az 30 olmalı. Bunun anlamı ; doğrudan güneş ışığı etkisinde kalındığı zaman; SPF = 30 olan ürün deride kullanıldığında ; kullanılmadığı duruma göre 30 misli süre ile güneş yanığı olmaktan korur ; fakat süresiz olarak engelleyemez olarak açıklanabilir. Burada unutulmaması gereken konu; güneşten koruyucu ürünlerin; zararlı güneş ışınlarını süzmesi ama tamamen engellememesidir. Bu nedenle; güneşten koruyucu ürünler kullanılsa da ; direkt güneş ışığından korunma önerileri aynen geçerlidir. Güneş koruyucu ürünlerle ilgili olarak; unutulmaması gerekn bir başka önemli konu da bu ürünlerin öne sürülen koruyuculuklarnı gösterebilmesi için üretici tarafından bildirilen uygulama kurallarına
dikkat etmek gerekliliğidir. Örneğin; eğer güneş koruyucu ürün suya dayanıklı değilse denize girip çıktıktan sonra hemen yeniden uygulamak gereklidir. Ayrıca; etki süresine göre belli sürelerle tekrar uygulanması gereklidir.
Özetlemek gerekirse; kış veya yaz aylarında estetik tıp veya estetik cerrahi uygulamalarının yapılmasının bir sakıncası yoktur ; çünkü zaten her insanın her zaman güneşten en fazla yararlanması; ancak uygun şekilde güneşten korunması ile mümkündür. Ancak güneşli günlerde güneşten korunmaya daha fazla özen gösterilmesi gereklidir.
Sonuç olarak; insanın mutluluğunun; insanın kendisi ile barışık olmasından geçtiği söylenebilir. Bunun için temel gereksinimlerden birisi de vücudu ile barışık olmasıdır. Estetik Cerrahi ve Estetik Tıp bunun için herkesin her zaman hizmetindedir. Bunu gerçekleştirirken güneşin bir engel olmaması; insanın kendi elindedir.
Prof.Dr.Ata Uysal
Estetik ve Plastik Cerrah Uzmanı