Destek Sitesi platformunda Uzman olmak ister misiniz?

Uzman olmak için Şimdi başvurun.

Kişilik ve Dayak

Oluşturulma tarihi: 18.02.2025 21:55    Güncellendi: 18.02.2025 21:55
Sen kimsin?

Yıllardır bu soruyu kendimize sormuşuzdur; “Ben kimim”?diye. Hatta bir psikologla karşılaştığımızda sorduğumuz ilk soru ben nasıl bir insanım olur. Merak o kadar had safhadadır ki bizi göreli birkaç dakika olan bir insandan mucizevî bir şekilde kim olduğumuzun cevabını bekleriz.

Kişilik ve Maskeler

Davranış ve düşünme şeklimizin ilgi ve yeteneklerimizin başka insanlardan farklı kılan ruhsal özellikler diye tanımlayabiliriz kişiliği. Kişilik kelimesi; “persona” Latincede tiyatro oyuncularının taktıkları maske ya da karakter anlamına gelen kökten türemiştir.

Bir ben var bir tane daha var

Çoğu zaman gerçek benliğimizi başkalarına göstermek için taktığımız maskeyle gizleriz. Amerikalı filozof ve psikolog; William James bu olayı “moi-social” sosyal-ben; Alman psikanalist; Karen Horney ise “facade” yani mükemmel görünme ihtiyacından doğan kelimeyle ifade etmiştir. İç güzelliği; saygı duyulmayı; sevilmeyi; ciddiye alınmayı maddiyatla ölçen kişiler; olmadıkları halde “zenginmiş gibi” “as if” yaşamaya çalışırlar. Topluma; taktıkları maskeyi gösterirler. Hâlbuki gerçek benlikleri hep oradadır ve onları terk etmez.

Kişiliğin Yapılanması

Kişiliğin oluşumunda çevresel faktörlerin yanı sıra kalıtsal özelliklerin de azımsanmayacak önemi vardır. Bu özellik sayesinde; bazı psikolojik sorunlara diğer insanlardan daha yatkın olabiliriz. Kişiliğin yapılanması konusunda farklı görüşler vardır. Bunlardan biri “yapısal model” diye adlandırılan; “arzular” (id); “mantık” (ego); “vicdan” (süper ego) olarak üç ana başlıkta toplanır. Kısaca id; doğuştan getirdiğimiz dürtülerimizi ifade eder; açlığımızın giderilmesi ve saldırgan tepkilerimiz gibi bedensel ihtiyaçlarımızı ifade eder. Bu ilkel güdülerin biran önce doyurulmasını amaçlar. Genelde; Psikopat diye adlandırılan kişilerin bu prensip doğrultusunda hayatlarını sürdürdükleri bilir. Anlık hazlar peşinde koşarlar. Caddede yürürken; o an canı yoldan geçen arabalara taş atmak isterse bunu hiç çekinmeden yapacak ve sonunda hiçbir pişmanlık duymayacaktır.

Arzular Mantık ve Vicdan

Mantık; vicdan ve arzularımız arasında bir köprü görevi kurar. Açsak sokaktaki birinin elinden yiyeceğini almayız; parasını verip yiyeceği satın alırız. Bunu sağlayan “mantık” dır. “Vicdan” ise; bize toplumun kuralları ve ahlaki değerlerimizi hatırlatır. “Vicdan” sayesinde yiyeceği satın alırız. Böylece toplum kurallarına ve ahlaki değerlere uygun davranmış oluruz.
Kişiliğin oluşum dönemlerinde yaşanan travmalar birçok kişilik bozukluğuna yol açabilir. Haftaya; bugün giriş yaptığımız; (Psikopat) Antisosyal Kişilik Bozukluğu var sırada.

***
Dayak cehennemden çıkmadır!

Neden dayağa ihtiyaç duyarız? Daha kalıcı sağlam eğitim için mi? Dayaktan başka disiplin yöntemi bilmediğimiz için mi? Yoksa kolay geldiği için mi?
Bir okuyucum; oğluna dayak atmadan sözünü dinletemediğini ve bir süre sonra çocuğun tekrar olumsuz davranışlarına geri döndüğünü yazmış.
Dayak; sadece ve sadece “geçici” bir yıldırma yöntemidir; kalıcı bir disiplin sağlamaz.

Dayakla ne disiplin olur; ne de daha saygılı daha doğru çocuk yetiştirilir!
Çocuk eğitiminde disiplin çok önemlidir; fakat disiplinin içinde hiçbir şekilde şiddet yoktur!

Bazı aileler çocuklara sınırsız haklar tanırlar; “çocuktur; normaldir; yapar” denir. Sonrasında ufak bir yaramazlıkta bile kendilerinde kızma hatta dayak atma hakkı bulurlar. Disiplinden kasıt; yapmasını beklenen davranışı çocuğa öğretip; ona kendi kendini denetleme fırsatı vermek ve sorumluluk duygusu kazandırmaktır.

Çocukla nasıl iletişim kurmalı?

Çocukla iletişimde en önemli faktörlerden biri “tutarlılıktır”.
Buna; anne-babadan birinin ak dediğine diğerinin kara dememesi de diyebiliriz. “Arkadaşlarımla sinemaya gidebilir miyim?” sorusuna anne hayır baba evet diyorsa; bu sağlıklı bir iletişim olmaz.
*Çocukla iletişimde net ve olabildiğince açık olmak gerekir.
*Bunun yanında çocuğa sorumluluk verilmeli; kendi sorunlarını kendisi çözmesi için desteklenmelidir. Eli kaşık tutmaya başladığından itibaren; çocuk kendi başına yemesi için teşvik edilmeli
*Çocuğun yapılması imkânsız isteklerinin neden olmayacağını uygun bir dille ve örneklerle anlatın.
*Çocukları dinleyin. Başınızdan savmayın. Onlara önemli ve değerli olduklarını hissettirin. *Aile için önemli kararları alırken zaman zaman onlara da fikirlerini sorun.
Her şeyi okuldan; eğitimcilerden beklememeli. Kendi üstünüze düşen görevi ne kadar sağlıklı yerine getirebiliyorsunuz; onu tartmalısınız. Çünkü çocuklar anne-babalarını model alarak büyürler. Bunun için kendi davranışlarınıza dikkat edin. Özellikle çocukların önünde tartışmayın!
Dayağa maruz kalan çocuklar ileride çeşitli psikolojik sorunlar yaşayabilecekleri gibi kişiliklerinde de ciddi patolojiler gelişebilir.
Saldırgan; bencil; uyumsuz olabilecekleri gibi çeşitli bağımlılıklar da geliştirebilirler. Ya da; pasif; özgüveni eksik; başkaları tarafından yönetilmeden tek başlarına hareket edemeyen bireyler haline gelebilirler.
Unutmayın; eğitimin temelleri ilk ailede atılır. Çocuğun ileride kişiliğinin nasıl olacağında anne-babanın payı büyüktür. Yani “Bu çocuk neden böyle oldu?” sorusunun cevabı sizde saklı.
Kısaca... Çocuklar sizin aynanızdır; onlarda kendinizi görebilirsiniz...