Destek Sitesi platformunda Uzman olmak ister misiniz?

Uzman olmak için Şimdi başvurun.

Erotomani ve Şizoid Kişilik

Oluşturulma tarihi: 18.02.2025 21:55    Güncellendi: 18.02.2025 21:55
Tek kişilik aşk oyunu "De Clérambault Sendromu"

Bu hafta; tehlikeli ve tek taraflı bir aşk hikâyesini paylaşmak istiyorum sizlerle.
Meltem; yirmi altı yaşında; kendi halinde yaşayan sosyal çevresi olmayan evden işe; işten eve giden bir kızdı. Bir gün; birlikte çalıştığı kız arkadaşının ısrarlarına karşı koyamayıp; çalıştıkları şirketin sene sonu yemeğine gitti. Ve ne olduysa ondan sonra oldu. Şirketin üst düzey yöneticilerinden Selim bey le ayaküstü yaptığı çok kısa sohbetin ardından âşık oldu. Bir süre sonra; onun da kendisini delice sevdiğini fakat aynı yerde çalıştıkları için bugüne kadar açılamadığını düşünmeye başladı. Peşinden de Meltem in Selim Bey e telefon ve mesaj tacizleri başladı; odasına notlar bırakmalar ve yaratılan tesadüfî karşılaşmalar bir süre devam etti. Selim Bey den aldığı olumsuz cevapları duymazdan gelirken; onun da delice kendisini sevdiğine inanmayı sürdürdü. Fakat bir süre sonra aşkına karşılık alamayınca artık saldırganlaşmaya başladı. Hatta o kadar ileriye gitti ki; Selim Bey le görüşmeye gelen kadınlara tehdit mektupları gönderdi. Ve sonunda bir akşam; iş çıkışına yakın bir saatte Selim Bey in odasına giren Meltem kapıyı kilitledi ve zarf açacağıyla Selim Bey in üzerine yürüdü.

Clérambault Sendromu (Erotomani)

Bu sürecin sonunda Meltem tedaviye ikna edildi ve şimdi psikiyatrik tedavi ve destekleyici psikoterapilerin ardından sağlıklı bir şekilde hayatına devam ediyor. Meltem in yaşadığı Clérambault Sendromu yani; ulaşılması çok zor olan; ünlü ya da üst düzeydeki bir kişi tarafından sevildiği; kendisine aşık olunduğu sanrısıdır. 1920 yılında G.G. Clérambault tarafından tanımlanan sendrom; en çok kadınlarda görülür. Aşık olunan kişinin; hiçbir şeyden haberi yoktur; ama gün gelir öğrenir ve anladığında başı büyük bir belaya girmiştir bile.

Dönem Dönem Erotomani


Başlangıçta; yani Umut Dönemi nde aşkı iliklerine kadar hisseden kişi; karşısındakinden de; tutkuyu aynı şiddette bekler ve geleceğine de inanır. şık olunan kişinin yaklaşmak için naz yaptığı ya da başka sebeplerden dolayı yaklaşamadığı düşünülür. Sonrasında kişi; Küskünlük Dönemiyle; gerçek yüzünü göstermeye başlar ve tek kişilik bir aşk oyunu oynadığının farkına varır. Hayal kırıklığı yaşayan ve içine kapanan hasta depresif bir sürecine içine girer. Sessiz dönemin yerini Şiddetli fırtınaların koptuğu dönem alır. Kin Dönemi; artık hasta kişinin hayattaki tek amacı bütün enerjisini karşılık göremediği aşkına zarar vermek için kullanmaktır. Tedavi olmazlarsa; "ya benimsin ya toprağın" sözünü gerçekleştirmek için hiç çekinmeyebilirler. Glenn Close ve Michael Douglas ın başrollerini oynadığı Fatal Attraction (Öldüren Cazibe) de "Sınırda Kişilik Bozukluğu" olan bir kadını canlandıran Glenn Close un Alex karakteri "Borderline Erotomaniye" güzel bir örnek oluşturmaktadır

***

Çarpık hayaller

Ben; 28 yaşında çalışan bir hanımım. Uzun zamandır; tek taraflı bir ilişki yaşıyorum. S. ile iş ortamında tanıştık. Kısa bir süre sonra bana karşı ilgisinin olduğunu fark ettim. Mesafeli bir ilgiydi bu. Yakınlaşmamız aylar sürdü. Bir gün; merhaba deme cesaretini gösterdim ve arkadaşlığımız başladı. S. işyerinde odasından neredeyse hiç çıkmaz. Bütün gün bilgisayarın karşısında insanlardan uzak oturur. Odasına giren çıkan insanlarla ilgilenmez ama ilgileniyor gibi görünür. Baştan beri; beni hep uzak tutuyor kendine. Önceleri hayatında başka birilerinin olduğunu düşünüyordum fakat zamanla yalnız vakit geçirmekten hoşlandığını gördüm. Beni ne uzakta ne de yakınında istiyor; kendi kafasına göre beni belli bir yere ve mesafeye koymuş. Hiç arkadaşı yok diyebilirim. Bir kişi var görüştüğü; o da hakkında pek bir şey bilmiyor. İlişkideki problemlerimizden bahsettiğimde; beni hiç umursamıyor ve sanki karşımda bir buzdolabı gibi duruyor. Ne yapılabilir?

Suzan

Suzan Hanım; anladığım kadarıyla şizoid kişiliği düşündürecek bir tablo bu. Hakkında daha kapsamlı araştırma yapılmadan bir tanı koymak doğru olmaz. Fakat şizoidlerin genel özelliklerinden bahsedip onları daha yakından tanıyalım.
Yakınlık kurabilmek için gizli istek duyarlar; fakat korkuları buna izin vermez.
Bu kişiler genellikle tek başlarına olmayı tercih ederler. İnsanlarla iletişim gerektiren sosyal aktivitelerden kaçarlar ve genellikle tek başlarına yapacakları işlerde çalışırlar: Bilişim; mekanik işler ve edebiyat.

SOĞUK GEÇMİŞ

Çocukluk dönemlerinde anne-babanın ilgisiz ve umursamaz tavırları çocuğun ileriki yaşlarda geliştireceği ilişkiler için bir zemin oluşturur. Genelde erkeklerde daha sık görülür.

Evlenmezler; ya da eşlerini arkadaş gibi görürler. İnsanlara karşı ilgisiz ve duygusal olarak donuk oldukları için nadiren evlenirler. Cinsel istek de ya yoktur; ya da çok ender görülür.

DONUK BAKIŞLAR

Öfke ve neşe gibi güçlü duyguları sanki yaşamıyormuş gibi gösterirler. Genelde siz vermeden selam vermezler. Yüz ifadeleri donuktur.

Madalyonun öbür yüzü

Bu kişilerin dıştan verdiği izlenimle iç dünyaları bambaşkadır. Yalnız kalmaktan hoşnut; kendi kendine yetebilen ve ahlak kurallarına önem veriyor gibi gözükseler de iç dünyalarında; sapkın; dürüst olmayan; duygusal beklentileri yoğun ve aşırı dikkatlidirler. Bu yüzden çoğu kez bu kişiler kim olduklarını tam algılayamadıkları için get-git ler yaşarlar ve bocalarlar. Bu kişiler destekleyici grup terapilerinden faydalanabilirler fakat kendi istekleriyle tedaviye başvurmalıdırlar.