Dediğinde ise ya ilişkiler-olaylar biteli yıllar olmuş veya zaman aşımına uğramıştı her şey... Veya öfkeden dendi sanıldı; sanılmak istendi... Kimse kimseyi aldatmasın istenmişti bir kez... Oysa tek gerçek; ben seni aldattım hep vardı... Ama bunu kimse söze dökmedi...
Aldatmak nerede başlar nerede biter? İlla ben seni çok seviyorum dediğinden başkasına dokunmamak mı gerekir; düşünsel mi yaşanır diye çok soruldu... İnsan sevince mi aldatır; bağlılıkla mı ilgilidir aldatmak; sevmez de söz verir ya da vermezse gene de bu kelime kullanılır mı?
Kimi aldatmak ayrıdır dedi; bazıları da sadık olmamak farklıdır diye ayırdı tanımları...
Asırlarca aldatmak üzerine yorumlar yapıldı. Görüşler genişledi- azaldı; yumuşadı- sertleşti... Sonuçta ikili ilişkilere gelindi sadece. Evliler mi aldatır dendi; bekarken de olur mu diye soruldu... Dokunma olmazsa aldatma sayılmaz dedi bazıları; bazıları tam tersini söyledi... En çok sevilen fikir bu oldu. Hiç bir fiziksel yakınlaşma olmasa da birlikte olunan varlıktan başkasına yakınlık duyuluyorsa zihinsel aldatmaydı bu...
Bu görüş bir çok kişinin işine başka açılardan yaradı “Senden başkasıyla birlikte olmadım ki” dedi adam kadına; yerine göre kadın adama... “Seni hiç aldatmadım yani; ayrılmamız gerekmiyor ki ... ” Bir ilişki bitsin istendiğinde ise işlem tam tersine işledi. Ben başkalarını düşünür oldum - hani kimseyle ilişkim yok ama- bitsin ilişkimiz dedi biri birine... Aklımda başkası var artık denmek istendi...
Aldatılan olmayı kimse sevemedi. Sadece ben olmalıyım ve hep sevilmeliyim dendi. Bu nedenle bir ilişki bitecekse; değişik açıklamaların tümü aldatma başlığı altında toplandı.
Eğer aldatmak biri varken diğer insanlara- nesnelere de gülümsemek; bir çok varlığı bir arada sevmekse ya da bir sevgiden vazgeçip diğerine göz atmaksa; kendi kendine aşık olma kararı almaksa herkes aldatmıştır birbirini. Kendini aldatan nasıl olur da başkasını aldatmaz ki...
Sorsalar hiç aldatmadım derim ben; yapmadım da öyle bir şey sahiden... Yapmadım mı gerçekten? Hiç emin değilim artık...
İlkokulda sınıfın en tatlı üç erkek çocuğundan da hoşlanırdım. O zamanlar böyle o yaşlarda aşk meşk konuşmalar yasaktı; ama yakın hissederdim. Üçünden birine öncelik veremezdim; her biri ile ders çalışırken en iyi bu derdim; öbürü ileyken de yok yok bu derdim... İşte aldatmanın ilk versiyonu...
Mutlaka biriyle olmak gerekmiyor ki aldatmak için; iç seçimlerle de olabiliyor bu...
Düşündükçe neler geldi aklıma...
Bir çiçeği diğeri ile aldatmışım; en çok seni seviyorum derdim minyatür çam ağacıma; o sırada yıllar sonra açan bir kaktüsüm vardı; ona da sana aşığım demiştim... Aldatmak mı; işte tam yeri...
Kız arkadaşımı da aldatmışım başkalarıyla. Tatile gitmiştik güzel bir program dahilinde onunla; yaşamı farklı kılan eğlenceli ortamlar oluşturuyorduk kendimize ki; yeni birileriyle tanıştık... O içe dönük ben tam tersi idim; yeni tanıştıklarımızla daha çok ben beraber oldum; hoşlandım bu yeni insanların sohbetinden; o uzak kaldı az. Yüzü asıldı; sanırım onu aldatmıştım; yeni birileriyle onunla eğlendiğim kadar eğlenerek...
Çok mu aşıkmışım bilmem; o ise bir inattı. Bana merhaba demez de gider en sevmediğim bayanlarla iltifat ederdi. Oysa severdi beni bilirdim; gizli haber kaynağı arkadaşlar derdi tüm gece senden söz etti diye... Ne üzerine kutlamaydı bilmem; gittim en samimi arkadaşına ağladım; sonra pek sevdim bu arkadaşını... Günlerce bu yakın arkadaşı düşündüm. Zamanı gelip de bu inat adam inadıyla ayrılalım dediğinde; sadece seni sevdim dedim... Unutmuştum düşündüğüm yakın arkadaşını; ben onu da mı aldatmıştım?
Bazı kitapları da çok benimsedim; bu benim hayatımın kitabı dedim; yanımdan ayırmadım; ondan söz edip durdum... Sonra başka kitaplar için dedim bunları...
Bilmek ne zor aldatmanın sınırını...
Yok hepsi de gerçekti; aldatmak nereden çıktı ki... Pek çok şeyi sevebildim... Kimseyi aldatmamaya özen gösterdim; bunlar kendiliğinden olan duygulardı... Duygu çok olunca dağılıp yayılıyor.
Gene de şu an; ben seni hep aldattım demek geçiyor içimden-içimizden... Değil mi? Her şeye ve herkese karşı... Eğer aldatmak yaşamın bir çeşit düşlemek ve benimsemek- yalın sevmek sistemi ise...