Destek Sitesi platformunda Uzman olmak ister misiniz?

Uzman olmak için Şimdi başvurun.

Çocukluk Çağı Obezitesinde Riski Azaltmanın Yolları

Oluşturulma tarihi: 18.02.2025 21:55    Güncellendi: 18.02.2025 21:55
Obezite ve obeziteyle ilişkili sorunlar günümüzde en önemli halk sağlığı sorunu olarak kabul edilmektedir. Dünya Diyabet Federasyonu (IDF) ve Uluslararası Obezite Çalışma Birliği (IASO) tarafından yakın zamanda yayımlanan ortak dokümana göre Dünyada bir milyar erişkin fazla kilolu; bunların 300 milyonu obezdir ve 1.7 milyar kişi tip 2 diyabet gibi fazla kiloyla ilişkili kronik hastalık riski altındadır. Aynı doküman obezitenin tip2 diyabet için temel risk faktörü olduğuna ve vücut ağırlığındaki 1 kg artışın diyabet sıklığını %5 arttırdığına dikkat çekmektedir. Benzer eğilim çocukluk çağı için de geçerlidir ve dünya genelinde okul çağındaki çocukların %10’nun fazla kilolu olduğu bildirilmektedir; birçok ülkede çocukluk çağı obezitesinde 1990’lardan sonra dramatik artış dikkati çekmekte ve gelişmiş ülkelerde çocukların her yıl %1’i fazla kilolu gruba eklenmektedir. Çocukluk çağı obezitesindeki bu aratışa paralel olarak tip 2 diyabet; metabolik sendrom; hipertansiyon gibi daha çok erişkinlerde görülen kronik hastalıklar çocukluk çağında da önemli bir sorun haline gelmektedir(1).

Bu duruma bakıldığında çocukluk çağda obezite riskinin azaltılması; obezitenin önlenmesi yada mevcut obezitenin tedavisi çok önemlidir.

Fakat çocukluk çağı obezitesi; tedavisi zor; pahalı ve genelde düşük başarı oranına sahip bir konudur. Bu nedenle obezitenin önlenmesi ile ilişkili çalışmaların belirlenmesine yönelik stratejiler önemlidir. Obezitenin tedavisine yönelik çalışmalar; terapinin sadece yaşam tarzı değişiklikleri; fiziksel aktivite düzeni ve yiyecek tüketiminin azaltılmasıyla sınırlı kalmayacağını belirlemiştir. Ayrıca obezite öncesinde de önleyici stratejilere gerek duyulduğu belirlenmiştir(2).

Çocuklularda obezitenin nedenlerine baktığımızda araştırmalar ilk sırada genetik faktörlerin olduğunu gösterir. Anne ve/veya babanın obez olması; annenin şeker hastası olması veya hamileliğe bağlı diyabetin oluşması; çocukta obezite riskini artıran ilk etmenlerdendir.

Çocuğun obez olma riski anne- babası obez ise %80; anne yada babadan biri obez ise %40; anne ve babası obez değilse %14 olarak belirtilmektedir.

Obezitenin oluşumunda gen bozuklukları; açlık tokluk mekanizmasındaki bozukluklar; metabolik sendromlar da çok büyük oranda etkilidirler.

Çocuklarda obezite nedenleri (3)
Genetik SendromlarHipotalamik Bozukluklar
Prader-Willi sendromu Tümörler (kraniofaringeoma)
Laurence-Moon-Biedl sendromu Enfeksiyon (ensefalit; tüberküloz)
Down sendromu Travma
Cohen sendromu İnfiltrasyon (lösemi; histiyositoz)
Carpenter sendromu Fröhlich sendromu
Alström sendromu
Borjeson-Forssmann-Lehmann send.
Beckwith Widemann sendromu

Endokrin nedenlerİlaçlar
Cushing sendromu Glukokortikoidler
Hiperinsülinizm Trisiklik antidepresanlar
Büyüme hormonu eksikliği Siproheptadin
Hipotiroidi Antitiroid ilaçlar
Psödohipoparatiroidizm Fenotiazin; Sodyum valproat
Hipogonadal sendromlar Östrojen; progesteron
(Turner send.; Klinefelter send.; Kallmann’send.) Lityum

İştahı arttıranlariştahı azaltanlar
Ghrelin Leptin
Kolesistokinin α-MSH ve POMC
Kortizol İnsulin
Agouti-ilişkili protein Serotonin
Nöropeptid-Y Dopamin
Oreksin PC-1
Melanin Con H β-adrenarjik
GABA PYY
α -adrenarjik Glukagon benzeri peptid
Endokannabinoidler Glukoz bağımlı insulinotropik peptid

Doğum ağırlığı düşük veya yüksek olsun; vücudun fazla büyümesi obezite riskinin göstergesidir. Uterusta malnutrisyona bağlı düşük doğum ağırlığı doğum sonrası hızlı kilo artışına neden olur. İlk 4 ayda hızlı kilo kazanımı okul çağındaki çocuklar için obeziteye ilişkin bir risk faktörüdür. Amerika’da hemşire sağlık araştırmaları; 2.500 kg’ın altındaki doğumlarda obezite açısından %90 risk olduğunu belirtmişlerdir.
Benzer şekilde doğum ağırlığındaki her 1 kg artışın obezite riskini %20-30 artırdığı belirlenmiştir(4).

Çocukluk çağı obezitesi nedenleri ve tedavisinde beslenme çok önemlidir. Bebeğin doğumundan itibaren tek başına anne sütü alma süresi ile obezite riski arasında ilişki yapılan birçok araştırmada belirlenmiştir. Anne sütü 0-6 ay bebek beslenmesinin vazgeçilmezidir. Hiçbir ek gıda; hazır bebek formulaları anne sütünün yerini tutamaz. Anne sütü bebeğin ihtiyaçlarına yönelik tam besindir.
Anne sütü alma süresinin artışı ile obezite görülme riskinin artışı arasında negatif ilişki görülmüştür(2).

Aile yaşam tarzını; çocuk her bakımdan kendisine örnek alır. ailenin yanlış beslenme alışkanlıkları; fiziksel aktivite alışkanlığının olmaması ve çocuğu da özendirmemesi; ailenin çocuğu besleme şekli çocukluk çağ obezitesi nedenleri arasında gösterilmektedir.

Obezite riskini azaltmada Çocuk beslenmesi
  • Doğumla başlayan beslenme sürecinde ilk yapılması gereken ilk 6 ay tek başına anne sütünün verilmesidir. Anne sütünün yeterli olmaması durumunda çocuğun ayına; kilosuna uygun olarak belirlenecek mama veya uygun besinler verilebilir. Fakat sütün yeterlilik durumuna doktorun karar vermesi önemlidir. Anne bu kararı kendisi vermemelidir. Sonrasında beslenme uzmanının bebeğin beslenmesini planlaması; bebeğin yeterli beslenmesi açısından çok önemlidir.
  • 6. ayla beraber uygun ek besinlere başlanması çocuğun beslenmesinde; yiyeceklerin tadlarına alışması ve beslenmesinin desteklenmesinde önemlidir. Verilecek besinlerin çeşitleri bebeğin ayına göre farklılaşır. Bebeğin sindirim sistemi yetişkinlerden farklıdır ve zamanla tamamlanır. Bu nedenle yiyecek çeşitleri ve miktarları önemlidir. Bebeğinizin kilosuna; ayına genel sağlığına göre hangi besinleri vereceğinizi beslenme uzmanı ile planlayabilirsiniz. Bu dönemlerde nişasta içeriği olan mamaların verilmesi; karbonhidrat ve yağ içeriği yüksek besinlerin verilmesi; ileride çocuğun fazla kilolu olma riskini artırır.
  • Çocukların beslenme alışkanlıklarının yerleşmesinde ailenin beslenme şekli çok önemlidir. Anne ve babaların yanlış yiyecek seçimleri çocuğa da yansır. Ailenin kahvaltıdaki tercihleri; öğün düzenleri; pişirme şekilleri çocuğun beslenmesini etkiler. Kahvaltıda kızartma; hamurdan yapılmış yiyecekler; sucuk sosis gibi yağlı yiyecekler tüketildiğinde çocuklar bu yiyeceklerle küçük yaşta tanışır; dışarıda yemek yemeye alışan çocuklar; yağlı; et ağırlıklı; fast food tarzı yiyeceklere yönelirler; daha sonralarda ise aileler çocukların bu yiyecekleri çok sevdiklerinden; vazgeçemediklerinden şikâyet ederler. Oysa aileler şunu unutmamalıdır; çocuklara besinleri tanıtan ve alışkanlıklarını oluşturan büyük oranda kendileridir. Çocuk anne ve babasını taklit eder; ilk sosyal çevresi ailesidir. Anne ve baba sebze; balık; süt ürünleri tüketmiyorsa; kırmızı et; unlu yiyecekler; kızartmalar beslenmede ağırlıklıysa; çocuktan tersi bir beslenme şeklini beklemek çok da gerçekçi olmaz. Günümüzde kolesterol yüksekliği; şeker hastalığı gibi kiloya bağlı hastalıkların temelinde çok küçük yaşlarda başlayan yanlış beslenme alışkanlıkları vardır.
  • Şehirleşmenin artmasıyla; televizyon; bilgisayar çocukların zamanlarının büyük kısmını alır duruma geldi. Yakın zaman önce çocuklar; mahallelerde; çocuk parklarında nerdeyse tüm gün oynar; havanın kararmasıyla eve zor dönerlerdi. Günümüzde ya evden ya da bilgisayar salonlarından çıkmıyorlar. Aileler yönlendirmezse herhangi bir spor yapmıyorlar. Çocukların büyüme ve gelişmeleri; aldıkları enerjiyi; yağlanmaya neden olmadan harcayabilmeleri; hareket etmelerine bağlıdır. Çocukları oyun parklarına; herhangi bir spor dalına yönlendirmek şişmanlığın önlenmesinde çok önemlidir.
  • Çocuklara kahvaltı yapma alışkanlığı mutlaka kazandırılmalıdır. Kahvaltıda yumurta; peynir; mevsim sebzeleri söğüş şeklinde; zeytin; bal veya reçel; taze sıkılmış meyve suyu veya süt tüketilebilir. Sucuk; sosis; poğaça; kızartma yiyecekler; hazır meyve suyu tüketimi sınırlandırılmalıdır.
  • Öğünlerin zamanında tüketilmesi gerekliliği çocuğa anlatılmalı; alışkanlık kazandırılmalıdır. Öğle ve akşam yemekleri mümkün olduğunca evde yenilmeli; çorba; sebze yemekleri; yoğurt küçük yaşlardan itibaren çocuklara öğünlerde verilmelidir. Et yemekleri kızartma olarak pişirilmemeli; haftada en az 1-2 kez balık; 1-2 kez tavuk; 2 kez kırmızı et ve kurubaklagil yemekleri çocuğa yedirilmelidir. Yiyeceklerin porsiyonu çocuklar için önemlidir. Anne ve babalar kendi tükettikleri miktarlarda yiyecek tüketimini çocuklardan beklememeli; özendirmemelidir. Çocukların tabaklarına kendilerinkinden az miktarlarda; çocukların tüketebilecekleri kadar yemek konulmalıdır. Çocuklar için meyve de çok önemlidir. Yemek yeme saatleri düzenli olan çocuk aralarda fazla acıkmayacağından bisküvi; çikolata vb. yiyeceklere olan ilgisi de azalacaktır. Aile çikolata; şekerleme; asitli içecekler; hazır meyve suları; bisküvi vb. yiyecekleri çocuklar sever diye aldıklarında çocukta alışkanlık oluşacak ve dışarıda da tüketmeye devam edeceklerdir. Çocuğa bu tür yiyecekler aileler tarafından özendirilmemelidir.
  • Kan değerlerinin kontrolü gibi sağlık muayeneleri sadece yetişkinler açısından düşünülmemelidir. Çocuklar küçüklük yaşlardan itibaren kan değerleri açısından kontrol ettirilmelidir.

Kaynaklar
  1. şükrü Hatun; Filiz Çizmecioğlu Çocukluk çağında metabolik sendrom Çocuk Sağlığı ve Hastalıkları Dergisi 2005; 48: 257-265
  2. annales Nestle obesity in childhood v. 59/no:2
  3. cinaz P. Obezite; 2008
  4. Julia A. Snethen ; Jeanne Beauchamp Hewitt ; and Maribeth GoretzkeChildhood Obesity: The Infancy Connection2007; AWHONN; the Association of Women’s Health; Obstetric and Neonatal Nurses