Destek Sitesi platformunda Uzman olmak ister misiniz?

Uzman olmak için Şimdi başvurun.

Suyun İnsan Yaşamındaki Yeri

Oluşturulma tarihi: 18.02.2025 21:55    Güncellendi: 18.02.2025 21:55
SUYUN İNSAN YAŞAMINDAKİ YERİ

Su insan yaşamı için oksijenden sonra gelen en önemli öğedir. İnsan besin almadan haftalarca canlılığını sürdürmesine karşın; susuz ancak birkaç gün yaşayabilir. Vücut suyunun ;%3 kaybında fiziksel performans; %5 kaybında konsantrasyon eksikliği ; %8 kaybında baş dönmesi; yorgunluk; %10 kaybında kas spazmı; böbrek yetmezliği başlar ve hayati tehlike söz konusudur. Vücut suyunun %20’sini yitirmesi ölümle sonuçlanır.

İnsan vücudunun su oranı yaşa ve cinsiyete göre değişir.

Çocuklarda vücut su oranı yüksektir. Yaş ilerledikçe suyun yerini yağ almaya başlar. Kadınlarda su oranı; %50-55; erkeklerde %55-60’dır. Vücudun su miktarı ne kadar çoksa kas kütlesi o kadar fazladır. Çizgili kaslar diğer dokulardan ve kandan daha fazla su içerirler. Ağırlığın geri kalanı; %18 protein; %15 yağ; %7 mineraldir.
Su organizmada hücre içinde ve hücre dışında bulunur:
Hücre dışı sıvının %20’si vücut ağırlığını oluşturur. Şişman kişilerde bu oran %15; zayıf kişilerde %25’dir.
Hücre içi sıvı ise vücut ağırlığının %40-45’ni oluşturur. Hücre dışı sıvının yaklaşık iki katıdır.

Organizmada metabolizmayla günlük su dönüşümü 2;5-3 litredir. Vücuda alınan ve atılan su; susama hissi ve hormonal faktörlerle kontrol edilir. Susama hissi ve su alımı beyindeki merkezde ve hipotalamusta hormonal aktivitelerle düzenlenir. Susama hissini hücre dışı suyun azalması; düşük kardiak output ve kanama; hücre içi su kaybı ve ağzın kuruması uyarır. Normal susama mekanizması yaşlılarda azalır.

Vücuttan su kaybı böbrekler; deri; akciğer ve bağırsaklar yoluyla olur.

Suyun belli başlı görevleri: Besinlerin sindirimi; emilimi; hücreler taşınması; besin öğelerinin hücrelerde metabolizması sonucu oluşan öğelerin atılmak üzere akciğer ve böbreklere taşınması; vücut ısısının denetimi; eklemlerin kayganlığının sağlanması ve elektrolitlerin taşınmasıdır. İnsan bedeninin kemik; deri; bağ dokuları ve lipitler dışındaki tüm öğeleri su içinde çözelti olarak bulunur. Hücrelerdeki biyokimyasal olaylar bu çözelti içinde oluşur.

İnsan su gereksinmesini genelde metabolizma; besinler ve içecekler olmak üzere üç kaynaktan karşılar.

Besin öğelerinin metabolizmaları sonucu su oluşur. Metabolik su miktarı diyetin bileşimine göre değişir. Ortalama olarak
1 gr karbonhidrattan 0;6 gr
1 gr yağdan 1 gr
1 gr proteinden 0;4 gr su oluştuğu tahmin edilmiştir.

Örneğin 2000 kalorilik enerji sağlayan bir diyette eğer enerjinin %60’ı karbonhidrat; %30’u yağ; %10’u proteinden gelirse; insana 267 gr su sağlar. Diyetin proteine göre karbonhidrat ve yağının yüksek olması metabolik su miktarını arttırır.

Yetişkin insan içeceklerle ortalama günde 1000 ml ve yiyeceklerin bileşiminde ise 1200 ml civarında su alır. Su içeriği yüksek besinlerin yenmesi içecek alımını azaltır. Örneğin; sebze ve meyvelerin %85-90’ı su olduğuna göre; diyette taze sebze ve meyvelerin çok olması içecek alımını azaltır.

İnsan vücudundan normal koşullarda ortalama günlük deri yoluyla 500; akciğerlerle 300; böbreklerden idrarla 1500 ve bağırsaklardan 200 ml su yitirir. Bu miktar iklim ve çalışma koşulları; hastalıklar; diyetin bileşimi ve vücudun hormon dengesine göre değişir. Böbreklerden su atımı antidiüretik hormonun denetimindedir. Plazma iyon yoğunluğunun artmasıyla hormon salgılanması uyarılarak böbreklerden su geri emilir. Diyette protein ve tuzun çok olması; böbreklerden su kaybını arttırır. Buna karşın karbonhidratı yüksek diyet su gereksinmesini azaltır.

Vücuttaki su oranının yeterli düzeyde tutulması yaşamsal önem taşıdığından vücuttan kaybolan miktarlarda su alınması zorunludur. Vücut suyunun azalması kanın iyon yoğunluğunu arttırır. Yoğunluğun %1 artışı hipotalamustaki susama merkezini uyararak susuzluluk duygusunu geliştirir. İshal ve kusmada tuz kaybı da olduğu için susama hissi olmaz.