Diyabet Hastalarında Beslenme Önerileri
Diyet yönetimi ve kontrolü:
•Plazma glukozunu normale döndürmek;
•Öğün sonrası kan şekeri oynamalarını baskılamak;
•obeziteyi azaltmak ve ayrıca lipid ve protein metabolizması ile homeostazı düzenlemek amacıyla diyet tedavisi oldukça önemlidir.
•
Diyabette diyet tedavisinin hedefleri;- Erişkinlerde normal vücut ağırlığı; adlosesanlarda ise normal gelişmeyi sürdürmeye yetecek miktarda kalori sağlamak.
- Açlık glukozunu normale döndürmek ve postprandiyal oynamaları en aza indirgeyebilmek için diyet; aktivite ve ilaç tedavileri arasında denge kurmak.
- Toplam kolesterol; LDL ve trigliseriti düşürmek ve HDL yi yükseltmek
- Diyabetin mikrovasküler ve makrovasküler komplikasyonlarını önlemek ya da geciktirmek.
- Genel sağlık durumu ve kondisyonu iyileştirmek.
- Optimal beslenme ve yaşam tarzı değişiklikleriyle genel sağlığı iyileştirmek.
Total Diyet Enerjisi ve Vücut Ağırlığı
Yetişkin diyabetli kişilerde beden kitle indeksi normal sınırlarda ise (BKİ= 19-25 kg/m2) enerji gereksinimleri konusunda ayrıntılı önerilere gerek yoktur.(1)
Tip 2 diyabeti olan hastaların %80-90 kadarı obez olduğu için kilo kaybı sıklıkla beslenme tedavisinin primer amacını oluşturur. (2)
[1. European Association for the Study of Diabetes; Diabetes and Nutrition Study Group. 2.Diagnosis and management of Type 2 Diabetes 2004 steven V. Edelman; MD and Robert. Hery]
Kalori kısıtlaması ve kilo kaybı; 2 kg’ lık kilo verilmesi bile;
–Glukoz kontrolünün iyileşmesine
–İnsülin duyarlılığının artmasına
–Lipid seviyeleri ve kan basıncında iyileşme
–Kullanılan farmakolojik ajanların dozlarının azaltılması
Kilo verilmesi glukoz alımında ve insülin duyarlılığında iyileşme ile ilişkili olduğu gibi hepatik glukoz üretiminde de azalmaya ilişkilidir.
Obezitesi ve glukoz intoleransı olan hastalarda en faydalı tedavi edici tıbbı beslenme tedavisi ve fiziksel aktivite artışı yoluyla kilonun azaltılmasıdır.
Kişi gerçekten fazla kilolu değilse ve yıllar geçtikçe kilo alma gibi bir hikayesi yoksa kişiye alacağı enerji ile ilgili bir hesaplama yapmak gereksizdir.*
Beslenme tedavisinde ulaşılması gereken amaç normal kan glukozu kontrolüne ulaşmak ve bunu devam ettirmek olmalıdır; bu amaca ulaşmak için dengelenmiş öğün planları ile kademeli kilo verilmesi sağlanmalıdır.
Bunun için:
•Orta dereceli kalori kısıtlaması;
•Doymuş yağ alımının kısıtlanması
•Kalori alımının gün içerisinde dağıtılması
•Fiziksel aktivitenin artırılması
•Yeme alışkanlıklarının değiştirilmesinde davranışsal uyum teknikleri; sağlıklı ve uzun dönemli yaşam tarzı davranışlarının sağlanması
•Psikososyal desdek
Diyetin Besin İçeriği
Diyabet ve Yağlar
Diyabet paradigmasının temel bileşeni aterogenez olduğundan; diyabetli hastaların diyetteki kolesterol; doymuş ve trans yağ miktarını sınırlandırmaları son derece önemlidir.*
Doymuş yağlardan gelen enerji Total enerjinin %10 unun altında olmalıdır. Eğer LDL kolesterolü yüksek ise bu oran daha da azaltılabilir. Poliansatüre yağlardan gelen enerji total enerjinin %10 nunu geçmemelidir.**
*Ludwig DS. (2002) The glycemic index: physiological mechanisms relating to obesity; diabetes; andcardiovascular disease. JAMA 287:2414–2423.
**Diagnosis and management of Type 2 Diabetes 2004 steven V. Edelman; MD and Robert. Hery
Tip 2 diyabeti olan hastalarda diyetteki yağın kısıtlanması;
vaşırı yağ içeren diyet alımı tip 2 diyabeti olan hastaların büyük çoğunluğunda mevcut olan obeziteye neden olabilir.
vanormal lipid seviyeleri hem obezite hemde diyabetle ilişkilidir ve kardiovasküler hastalık riskini artırır. Doymuş yağ alımının azaltılması; Tg ve LDL azalmasına ve HDL artmasını sağlar.
n-3 yağ asitleri; peroksimoz proliferator ile aktifleşen reseptör sistemini(PPAR) uyarır; tg düzeylerini olumlu yönde etkileyerek düşürür ve HDL düzeyini artırır.
Inuit Eskimoları gibi n-3 yağ asidi alımı yüksek olan toplumlarda KVH oranı daha düşüktür.
Yapılan çalışmalarda (n-3) genelde istikrarlı bir şekilde trombosit agregasyonunu azalttıkları; endotel fonksiyonlarını iyileştirdikleri; kan basıncını düşürdükleri; serum tg ni düşürdükleri ve anti-aritmik yararları güçlendirdikleri gösterilmiştir.
Amerikan kalp birliği toplam kalori alımının <%30’ u kadar
Diyet alımı referansı ve Ulusal Kolesterol Eğitimi Programı (NCEP) toplam enerji alımının %25-35’ i kadar yağ tüketimi önerirken; trans yağ ve doymuş yağ alımının da mümkün olduğunca düşük tutulmasına vurgu yapmaktadır.*
*Saydah SH; Loria CM; Eberhardt MS; Brancati FL. (2001) Subclinical states of glucose intolerance and risk of death in the U.S. Diabetes Care 24:447–453.
Diyetle alınan yağın toplam kalorinin % 30’ undan az olması
Doymuş yağların toplam kalorinin < %10’ u ile sınırlandırılması ve LDL
artışı olan hastalarda da toplam kalorinin %7’ si ile sınırlandırılması
Poliunsatüre yağların toplam kalorinin %10’ u ile sınırlamdırılması
Günlük kolesterol tüketiminin 300mg ile sınırlandırılması; eğer lipidler yükselmişse <200mg/gün ile sınırlandırılması
Kanola ve zeytin yağı gibi monounsatüre yağların orta derecede yükseltilmesi (kalorinin %20’ si kadar). Monounsatüre yağlardan zengin bir diyetin glukoz kontrolünü iyileştirdiği; Tg azalttığı ve HDL artırdığı gösterilmiştir
Diyabet ve Proteinler
Proteinden gelecek enerji total enerjinin % 10-20 si arasında olmalıdır.
Anormal mikroalbuminemisi olanlarda veya nefropati teşhisi konmuş olanlarda protein alımı belirlenen oranın en alt seviyesinde tutulmalıdır. (günde kilo başına 0.7-0.9 g)
Yetişkinler için önerilen protein alımı günde kilo başına 0.8 g dır. Bu da yaklaşık diyet enerjisinin % 10 u kadardır.
Pek çok Avrupa ülkesinde ortalama tüketilen protein miktarı oldukça yüksektir.
Bugünkü bulgular çerçevesinde; böbrek rahatsızlığı olduğu belirlenenlerin dışında; bu miktarı azaltmayı önerecek bir gerekçe yoktur.
Protein alımı; malnutrüsyona yol açabileceği için; hiç bir zaman normal beden ağırlığı başına 0.6 gramdan az olmamalıdır.*
*European Association for the Study of Diabetes and Diabetes and Nutrition Study Group
ADA aşırı protein tüketiminden uzak durulmasını söylemektedir; her ne kadar CHO dan fakir; proteinden zengin diyetler kısa vadede kilo verdirse ve glisemik kontrolü iyileştirse de; bu diyetlerin güvenli olup olmadıkları ve uzun vadedeki etkinlikleri henüz bilinmemektedir ve ayrıntılı olarak araştırılmamıştır.
Proteinlerin CHO ın emilimini yavaşlatabileceği şeklindeki teoriyi destekleyen kanıtlar yoktur.
Hipoglisemiyi önlemede; proteinle birlikte CHO alımı tek başına CHO alımına eşdeğer oranda işe yaramaktadır; bu bağlamda egzersiz öncesi veya sonrası alınan 15g CHO hipoglisemi ataklarını önlemede genellikle yeterli olmaktadır.
Eşit miktarda CHO ve protein alındığında; elde edilen zirve glukoz yanıtı aynı miktarda glukozun tek başına alınması durumundakiyle aynı bulunmuştur.
Diyabet ve Karbonhidratlar
Diyet CHO içeriği %45-55 arasında olmalıdır.
Tahıllarda; meyvelerde; sebze yağı miktarı düşük sütlerde bulunan CHO lar önerilmektedir.
Ulusal tıp akademisi enstitüsü yiyecek ve beslenme kurulu tarafından yayımlanan 2002 diyet tüketim referansında belirtildiğine göre; beyin fonksiyon görmesi için gereken en düşük CHO miktarı 130g/gün ‘ dür. *
*Foster GD; Wyatt HR; Hill JO; et al. (2003) A randomized trial of a low-carbohydrate diet for obesity. N Engl J Med 348:2082–2090.
CHO dan zengin diyetin VLDL ve Tg sentezini uyarması ve serum tg düzeyini yükseltir. Bu HDL düzeyini düşürmektedir.
Diyetten yağların çıkarılarak yerine CHO ların konması HDL’ yi düşürücü etkilerine rağmen LDL düzeylerini de düşürmektedir.
Çözünür liflerin fazla alınması serum kol. miktarını %3-5 kadar düşürebilir.
ADA; öğün ve/veya ara öğünlerde tüketilen CHO ın toplam miktarının CHO kaynağı ya da glisemik indeksten daha önemli olduğu sonucuna varmıştır. Ancak bazı hastalar glisemik indeksi düşük olan besinleri tükettiğin de subjektif olarak daha iyi hissetmektedir.
Liften zengin; yağdan ve CHO dan fakir diyetlerin diyabetin önlenmesinde ve tedavisinde etkili olduğunu destekleyen birçok çalışma vardır.
Kontrollü 67 çalışmayı içeren bir meta analizde diyette yağ kısıtlanması yapılmadığında; çözünür liflerin toplam kolesterol ve LDL üzerinde çok az bir etkiye sahiptir.
Diyabet; Mineraller; Vitaminler ve Diyet Takviyeleri
Diyabeti olan insanlara diyet ile alım yeterli ve dengeli olduğu zamanlarda ilave yapılması genellikle tavsiye edilmez.*
Se; ß-karoten; E ve C vitamini gibi diyette bulunan antioksidantların yüksek dozlarının diyabetli hastalarda kalbi koruyucu etki oluşturmadığı ve Kalp Sonuçlarını Önleme Değerlendirmesi (HOPE) gibi çalışmalarda başta anjiotensin dönüştürücü enzim (ACE) inhibitörü olmak üzere çeşitli ilaçlardan daha aşağıda yer aldıkları görülmüştür.**
*Diagnosis and management of Type 2 Diabetes 2004 steven V.Edelman; MD and Robert. Hery
**Yusuf S; Dagenais G; Pogue J; (2000) Vitamin E supplementation and cardiovascular events in high risk patients. The Heart Outcomes Prevention Evaluation Study Investigators. N Engl J Med 342:154–160.
Bazı çalışmalar;
Rotterdam çalışması; 55-95 yaşları arasında değişen ve miyokard enfarktüs öyküsü olmayan 4800 kişi katılmış
Kişilere diyetle ß-karoten; E ve C vitamini alımıyla Mİ arasında ilişki değerlendirilmiş
ß-karoten Mİ a karşı koruyuvu olduğunu; E ve C vit ise böyle bir etkisinin olmadığı bulunmuştur.*
*Klipstein-Grobusch K; Geleijnse JM; den Breeijen JH; et al. (1999) Dietary antioxidants and risk of myocardial infarcion in the elderly: the Rotterdam Study. Am J Clin Nutr 69:261–266.
Başka bir çalışmada;
Finlandiya çalışması; KKH öyküsü olmayan ve diyetle ß-karoten; E ve C vitamini alımının kroner hastalıklarla ilşkili mortalite üzerindeki etkisini araştırmak üzere 14 yıl süren ve yaşları 30-69 arasındaki 5100 kişi üzerinde yapılmış
E vit hem erkek hem de kadında yarar sağlarken ß-karoten ve C vit yalnızca kadınlarda yararlı olmuştur.
Knekt P; Reunanen A; Jarvinen R; et al. (1994) Antioxidant vitamin intake and coronary mortality in alongitudinal population study. Am J Epidemiol 139:1180–1189.
B1; B6 ve B12 vit alımlarının diyabetik nöropatinin tedavisinde yararlı oldukları gösterilmemiştir.
Yaşlı diyabetik kadın hastalara 1500mg Ca önerisiyle osteoporozun önlenmesinde önemlidir.
Zn ve Cr eksikliği CHO intoleransını ağırlaştırabilmektedir ve Cr takviyesiyle glisemik kontrol üzerine bazı yararları elde edilmiştir. *
*Vincent JB. (2000) Quest for the molecular mechanism of chromium action and its relationship to diabetes. Nutr Rev 58:67–72.
n-3 yağ asitleri:
1500-4000mg/gün EPA ve 1000-2000mg/gün DHA iskelet kasında insülin duyarlılığını iyileştirdiği; açlık glukozunu düşürdüğü ve lipid düzeylerini iyileştirdiği gösterilmiştir.
Mg; 200-400mg/gün Mg alımının insülin reseptörü fonksiyonunu ve glukoz transportunu iyileştirdiği bazı çalışmalarda belirtilmiş.
Vanadyum; 15-50mg/gün hücre yüzeyine GLUT-4 hareketini artıran bir insülin sinyal güçlendiricisi gibi etki göstermiştir.
L-Arjinin endotel işlevlerini güçlendiren 20g/gün dozunda verildiğinde insülin duyarlılığını iyileştirdiği bildirilmiş.
α-lipoik asidin diyabetik periferik nöropati tedavisinde bir miktar yararının olduğu ve insülin duyarlılığını artırdığı bildirilmiştir.
Type 2 Diabetes; Pre-Diabetes; and the Metabolic Syndrome: The Primary Care Guide to Diagnosis and Management; RONALD A. CODARIO; 2005
Panax ginseng (Aralya);
yemeklerden 30-40 dk önce alınan 1-3g “panax ginseng” CHO emilimi ve sindirimini yavaşlatabilmektedir. Warfarin baskılıyıcı özelliği nedeniyle warfarin alanlarda kullanılmamalıdır.
Gumar (Gymnema sylvestre);
insülin duyarlılığını etkilemeksizin pankreasta insülin salgılanmasını uyarır. İnce barsakta glukoz emilimini azaltabilir. 400-600mg/gün
Acı kavun (Momordica charantina); polipeptid –P maddesi içerir. İnsülin benzeri aktiviteye sahiptir.
Fenugreek (Trigonnella foenum graecum); çekirdekleri glukoz; kolesterol ve tg leri düşürdüğü ve HDL artırdığı bildirilen trigonelin; nikotinik asit ve kumarin içerir. 10-100g/gün
Sarımsak (Allium sativum); reseptör bölgesi üzerindeki etkileri aracılığıyla insülin aktivitesini artırdığı bildirilen allisin içermektedir. 200-400mg kapsül
Soğan (Allium cepa); 400mg/gün alındığında sarımsağa benzer etki gösterir.
Kaktüs (Opuntia streptacantha); glukoz üzerindeki etkilerinin çözünür lifler ve pektin içeriğinden kaynaklandığı düşünülmektedir.
Günümüzdez; bu bitkilerin hiçbirisi ADA tarafından kabul görmemiştir.
Diyabet ve Alkol
Genel popülasyon için geçerli olan önlemler diyabetikler için geçerlidir.
Alkol diyabetli kişilerde hem hiperglisemiye hem de hipoglisemiye yol açtığı gösterilmiştir. Bu durum tüketilen alkol miktarına; tüketilen yiyecek miktarına bağlıdır.
Şişman kişilerde alkol; fazladan önemli bir enerji kaynağı olabilir.
Ayrıca kan basıncını arttırabilir; trigliserid düzeyini yükseltebilir; hipoglisemi riskini arttırır ve vücut yağ depolarını arttırabilir.
Diğer yandan orta derecede bir tüketim (günde bir iki bardak şarap) yüksek dansiteli lipoprotenileri artırır; pıhtılaşmayı azaltır; şarabın içinde bulunan antioksidan besin ögeleri lipid oksidasyonununu azaltır.
Alkol konusunda yapılacak önerilerde bu nedenle; kişilerin özellikleri dikkate alınmalıdır
Hafif-orta alkol kullanımı artmış insülin duyarlılığına ve azalmış koroner hastalık riski ile ilişkilidir.
Alkol alımı varsa; erişkin kadın 1 kadeh ve erişkin erkek günde 2 kadeh ve miktarlar da distile sert içecekler için 45ml; şarap 150ml; bira 360ml ile sınırlandırılmalıdır.
Pratik Diyet Tavsiyeleri- Obez diyabetik hastalara çok küçük kilo kayıplarının bile glukoz; lipidler ve kan basıncı seviyeleri üzerinde önemli yararları olmaktadır.
- Yoğun insülin tedavisi uygulandığında; yemek öncesi insülin öğünün CHO içeriğine göre ayarlanmalıdır.
- Sükroz ve sükroz içeren yiyeceklerin kısıtlanmasına gerek yoktur ve diğer CHO kaynakları yerine kullanılabilir.
- Tüm yağlar kalori bakımından yoğundur ve aşırı tüketimi kilo alımına neden olur.
- Enerji alımının % 7 sinden daha az kısmı doymuş yağlardan sağlanmalıdır.
- Alınan proteinler plazma glukoz konsantrasyonunu yükseltmezler
- Yüksek tuz alımı hipertansiyona neden olur ve yemekler içerisinde bulundurulan tuz sınırlandırılmalıdır.
- Orta derecede alkol alımı KVH riski azaltabilir ancak yemeklerle birlikte bayanlarda 1 erkeklerde ise 2 kadeh tüketebilirler.
Franz M. (2002) Diabetes nutrition recommendations for 2002. Prac Diabet 15–18.
European Association for the Study of Diabetes -- Diabetes and Nutrition Study Group
Type 2 Diabetes; Pre-Diabetes; and the Metabolic Syndrome: The Primary Care Guide to Diagnosis and Management; RONALD A. CODARIO; 2005
Diagnosis and management of Type 2 Diabetes 2004 steven V.Edelman; MD and Robert. Hery
Özel Dr. Akın Yılmaz Göz Hastanesi
Diyabet Birimi
Beslenme ve Diyet Uzmanı
Volkan ÖZKAYA