Her 100 evli aileden 15 ila 20 sinin kendi doğal çabaları ile çocuğu olamamaktadır. İnfertilite dediğimiz bu grup sayısal olarak toplumun önemli bir kısmını oluşturmaktadır ve bazı nedenlerle sayıları gittikçe artmaktadır. İnfertilite günümüzde artan bir sorun olarak dikkati çekmektedir. Temel nedenler arasında sosyal hayatın zorunluluğu olarak kadının daha çok çalışmaya başlaması ve evliliklerini geciktirmeleri veya evlenseler dahi kariyer gerekçesi ile gebe kalma yaşlarını ertelemeleridir.
Aynı şekilde erkeklerde de çalışma hayatı giderek ortalama evlenme yaşını ve çocuk olma yaşını arttırmıştır. Erkeklerde buna ek olarak sperm sayısının düşmekte olduğu gerçeği de önemli bir faktör olarak ortaya çıkmaktadır.
Toplumun önemli bir kısmını teşkil eden infertilite hastaları sadece sayısal değil manevi olarak da toplumda ciddi bir sorun oluşturmaktadır. Gerçekten insan oğlunun temel ihtiyaçları olan kendi neslini devam ettirme ( reprodüksiyon ) çok kuvvetli bir güdüdür ve insanlar kendilerini baskı altında hissetmektedirler.
Çocuğun olmaması insanlarda kendilerine karşı güvensizlik hissi; karı koca arasında gerginlik ve çatışma ve olaya Türk toplumunda sıklıkla rastlandığı gibi akrabalık ilişkilerinin doğurduğu baskılar karışınca iş içinden çıkılmaz bir hale gelir.
Çocuğu olmayan çiftler bir süre sonra en yakın arkadaşlarının çocuğunun olmasına üzülebilir; arkadaşlıkları etkilenebilir ve giderek televizyondaki bir çocuk reklamı; yolda ağlayan bir çocuğa annesinin yaptığı davranış veya bunları ima eden dahi ruhi olarak sıkıntıya yol açabilir. İnfertilite kişinin psikolojisini bozan bir durumdur ve bu yüzden de her infertiliteye yol açan sağlık kurumunda konuyla ilgili bir uzman psikoloğun da değerlendirilmesi şarttır.
Tıp bu konuda neler yapmaktadır; neler yapabilmektedir? İnfertilitede tedavisi son 25 yılda devrim denilebilecek önemde değişiklikler ve buluşlar olmuştur. ve artık günümüzde infertilite eskiye nazaran daha etkin ve kısa bir zamanda tedavi edilebilen bir durum halini almıştır.
Yine de her türlü ilerleyen tıbbi teknolojiye rağmen bir takım hastaların çocuğu olamamaktadır ve bugünkü teknoloji ile bu mümkün değildir. Kadındaki menopoz; erkekteki spermin hiç olmaması ve kadının rahminin veya yumurtalıklarının olmaması gibi durumlarda bugünkü teknoloji ile bir çözüm bulunamamaktadır. Yine de konularda çalışmalar mevcuttur ve ilerisi için ümit vaat etmektedir.
Bu çocuğu olmayan çiftlerin 6 aylık bir denemeden sonra doktora gelmelerini arzu etmekteyiz. Geçmiş bilgilerde 2 yıl idi ancak daha sonra bu 1 yıla indi ve şimdi ise 6 aya kadar inmiş durumdadır. Çünkü tıbbi teknoloji artık kısırlığa çok başarılı çözümler bulabilmektedir ve insanların da bu kadar uzun zaman beklemeye sabırları yoktur. Bu 6 aylık bekleme süresi eğer kadın 40 yaşın üzerindeyse 4 aya inmelidir. Çünkü 40 yaşın üzerine yaklaşan menopozun da etkisiyle geçen her ay bir kayıp olarak kabul edilebilir.
6 ay sonra çocuğu olmayıp da yine gittikleri zaman incelenmesi gerekmektedir. Erkekte sperm sayımının yapılması gereklidir. Spermin genelde 20 milyonun üzerinde olması; hareketliliğin %40 ın üzerinde olması ve şekil bozukluluğunun da % 95 in üzerinde olmaması gerekmektedir. Sperm sayımındaki herhangi bir sapma tıbbi olarak bir yaklaşımı gerektirir.
Günümüzdeki bilgilere göre sperm normalin üzerinde ise doğal olarak erkeğin çocuk sahibi olma şansı vardır. Spermin genellikle 20 milyonun altında 15 milyon civarında olması durumunda değişik ilaçlar veya erkekte varikosel dediğimiz damar genişlemesi varsa ameliyat gibi yöntemlere başvurulabilir. Ancak bu grupta en iyi grupta en iyi tedavi aşılama dediğimiz erkeğin sperminin alınıp; yoğunlaştırılıp; hareketliliğinin özel bir şekilde seçilmesi ve bunların kadına verilmesiyle olmaktadır. Erkeğin sperminin 10 milyonun altında olması durumunda tüp bebek en iyi çözüm olarak düşünülmektedir. 5 milyonun altına indiği zaman da tüp bebeğin özel bir şekli olan mikroenjeksiyon yapılmalıdır. Spermin hiç olmaması durumunda ise bazen erkeğin testislerinden alınan parça ile bazen sperm bulmak mümkün olabilmektedir ve bununla da tüp bebek yada mikroenjeksiyon yapılabilir. Bu işleme TESE diyoruz.