İster kibrit kutusundan kamyon yapın; ister kağıttan uçak; herkesin içinde bir şeyler yaratmaya dair bir güdü mutlaka vardır. Bazılarımız bu yaratma isteğinin üzerine gideriz; ve hangi alanlarda neyi daha iyi yarattığımızı öğreniriz. Bazen ise; “yaratmak”; zorda kaldığımız durumlarda çözüm üretmek anlamına bile gelebilir. Peki ya “yaratıcılık” bir özellik midir? Öğrenilir mi? Eğer öğrenilirse çocuklarımız nasıl yaratıcı yetişkinler olurlar?
Yaratıcılık; sözlük anlamıyla; yeni bir şeyler ortaya koyma; daha önce var olmayan bir nesne/durum meydana getirme olarak tanımlansa da; yaratıcılık olarak nitelendirilebilecek birçok özellik vardır. Yani yaratıcı olma durumu; hayatın şartlarına adapte olabilmeyi; yeni durumlar karşısında yeni baş etme yöntemleri geliştirmeyi; bireysel ihtiyaçlar karşısında; en uygun tatmin şeklini “yaratmayı” da içerir. Bu nedenle yaratıcılık; hem psikolojik olgunluğun hem de bilişsel becerilerin ortaklaşa desteklenmesi ile gelişir.
“Yaratıcı” çocuklar; “Yenilikçi” yetişkinler……
Çocuklar her yaş döneminde farklı farklı yaratıcılık örnekleri sunarlar; bizler de yetişkinler olarak onların yarattıkları durumları bazen hayretle izler; bazen ise fark etmeyiz. Peki hangi yaş döneminde hangi özellikler göze çarpar; yaratıcılık özelliği nasıl fark edilir?
Okul Öncesi Dönem
*Bu dönem çocukların dış dünyayı yeni yeni keşfettikleri; her gün yepyeni kavramlarla tanıştıkları bir dönemdir. Bu nedenle; bu dönem çocukların her türlü uyarana açık olduğu yılları kapsar.
*Bilişsel gelişim dönemi olarak somut becerilerin; ve tecrübelerin kullanıldığı bu dönemde; yaratıcılığa ait becerileri; daha çok somut olaylar üzerinden görürüz. Bu da en çok oyun oynama davranışında gözlenir. Seçilen oyuncaklarla kurulan oyunlar; rol paylaşımı; oyunun başlaması; bitişi gibi süreçler çocuğun yaratıcılığı hakkında önemli fikir verebilir.
*Bu dönemdeki çocuklar; etraflarını keşfetmek için ardı arkası kesilmeyen “neden?” soruları sorarlar. Bu sorulara alınan cevapların yorumu; başka konularla sorularla ve geçmiş tecrübelerle ilintilendirilmesi yaratıcı olma adına sinyaller verebilir . Örneğin; “Hani geçen gün uçak görmüştük; şimdi onu kağıttan yapalım mı anne?” gibi.
*Değişik nesneleri oyuncak gibi kullanma; kendi kendine icatlar; uygulamalar; buluşlar geliştirme de bu dönem çocuklarının yaratıcılık sergilediği alanlardır.
*Bu dönemde görülebilecek başka bir sinyal de; sosyal beceriler ile arkadaşlık ilişkilerinde; daha önce tecrübe edilmemiş durumlarda uygun tepkileri verebilmektir. İlk defa başına gelen bir olayda – arkadaşının kalemini alması - ortamın; ilişkinin; ve yaşının gerektirdiği tepkiyi verebilmesi; aslında çocuğun duygusal ve sosyal anlamda yaratıcılık becerilerini kullanabildiğini gösterir.
Okul Çocukluğu Dönemi
*Okul döneminde çocuğun yaratıcılık becerileri; yavaş yavaş soyut alanlara da kaymaya başlar. Bu nedenle okulun kazandırdığı becerilerle de çocuğun yaratıcılık becerileri zenginleşir.
*Araştırma; proje gibi ödevlerde çocuklar kendi yeterliliklerini ortaya koymaya başlarlar. Yaratıcılık becerisine sahip çocuklar; bu tür ödevlerden keyif alırlar; araştırarak ortaya koydukları ürünlerden mutlu olurlar.
*Kendilerinden örnek vermeleri istendiğinde; ya da çevrelerinden öğrendikleri bilgilerle hazırlamaları gereken işler verildiğinde; fazla zorlanmadan sonuca giderler.
*Etraflarındaki yeniliklerle ilgilenir ve sorgularlar. Olup bitenlere dair yorumlar yaparlar ve daha sonraki zamanlarda bundan yararlanırlar.
Ebeveyne düşen görevler….
*Çocuklarda yaratıcılık yeteneğinin geliştirilmesi için ebeveynin yapacaklarının en başında; çocuğu olduğu gibi kabul etmek ve potansiyelinden tam olarak haberdar olmak gelmektedir. Yaratıcılık desteklenebilir; ancak; yaratıcılık; ebeveynin kendisinin yapamadıklarını çocuğa yaptırmak demek değildir. Bu nedenle; siz origamiden çok hoşlandığınız için; çocuğunuzun ince motor becerileri gelişmeden ya da onun sıkıldığını fark etmeden böyle bir etkinliği sürdürmeye çalışmanız; iyi sonuçlar vermeyebilir.
*Hayal kurmak; yeni bir şeyler tasarlamanın ve doğal olarak da yaratmanın ilk adımıdır. Dolayısıyla hayal kurmanın desteklenmesi; hatta ebeveynlerin çocuklarıyla birlikte hayaller kurması; yenilikçi düşünceye temel oluşturacağı gibi; yetişkin olduklarında da bu özelliklerini kullanarak hayatla ilgili motivasyonlarını yüksek tutmalarına yardımcı olabilir.
*Yaratıcılığın; daha somut anlamda desteklenmesi; resim; boya; kağıt kalem işleriyle gerçekleşirken; bunların çocuğun günlük hayatının içinde yer bulması önemlidir. Örneğin resimleriyle odasının duvarlarını kaplamak; yaptığı kağıttan kalemliği masanızda kullanmak gibi. Aksi halde; “yaratmak” suni bir ortamda kullanılmak üzere saklanan becerilere dönüşür. Oysaki yaratıcılık ; günlük hayatımızın içinde yer alırsa; hem yeni yaratma etkinliklerini olumlu etkiler; hem de değer kazanır.
*Sinema; tiyatro; gezi; müzeler; sarayları ziyaret etme gibi etkinlikler; çocuğun hem kültürel açıdan zenginleşmesini sağlar hem de yaratıcılığın kültüre yaptığı katkıları görmesi açısından yardımcı olur.
*Hikaye okurken başını; sonunu; devamını tahmin etmesini istemek; bildik eşyalar üzerinden “sence bu başka bir şey olsa ne olurdu?” gibi soru cevap oyunları oynamak; sosyal durumlarda bulduğu çözüm yollarına “başka ne yapabilirsin?” gibi alternatif üretmesini sağlamak; bireysel çabasıyla ortaya koyduğu –“yarattığı”- ürünü/etkinliği desteklemek önemlidir.
*Sizin de ebeveyn olarak; yaratıcılık konusunda model olmanız; günlük hayatınızın içinde bunu vurgulamanız yaratıcılığın bir değer olarak da verilmesi konusunda yardımcı olabilir.
Okul ortamında?
Öğrenme ortamının yaratıcılığa izin verebilmesi için temel ilke esnekliktir. Esnek bir eğitim sistemi içinde; çocuğun yaratıcı fikirlerinin desteklenmesi; öğrenme ortamına katkıda bulunmasına izin verilmesi; ortamın kendisinin ne kadar yaratıcı olduğuna bağlıdır. Eğer çocuk yaratıcı olmanın; deneyler; projeler; uygulamalar; araştırmalarla önemsendiği ve değerli olduğu mesajının verildiği bir ortamda eğitim alırsa; kendi de yaratıcılık becerilerini kullanacaktır. Böylece aynı sporda olduğu gibi; çalışan kaslar da zaman içinde güçlenecek ve daha sık kullanılacaktır.
Bu noktada; temel rol sisteme ve öğretmene düşüyor gibi görünse de; okulda verilen bilgi ve beceriler ev ortamında desteklenir ve yaratıcı ek desteklerle çeşitlenirse; çocuk da bu beceriyi; diğer alanlara; ve hayatının diğer aşamalarına genelleyebilir.
Seçil Akaygün Cüntay
Uzm. Psikolojik Danışman
GÜNCE Psikolojik Danışmanlık Grup Çalışmaları Merkezi