Ramazanın yaklaştığı ve özellikle kadınları yazın verilen kiloları geri alma korkusunun sardığı şu günlerde nasıl beslenmemiz gerektiği her yıl olduğu gibi kafaları kurcalıyor. Aslında yapılması gereken her zamankinden farklı değil; sadece bazı düzenlemeler yapmak yeterli.. İnsanın; hayatının her döneminde hakimiyeti elinde tutması; yanlışlara kendi kendine dur diyebilmesi; her konuda aşırıya kaçmadan yeterli geldiğinde durabilmesi aslında hem yaşamın; hem Ramazan’ ın hem de doğru beslenmenin özünü oluşturuyor. Doğru beslenmenin; her tür besinden yeterli ve dengeli bir şekilde tüketim olduğunu bildiğimize göre bu durum Ramazan’ da da devam edecek; ancak bazı püf noktaları dikkatten kaçmamalı..
Günlük alınması gereken enerji; karbonhidrat; protein ve yağ miktarı değişmeyeceğinden aynı tüketim gerçekleştirilmelidir; bunu sağlamak da ancak sahur; iftar ve gece olmak üzere 3 öğün ile gerçekleştirilebilir. Aksi taktirde halsizlik; baş ağrısı; depresyon; mide ağrısı; hazımsızlık ve düşün tansiyon görülebilir.
Sahura kalkılmadığı taktirde; metabolizma yavaşlayacak; uzun süren açlık nedeniyle kan şekeri düşecek ve tatlı ihtiyacının çok daha fazla artmasına neden olacaktır.
Sahurda yağlı besinler yerine süt; yumurta; peynir gibi proteinden zengin besinler tüketilmelidir. Çünkü proteinler mide boşalma süresini uzatarak acıkmayı ertelerler.
Sahurda Örneğin:
1 bardak süt 2 kase çorba
1 adet haşlanmış yumurta VEYA 1 dilim ekmek
5 adet zeytin 10 dk sonra: 1 bardak süt
Salata 1 orta boy muz
2 dilim ekmek 10 dk sonra: 1 adet meyve
Sıvı tüketimi aksatılmamalıdır. İftardan sahura kadar düzenli aralıklarla 2-2;5 lt su içimi sağlanmalıdır.
Bu dönemde ihmal edilebilen sebze ve meyve tüketimiyle; gerçekleşebilecek vitamin-mineral eksikliklere karşı vitamin-mineral destekleri alınabilir.
Baklava; lokma; tulumba gibi tatlılar yerine meyveli veya sütlü tatlılar tercih edilmelidir. Aksi taktirde; bu tatlılar kan şekerini hızla yükselterek tatlı isteğinin yedikçe artmasına sebep olacaktır. Bunların yerine hazmı kolay; mide ve barsak sisteminde daha uzun süre kalabilen; kepekli ekmek/bisküvi veya meyveler tercih edilmelidir.
Öğün sayılarının azalmasıyla yavaşlayan metabolizmayı tekrar harekete geçirmek için hafif egzersizler veya iftardan sonra her gün 30 dk lık yürüyüş yapılması yararlı olacaktır.
İftara oturulduğunda uzun süre boş kalan midede tahribata ve hazımsızlığa neden olmamak için hafif bir ön yemek yenmesi; 10 dk gibi bir ara verdikten sonra ana yemeğe geçilmesi doğrudur.
İftarda Örneğin:
2 kepçe çorba 5 adet zeytin
1 dilim ekmek 2 dilim pide
10 dk sonra:VEYA10 dk sonra:
3 adet tavuk baget 8 kaşık kuru baklagil
4 kaşık zeytinyağlı sebze yemeği salata
3 yemek kaşığı yoğurt 1 bardak ayran
salata 1 dilim ekmek
1 dilim ekmek
Gece öğününün mutlaka yapılması gerekmektedir. Aksi taktirde azalan öğün sayısıyla metabolizma hızı yavaşlayacak ve kan şekerinin düzenlenmesi zorlaşacaktır.
Gece Öğününde Örneğin:
1 orta boy meyve 1 porsiyon güllaç
2 adet ceviz VEYA
1 çay bardağı süt/1 kutu prebiyotik yoğurt