Oruç tutmak dinimizin getirdiği farzlarından birtanesidir . Yaklaşık 1 ay kadar süren bu sürede beslenme programı biraz daha özen istemekte; biraz daha dikkat gerektirmektedir. Zira dikkat edilmediği zamanlarda ; uzun süreli açlık sonucu birden ve fazla yemek yemek beraberınde bir çok sorunuda ortaya çıkaracaktır. Yapılan çalışmalar sonucu açlık sonrası hızlı ve fazla yemek yemenin kalp krizi riskini arttırdığını göstermiştir.Uzun süren açlık sonrası yaklaiık 12 saat ;metabolizma az enerji harcar; vücut hareketlerinde yavaşlama oluşur; bazal metabolizma hızı düşer;Bu nedenle ramazan ayında doğru beslenme programı uygulanmazsa kilo alma kaçınılmaz olur.
Oruç tutanların ortak bir sorunu vardır ki genelde herkes şu dertten yakınır " çok fazla yedim hazmedemiyorum" yada "ramazan süresince çok fazla kilo aldım".
Ramazan ayımızı küçük püf noktaları ile sorunsuz geçirmemiz mümkündür.
Genelde 5 yada 6 öğün olan beslenme sayımız ramazan ayında 2 yada 3 e düşmektedir. Bunun sonucunda kişilerin beslenme şekilleride değişmiş olur.
Bu mübarek ayda öğünlerimiz 4 yada 5 olacak şekilde düzenlenmelidir. Sahursuz bir ramazan düşünülemez.Mutlaka sahura kalkılmalıdır. Zira açlık zamanı uzar ve bunun sonucunda hem kan şekerinde problemler oluşur hemde açlık hissinin daha çok artması ile iftarda tıka basa yeme durumu meydana gelir.Sahur zamanı çey yada süt;peynir;zeytin;domates;salatalık;birkaç ceviz içi; yumurta; kepekli ekmekten oluşan hafif bir kahvaltı en ideal olanıdır. iftarda birden karın doyurmak sakıncalıdır. mutalak yemek araları verilmelidir.
İftarı bir bardak suyla yanında bir zeytin yada hurma ile açtıktan sonra 1 kase çorba içip 15 dk kadar beklenilmelidir. Sonuçta tokluk merkezimiz bu süreç içerisinde uyarılacaktır ve aşırı açlık hissi biraz daha dizginlenecektir. 15 dk sonra ana yemek ( ızgara et ;köfte;tavuk ;kurubaklagil;etli yada etsiz sebze yemekleri ; pilav; makarna ; erişte ;salata ;yoğurt;ayran;cacık gibi besinlerden oluşan yemekler daha idealdir) küçük porsiyonlar halinde tüketilebilir. Ekmeğin mutlaka kepekli ekmek olmasına özen gösterilmelidir. Lif oranı zengin besinlerin tüketimi ile konstipasyon(kabızlık) problemide önlenmiş olur. Yine midenin tıka basa doldurulmamasına özen gösterilmelidir.Yemekler iyi çiğnenerek yavaş yavaş yenmelidir. Bu öğünden sonra da birbuçuk saatlik bir öğün arası verilmelidir. İftar sofralarının vazgeçilmezi olan tatlılarımızın baklava; şöbiyet; sargı burma; kadayıf gibi ağır hamur tatlıları yerıne sütlaç;güllaç; komposto puding ; muhallebi gibi hafif tatlılardan oluşması tercih edilmelidir. Tercihen bu tatlıların yapımında yapay tatlandırıcılardan faydalanılabilinir. Ana yemek tüketiminden bir bucuk saat geçtikten sonra 3. öğünümüz hafif bir sütlü tatlı yada meyve yiyerek geçirilebilir.
Ramazan ayında su tüketimi de oldukça özen gösterilmesi gereken diğer bir durumdur. Gün içindeki su kaybını mutlaka sahurda ve iftar sonrası bol bol içerek telafi etmek gerekir.
Bazı özel durumlarda oruç tutulması sağlık açısından risk oluşturmaktadır. Oruç tutulması sakıncalı olan durumları şöyle sıralayabiliriz ; hipoglisemi ve diyabet hastalığı gibi uzun süre aç kalması sakıncalı olanlar ; karaciğer yetmezliği; böbrek hastalığı ;psikolojik bozukluklar ; akli dengesizlikler; hipertansiyon ; gelişme çağındaki çocuklar; gebe ve emziren anneler.