Aşk yaşamımıza renk katan bir duygudur. Aşık olduğunu ifade eden bireyler üzerinde yapılan bir araştırmaya göre aşk; beyin kimyasında dahi değişimlere yol açabilmektedir. Aşık bireylerde gözlenen duygu ve davranışların tarifi zor olsa da kültürümüze özgü şu cümle sanıyorum bu duyguyu iyi ifade edecektir.
‘’ Aşk insanın gözünü kör eder ’’
Aşk yaşanıldığı zaman yoğun bir tutkudur . Belki de tutkuların en yoğunudur. Aşk sürecini açıklamaya çalışan uzmanlar bu durumu bazen Obsesif Kompulsif Kişilik Bozukluğu olarak değerlendirmişler bazen de çocukluk yaşamında anne çocuk ilişkisinde yaşanan güvenli / güvensiz bağlanma ile açıklamışlardır.
Aşk iyi bir ruh hastalığıdır. ( Platon )
Ve sonrası . . . evli bireylerin boşanmasından sonra; sevgililerin ayrılığından sonra yaşanan yoğun gerilim; kızgınlık; öfke; nefret; yalnızlık duyguları; suçluluk duyguları . . . ve onu unutamıyorum. Unutmak istiyorum ama unutamıyorum . . .
Tarafımıza başvuranlar arasında sayıca oranları hiç de az olmayan bu grup için unutmayı değil ama yaşanan bu olumsuz duyguların ortadan kaldırılmasını sağlayabiliriz. Evet unutmak isteyen bireyi rahatsız eden duyguları nötralize ederek artık rahatsız etmeyecek sıradan bir geçmiş yaşantı haline getirmek; geçmişte yaşanan bu olumsuz duyguları bireye duyarsızlaştırmak (desentisisasyon ) mümkündür. Dolayısıyla geçmişte sevgili / eş ile yaşanan olumsuz olayların yarattığı duygular artık geçmişte yaşanmış olan ve kişiyi artık hiçbir haliyle rahatsız etmeyen olaylar ve duygular olarak değişmiş olur. Teknik olarak unutmak / unutturmak olmasa da bireyin unutmak istemesine neden olan huzursuzluk ve mutsuzluk yaratan geçmiş olaylar artık etkisini yitirir. Böylece birey amacına da ulaşmış olur.
28 yaşındaki bayan B 1 hafta önce nişanlısı tarafından aldatıldığını öğrenir. Bayan B; nişanlısının yaklaşık 1 ay önce iş için gittiği Ankarada bir bayan ile cinsel ilişkiye girdiğini öğrenir. Aldatılan her bayan / erkeğin yaşayabileceği bilindik duygular içindedir. Aldatıldığı için gururu kırılmıştır. Kendisini yalnız hissetmektedir. Bu olanlardan dolayı kendini sorumlu tutarak ( nişanlımı elimde tutamıyorum; onu mutlu edemedim . . . ) suçluluk duyuyordu. Nişanlısını seviyor ondan ayrılmayı da düşünemiyordu. Ancak bu olanlardan dolayı da nişanlısına karşı yoğun bir öfke ve kızgınlık duyuyordu. Öylesine yoğun bir öfke duyuyordu ki bu duygusunu ‘’ onu öldürebilecek kadar öfkeliyim ‘’ şeklinde açıklıyordu . Nişanlısı ondan defalarca af dilediği halde onu affedememektedir. Nişanlısı bay K ile birlikte tarafımıza müracaat eden bayan B şikayetlerini şöyle sıraladı :
- ona çok kızgınım; benden defalarca af diledi bende artık onu affetmek istiyorum ama içimden gelmiyor. Onun beni sevdiğini biliyorum. Bende onu seviyorum ama bu olayı da içime sindiremiyorum. En küçük bir sözü aniden sinir küpü olmama neden oluyor. Buna üzülüyorum. Onu terk edemem. Beni aldatmış olsa da onu gerçekten seviyorum. Ona çok kırıldım ve kendimi mutsuz ve huzursuz hissediyorum Bana bu olanları unutturur musunuz ?
Bayan B ile sadece 1 seans yaptım. Çünkü yaşanan olay henüz yeniydi. Yani söz konusu aldatılma olayı ilk haliyle bekliyordu. Üzerine aynı nitelikte başka olaylar bina olmamıştı. Olay karşısında hissedilen duygular henüz taze ve yeni yeni olgunlaşmaktaydı. Yaklaşık 3 saat kadar süren bir seans ile Bayan B’ nin sorunları ortadan kalkmıştı. Onun deyimiyle ‘’ unutma ‘’ değildi bu olanlar; ama hissettiği sorunları ortadan kalkmıştı. Danışan bayan B kendisini kuş gibi hafif hissettiğini belirtti. Ve seanstan çıkmak üzereyken şunları ekledi; Bana bunları yapan K ‘ nin biraz burnunu sürtmek istiyorum . Olayın bu kadar kolayca ortadan kalkacağını tahmin etmedim.. O yüzden ben bu iyi duygularımı onunla paylaşırsam kendimi hafif bir kadın gibi hissederim. Ben ona gösteririm ! ! !