Periferik Arter Hastalığı (PAH); progresif (ilerleyici) ateroskleroz (damar kireçlenmesi ya da sertleşmesi) nedeniyle alt ekstremitelere (bacaklar) kan taşıyan atardamarlarda (arterlerde) daralma (stenoz) veya tıkanma (oklüzyon) ile sonuçlanan; ölümcül komplikasyonlar (Bir hastalığın gidişi sırasında; hastalığa eklenen ve hastalığı ağırlaştıran tablo) ve hatta ölümle sonuçlanan ciddi bir ‘’damar’’ hastalığıdır. İnsan ömründe beklenen yaşam süresi artışıyla ilişkili olarak sıklığı giderek artan bu hastalığın; gezegenimizde (Dünya) 30 (otuz) milyondan fazla insanı etkilediği düşünülmektedir. Yurdumuzda Ege Bölgesi’nde yapılan bir çalışmada[1] genel nüfusta bu hastalığın prevalansı %19.7 olarak bulunmuştur. Yani kabaca her beş yetişkin bireyden biri (1/5 oranında) günün birinde bu hastalığa yakalanma riski taşımaktadır! Altmışbeş (65) yaşına kadar risk faktörü olan kişiler; olmayanlara göre 2.4 kat; Altmışbeş (65) yaşından sonra 4 kattan daha fazla sıklıkta PAH’a yakalanma riskine sahiptirler. Erkeklerde PAH prevalansı %25.8; kadınlarda %17.2’dir. Yani erkekler kadınlara oranla daha çok risk altındadır.
Peki PAH için tanımlanmış risk faktörleri nelerdir? Erkek cinsiyet; ileri yaş (özellikle 65 yaş ve üstü); sigara veya tütün kullanımı; hiperlipidemi (kanda yağ seviyesi yüksekliği); hipertansiyon (yüksek tansiyon); diyabetes mellitus (şeker hastalığı) ve Metabolik sendrom (SENDROM X) PAH risk faktörleridir. TÜRKİYE ENDOKRİNOLOJİ VE METABOLİZMA DERNEĞİ METABOLİK SENDROM ÇALIŞMA GRUBU’nun 2009’da yayınlanan METABOLİK SENDROM KILAVUZU’nda[2]; Metabolik sendrom; insülin direnciyle başlayan abdominal obezite (göbek çevresi yağlanması); glukoz intoleransı (Halk arasında gizli şeker olarak bilinen bu tanım; bireyin kan şekerinin normal kan şekeri ile diabetik kan şekeri arasındaki değerlerde bulunduğunda kullanılan bir değerlendirmedir) veya diabetes mellitus; dislipidemi; hipertansiyon ve koroner arter hastalığı (KAH) gibi sistemik bozuklukların birbirine eklendiği ölümcül bir endokrinopatidir.