Migrenin ne olduğunu ve kişiyi nasıl yıprattığını migren hastaları bilir; tabii bir de en yakınları. Hemen hemen hergün; dayanılmaz baş ağrıları çekmek; kişiyi canından bezdirir ve hem aile hayatını; hem iş hayatını (eğer çalışan biriyse);hem de tüm sosyal hayatını altüst eder. Evine misafir kabul etmekte ve misafirliğe gitmekte zorlanan ve bu nedenle de yavaş yavaş sosyal ilişkileri zedelenen çok migren hastası vardır.Ne yazık ki; günümüzde biraz hoşgörü eksikliği de olduğu için; hastanın bu kötü klinik tablosu; genelde o kişinin kişiliği ile ilişkilendirilerek; olumsuz ön yargılar oluşturulur. Oysa ki; bu; hastanın elinde olan ve hükmedebileceği bir durum değildir.

Migren tedavisinde halihazırda kullanılan ilaçlar; ya ağrı duygusunu; ağrı gelmeden önlemeye yöneliktir yada mevcut ağrı krizini hafifletmeye-yok etmeye yöneliktir. Peki tüm bu farmakolojik etki mekanizmalarına rağmen; ilaçlar neden çoğunlukla migreni kalıcı tedavi edememektedir.Çünkü;beynin kayda geçirdiği ağrı duygusunu silememektedirler de ondan.Şimdi size çok özet olarak; beynimizin ağrıya karşı takındığı tavrı; sizlerin anlayabileceği şekilde anlatmaya çalışayım:

Beynimiz; kendisine gelen her türlü uyaranı (ağrı;ısı;basınç;kimyasal uyaran;elektriksel uyaran v.b) bünyesinde yer alan “Talamus” aracılığı ile alır.Talamus bir bölge trafik istasyonu gibi işlev görür; gelen uyaranları bilgi işlem merkezinde değerlendirir;gerekirse filtre eder ve beynin korteks alanlarına (beyin kabuğu) gönderir.Çünkü; işlemden geçen uyaranlara karşı gösterilmesi gereken tepkilerde son kararı beyin verecektir ve beyin tüm merkezi sinir sisteminin Genel Kurmay Başkanıdır; son söz ve son karar onundur.

Eğer bir ağrı uyaranı; sürekli olarak belli şiddette beyine gönderilecek olursa; yaklaşık 6 aydan sonra bu ağrı bilgisi; beyin tarafından kaydedilmeye başlar; tıpkı bilgisayarlarımızdaki hard disklerin yaptığı kayıtlar gibi…Bu ağrı bilgileri silinmeyip; tüm şiddetiyle kaydedilmeye devam ederse; sonuçta beynimizin nöronlarının (sinir hücrelerinin) tamamına yakınında bu bilgi kalıcı olur.

• Şimdi bir düşünelim; böylesine güçlü bir kayıtlı bilgiyi ilaçlar silebilir mi?
• Mürekkep boyasını; normal kurşun kalem silgisiyle silebilir miyiz?

İşte aynen bu verdiğim örnekte olduğu gibi; bu güçlü kaydedilen ağrı bilgisini ilaçlar silemez.İlaçlarla silmeye çalışmak; mürekkeple yazılan yazıyı; kurşun kalem silgisiyle silmeye çalışmak demektir.Bu nedenlerden dolayı migren tedavisinde kullanılan hiçbir ilaç; kalıcı iyileşme sağlayamamakta aksine olayı daha da kronikleştirmektedir.

Şimdi de gelelim migrenin AKUPUNKTUR ile tedavisine…

Akupunktur;vücudun yaradılıştan var olan çok güçlü tedavi edici sistemlerini (farmakolojik ilaç sistemini); bilimsel olarak tanımlanmış komuta-kontrol noktalarını ( yani akupunktur noktalarını) uyarmak yada baskılamak suretiyle devreye sokan; işlerlik kazandıran yan etkisiz bir tedavidir. Nasıl bilgisayarımızın klavyesindeki tuşlara (komuta-kontrol tuşlarına); doğru zamanda ve doğru şekilde bastığımızda; bilgisayarımızın hard-diskinde yer alan bilgileri ekranda görüntüleyip işlemlerimizi yapabiliyorsak; aynısını bu akupunktur noktalarını uyarmak-baskılamak suretiyle de yapabilmekteyiz.

• Peki migren gibi gerçekten zorlu bir hastalıkta nasıl başarılı olabilmekteyiz?
• Yukarıda da açıklamaya çalıştığım gibi; migren tedavisindeki asıl sorun ve engel; çok güçlü kaydedilmiş olan kronik (müzmin) ağrı bilgisidir.Yapılması gereken ne olmalıdır?

Öncelikle beynimizin hard-diskinde ağrı bilgisiyle doldurulmuş olan alanı; mümkün olduğunca silmek ve yerine güçlü ağrı kesici (analjezik) bilgiyi yüklemek gerekir.Bu yapılmadan (yani ağrı bilgisini silmeden); yapılacak her türlü tedavi başarısız olacaktır. Aynen bilgisayarlardaki gibi…Örneğin disk alanınızın hacmi diyelim ki; 4 GB; ama tamamı dolu.Fakat; siz bilgisayarınıza 1 GB’lik bir bilgi yüklemek istiyorsunuz. Bunun için önce; 4 GB’lik tamamı dolmuş olan diskinizde; en azından 1 GB’lik bir boş alanı oluşturmanız gerekir; yani 1 GB’lik bir silme işlemi yapmak zorundasınız.

İşte; bu silme ve yeni bilgi yükleme işlemlerinin aynısını; biz de akupunktur yolu ile yapmaktayız.Vakanın kronikleşme süresine ve krizlerin şiddet derecesine göre; en az 15-20 seanslık akupunktur tedavisi planı yaparak (haftada 2 kez olacak şekilde); öncelikle ağrı bilgisini silmeye; sonra da ağrı-kesici (analjezik) bilgiyi yüklemeye yönelik akupunktur uyarıları veririz.Böylece tekrarlanan seanslarla( tıpkı günde iki kez alınan antibiyotiklerin mikropları öldürmesi gibi); migreni çoğunlukla başarılı bir şekilde tedavi yoluna gideriz.İşte bu nedenle; akupunktur migrende kalıcı klinik iyileşme sağlamaktadır.Herşeyden önemlisi de; yan etki oluşturmadan etkili olmaktayız.

Sayfa içeriği sadece bilgilendirme amaçlıdır; tanı ve tedavi için mutlaka doktorunuza başvurunuz.