Bildiğimiz yaz sıcakları tanımındandaha sert geçen bir yaz geçirmekteyiz. Yüksek nem miktarı; betonlaşmanın hızla artması; doğanın dengesinin ciddi şekilde bozulmasından elbette bizim bedenimiz de nasibini almakta. Yaz günlerinin başlangıcı itibariyle üstünde ısrarla durduğum konu:su tüketimi Muayenehaneme gelen herkesin bildiği başlangıç sorum şudur:

• GÜNDE NE KADAR SU (WATER) içiyoruz.

Bu sorum sadece ilk görüşmede sorduğum soru değil. Her görüşme; her tedavi başlangıcında yinelediğim bir soru. Artık buna ‘’Cüneyt Çelik Klasiği’’ diyorum.
Hatta gün içinde küçük sıkıntılar için beni arayan hastalarıma yine aynı soruyu soruyorum.

• ‘’BU SÜREDE SU TÜKETİMİNİZ DE AZALMA OLDU MU?’’

Bu konu da ısrarcı olmamın sebebi şu:

• SU BİZİM HAYATIMIZDA BİLİNÇLİ TÜKETİM DAHİLİNDE OLMAYAN BİR KAYNAK.

Ne yazık ki toplumumuz bu konuda çok bilinçsiz.
Çay içmek ; kahve içmek kaydıyla bedene alınan sıvı miktarını ; içilmesi gereken su miktarına dahil ediyoruz.
Bu büyük bir hata.
Ya hiç su içmiyoruz ya da GEREKSİNİMİZİN ÇOK FAZLASIYLA SU TÜKETİYORUZ.
İnanın beden için 2 davranışın farkı yok.

İnsan vücudunun yaklaşık %75 i sudan; % 25 i ise katı maddeden oluşur. Beynin de % 85 isudan oluşur bu nedenle dehidrasyona ya da su içeriğinin azalmasına karşı son derece duyarlıdır. Yalnızca tuzlu beyin-omurilik sıvısının içinde işlevini sürdürebilir. Vücudun su dağıtım sistemindeki kaçınılmaz süreçlerden biri; vücut fonksiyonlarını denetleyen mekanizmaların acımasızlığıdır. Hiçbir organ; işlevsel önemine bağlı olarak önceden belirlenen su payından daha fazlasını alamaz. Beyin diğer bütün sistemlerden önceliklidir.

Bu kadar kısa bir bilgi dahi suya 4 el ile sarılmak için yeterli diye düşünüyorum.

Lütfen SU TÜKETİMİNİZE DİKKAT EDİN.

Sayfa içeriği sadece bilgilendirme amaçlıdır; tanı ve tedavi için mutlaka doktorunuza başvurunuz.