Doğurganlık çağındaki bayanlarda;menses adını verdiğimiz adet kanamasıyla kendini gösteren doğal döngü;yaklaşık 28 günde bir tekrarlanır.Bu döngünün tam ortasına denk gelen günlerde yani adetin 14.günü;”ovulasyon” adını verdiğimiz yumurtlama olayı gerçekleşir. Yumurtlama;döllenme yeteneğine kavuşmuş olgun yumurtanın çatlayarak; yumurtalıklardan tüplere (fallop tüplerine) geçmesi olayıdır.Adetin birinci gününden son gününe kadar tüm bu olayları FSH;LH;Östrojen(östradiol) ve progesteron hormonları yönetir ve birbirinin peşi sıra döngüsel olarak salgılanırlar.İlk üç hormon ardışık salgılanarak;adetin ilk 14.gününe kadar yumurtaları döllenebilir hale getirerek olgunlaştırırlar ve ardından ovulasyonu başlatarak;olgun yumurtaların çatlayarak tüplere ulaşmasına neden olurlar.
Tüplere ulaşan olgun yumurtalar;döllenmeye hazır durumda;spermlerin gelmesini beklerler.Bu arada;olası bir gebelik için progesteron hormonu da devreye girerek;döllenmiş yumurtanın yuvalanıp büyüyeceği rahimin iç tabakası olan endometriumun niteliksel ve niceliksel kalınlaşmasını sağlar.Rahimin iç tabakasına gelip yerleşecek olan misafirin(döllenmiş yumurta;zigot) çok konforlu;besin ögeleri ve kanlanma yönünden mükemmel olan bir ortam bulması gerekir.Eğer bu ortamı bulamazsa rahim duvarına yuvalanamaz ve dışarı atılır;yani düşük meydana gelir.Bu nedenle;progesteron hormonunun kan düzeyi ve işlevi çok önemlidir.
Adet döngüsünün yaklaşık 16-17.günlerinde progesteron hormonu salgılanmaya başlar ve her geçen gün kandaki seviyesi; bir önceki güne göre aritmatik olarak artış gösterir.Bu nedenle; progesteron hormonu hakkında bir bilgi sahibi olmak istersek;adetin 16-17.gününden itibaren ardışık günlerde en az iki kez kandaki düzeyi ölçülmelidir;yoksa tek bir ölçüm bizi yanıltabilir. Normalde salgılanması ve işlevi yeterli düzeyde olan progesteron hormonu; rahimin endomterium adını verdiğimiz iç tabakasının kalınlığını ve kanlanmasını arttırarak; döllenmiş yumurtanın bir şekilde rahime yuvalanmasını sağlar.Sağlıklı yuvalanma için;endometrium kalınlığının 6-9 mm.aralığında olması gerekmektedir.
FSH;prolaktin gibi hormonların yüksek olması;östrojenin (östradiol’ün) düşük olması da hamileliği önleyen önemli etkenlerden biridir. Herbir hormona ayrı ayrı etkilerde bulunulduğu için;hangisinde bir eksiklik ya da yükseklik varsa;buna uygun bir tedavi planlanır.Tedavi öncesi adet döngüsünün genel hormonal durumu hakkında bilgi edinmek için;adetin 1-2.günlerinde kanda FSH;östradiol (östrojen);12-14.günler aralığında LH ve 16-17.günler aralığında da progesteron düzeylerine bakılmalıdır.
Haftada iki kez olacak şekilde 15 seanslık bir tedavi planlanır.Herbir hormonun salgılanma dönemlerini gözönüne alarak;hangi hormonun uyarılması yada baskılanması gerekiyorsa buna uygun iğneleme yapılır.Bu arada;anne adayının duygudurum noktaları da taranmalıdır.Özellikle depresyon;anksiyete(kaygı bozukluğu); panik atak ve stres gibi ruhsal bozukluklar;hem yumurtaların olgunlaşmasını hem de endometrium tabakasının kanlamasını olumsuz yönde bozarlar.