Periodontoloji dişeti ve dişi çene kemiğine bağlayan dokularla (periodontal ligament ve sement) ilgilenen diş hekimliği dalıdır.
Periodontal hastalıklar çoğunlukla mikrobiyal dental plak kaynaklıdır. Ağız bakımı yeterli olmayan hastalarda diş yüzeylerinde biriken plak tabakası dişlerde çürük oluşturmanın yanı sıra dişe komşu dişetinde de bir enflamasyon (yangı) başlatır. Sağlıklı dişeti açık pembe renklidir; dişi sıkıca sarar; üst yüzeyi portakal kabuğu benzeri bir dokuya sahiptir ve diş yüzeyinde keskin kenarlı bir biçimde sonlanır. Mikrop birikimdeki artışla birlikte dişetinin bu sağlıklı görünümü değişir. Dişetleri kızarır ve şişer; fırçalamada kanama ve kötü ağız kokusu ortaya çıkar. Bunlar dişeti hastalığının ilk belirtileridir. Zamanla diş yüzeyindeki plak tabakası kalsifiye olur ve sertleşir.Artık diş yüzeyindeki bu birikim ‘diştaşı’ adını alır ve dişe bir anahtar-kilit gibi sıkıca tutunur. Periodontal hastalığın yanlızca dişeti ile sınırlı kaldığı bu durum‘gingivitis’ olarak adlandırılır. Gingivitis tedavisi diş yüzeylerindeki birikimin uzaklaştırılmasıyla yapılır. ‘Detertraj’ denen bu tedavide; hekim tarafından diş yüzeylerinde birikmiş diştaşları özel el aletleri ya da ultrasonik aletler ile temizlenir; plak ve renklenmeleri uzaklaştırmak için de polisaj yapılır. Son olarak da hastaya ağız bakımı eğitimi verilerek hastalığın tekrar etmesi önlenir. Yapılan bu tedavi sonucu dişetlerinin görünümü yaklaşık 2 hafta içinde sağlıklı hale döner. Yani diğer bir deyişle gingivitis geri dönüşü olan bir hastalıktır.
Diş Eti Hastalığının Belirtileri :
Gingivitis tedavi edilmez ise; dişler ve dişetleri çevresindeki bakteri birikimi artar ve hastalık yapıcı bakteriler ortamda çoğalır. Hastalık dişetlerinden çene kemiğine ve dişi çene kemiğine bağlayan lifleri (periodontal ligament) etkiler ve bu dokuların kaybına; dişetinde cep oluşumuna neden olur. ‘Periodontitis’ olarak adlandırılan bu hastalık nedeniyle ortaya çıkan doku kayıpları ne yazık ki geri dönüşlü değildir. Dişlerin kemik desteği yok olur ve tedavi edilmeyen dişler sallanmaya başlar ve sonunda çekilir.
Periodontal hastalıkların ana nedeni bakteri plağı olmakla beraber; diğer unsurlar da dişetlerinizin sağlığını etkileyebilir
Beslenme biçimi ve tütün kullanma ağız sağlığınızı etkilemektedir. Besleyici değeri düşük bir diyet vücudun hastalıklara karşı mücadele gücünü azaltmaktadır. Ayrıca; stres vücudun hastalıklardan korunma kabiliyetini etkileyebilir. Tütün kullananlar; kullanmayanlara göre; dişetlerini daha fazla tahriş etmektedirler. Lösemi; AIDS gibi vücudun savunma sistemini etkileyen hastalıklar dişetlerinin durumunu daha kötü bir hale getirebilir. Kişilerin enfeksiyona çok açık olduğu; kontrol altında olmayan diabet gibi durumlarda dişeti hastalığı genellikle çok daha şiddetlidir ve kontrol altına alınması daha güçtür.
Hamilelik sırasındaki hormon değişimleri; dişetlerinin daha kırmızı; bakteri plağına karşı daha duyarlı bir hale gelmesine neden olur. Erken safhalarında bulunan varolan bir dişeti hastalığı özellikle hamilelik döneminde daha da şiddetlenebilir.
Doğum kontrol hapları; antidepresanlar ve bazı kalp ilaçları ağız sağlığınızı etkileyebilir.
Genel sağlığınızdaki en küçük değişimleri dişhekiminize bildiriniz.
Dişhekimleri dişetlerinin genel görünümünden şüphelendikleri zaman periodontal sonda adı verilen bir alet ile diş ile dişeti arasındaki dişeti cebinin boyunu ölçerler. Yetişkinlerdeki her ağız içi muayenesinin bir parçası olarak periodontal muayene yapılmalıdır. Dişlerin etrafındaki kemik dokusunu değerlendirmek için röntgen filmler alınabilir.
Periodontal hastalıkların önlenmesinde önemli rol oynayabilirsiniz. Yaşam boyu dişlerinizi ağızda tutmak için bakteri plağının dişlerden uzaklaştırılması gerekmektedir. Bunun için düzenli olarak günde en az 2 defa dişler fırçalanmalı ; özellikle akşamları diş ipi kullanıp; gargara yapılmalıdır.
Yukarıda sayılanlara ek olarak Diş hekimine düzenli gidilerek kontrollerin yaptırılması son derece önemlidir. Günlük ağız bakımı diş taşlarının oluşumunu en az seviyede tutmakla beraber tamamen önleyememektedir. Bir diş hekimi tarafından yapılacak diş taşı temizliği; sizlerin diş fırçası; diş ipi ile temizleyemediğiniz bölgelerdeki sertleşmiş diş taşlarının ortamdan uzaklaştırılmasını sağlar. Diş hekiminizin sizin özel gereksinimlerinize göre kişisel bir ağız bakım planı yapabilir. Bu programla dişleriniz ile dişetlerinize zarar vermeksizin diş fırçalamayı ve diş ipi kullanmayı uygulayabilirsiniz.
Diş hekimini düzenli ziyaret ederek ağız sağlık ürünleri hakkında öneriler alabilirsiniz. Piyasada pek çok çeşit diş fırçası; diş ipi; ağız gargaraları ve dişler arası temizleyicileri bulunmaktadır. Diş hekiminiz size en uygun olan ürünleri seçmenizde yardımcı olacaktır.
DİŞETİ HASTALIKLARININ TEDAVİSİ
Dişeti hastalıklarının erken safhalardaki tedavisi genellikle diş taşı temizliği ve kök yüzeyi düzleştirmesidir. Bu aşamalarda dişlerin etrafındaki ceplerden bakteri birikintileri ve diş taşları uzaklaştırılır ve kök yüzeyleri düzleştirilir. Bu işlemlerle iltihaba neden olan bakteriler ve toksin maddeler ağızdan uzaklaştırılır. Dişeti hastalıklarının erken safhalarında uygulanan bu işlemler genellikle yüz güldürücü sonuçlar için yeterli olmaktadır.
Daha ilerlemiş vakalarda cerrahi müdahale gerekebilir. Cerrahi müdahalenin amacı; derin ceplerdeki diş taşlarını ve hastalıklı dokuları ortamda uzaklaştırarak iyileşmenin olabilmesi için kök yüzeylerini düzleştirmek ve dişetlerine kolay temizlenebilmesi için şekil vermektir.
Tedavilerden sonra periodontal hastalar periyodik olarak görülmelidir. Periodontal tedavi ile elde edilen olumlu sonuçları korumanın tek yolu dişlerin fırçalanması; diş ipi ve bakteri birikintilerini ortamdan uzaklaştıran kimyasal ajanların düzenli olarak kullanılmasıdır. Ve en önemlisi Diş Hekiminin önerdiği aralıklarla kontrolünüzü yaptırmaktır.
HALİTOZİS (Ağız Kokusu)
Halitozis nefesin kötü kokmasıdır. Sık görülür ve kişinin sosyal hayatını olumsuz etkiler. Halitozisin nedenlerinin %87’si ağız boşluğu kaynaklıdır. Bunun nedenleri;
Diş hekimi kontrolüne gidip hastalarımızın gerekli tedavilerini yaptırarak bu kötü durumu iyileştirebilir.
Bazı halitozisler ise fizyolojiktir. Bu normal durumdur. Hastalarımız bazı önlemler alarak ve iyi bir ağız bakımıyla bu tür halitozisi önleyebilir .Bu tür halitozislerden bazıları;
Patotojik halitozis ise hastalıklardan ve metabolizmanın bozulmasıyla oluşabilir. Bu tür halitozise örnek olarak;
TEDAVİSİ
Bunlara rağmen geçmeyen bir ağız kokunuz var ise tıp hekimine başvurunuz.