Destek Sitesi platformunda Uzman olmak ister misiniz?

Uzman olmak için Şimdi başvurun.

Ankilozan Spondilit (İltihaplı Omurga Romatizması)

Oluşturulma tarihi: 18.02.2025 20:16    Güncellendi: 18.02.2025 20:16

  • Ankilozan Spondilit; özellikle omurgayı etkileyen süregen; ağrılı; ilerleyici; sadece kas iskelet sistemi ile sınırlı olmayıp bazen cilt; göz; bağırsak ve kalp damar gibi önemli organları da etkileyen; nedeni tam olarak bilinmeyen iltihabi romatizmal bir hastalıktır.

  • Ankiloz; omurgaların birleşmesi; spondilit; omurgaların ilthabı anlamına gelmektedir.

  • Hastalar özellikle bel ve kalça bölgesinde olmak üzere; boyun; sırt; göğüs kafesi ve bazen omurga dışı eklemlerin ağrısı ile başvurabilirler.

  • İstirahat sonrası ve sabahları yoğun olan ağrı yakınması egzersiz ve aktivite ile azalmaktadır. Sabahları yataktan kalktığında hissedilen omurga sertliği ve tutukluğu genellikle 30 dakikadan uzun süre devam etmektedir.

  • Genç hastalarda vücudun söz edilen bölgelerinde sinsi başlayan; gece yatakta artan; yatakta sağ sola dönmeyi kısıtlayan; sabaha doğru artan bel ağrısı; yer değiştiren kalça ağrıları tipiktir. Bu özellikleri ankilozan spondilitteki ağrıyı bel fıtığı başta olmak üzere diğer mekanik ağrı denilen ve iltihapi olmayan bel ağrılarından ayırt etmeye yardımcı olmaktadır.

  • Hastalar öykülerinde genellikle 3 aydan uzun süredir bazen yıllardır devam eden ağrılardan yakınırlar. Öne eğilmekte; ayakkabı ve çoraplarını giymede zorlandıklarını ifade edebilirler. Bu yakınmalar omurgalar arasındaki eklemlerin esnekliğini; hareketliğini kaybetmesine bağlıdır.

  • Bazen de kas kirişlerinin kemiğe yapışma bölgelerinde iltihabi bir reaksiyona yol açmaktadır. Entesit denilen bu durum topuk ve birçok bölgede ağrı olarak kliniğe yansımaktadır.

  • Halsizlik yorgunluk; ateş; kilo kaybı gibi bulgular aktif hastalık döneminde ağrıya eşlik edebilir.

  • Hastalık erkeklerde 2-3 kat daha fazla görülür ve çoğunlukla 20-30 yaş arası dönemde başlar.

  • Fizik muayene ve radyolojik görüntüleme tanıda önemlidir. Kan tetkiklerinin tanıdaki yeri sınırlıdır.

  • Ankilozan Spondilit; gözde üveit; barsaklarda itihap; kalpte ileti yani ritim bozuklukları; kalp kapak patolojleri ve aort denilen ana atar damarda iltihap yapabilir. Akciğeri etkileyebilir ayrca göğüs kafesi eklemlerini tuttuğu için bu eklemlerin zaman içinde esnekliğini kaybetmesine bağlı olarak akciğer hacmini azaltabilir; ağız içinde tekrarlayan aftöz ülserler gelişebilir.

  • Anne veya babadan bire bir çocuklara geçen bir hastalık değildir. Hastalığın oluşumunda suçlanan insan HLAB27 doku antijeni ankilozan spondilit hastalarının %90’ınında mevcuttur. HLA B27 saptanan ankilozan spondilit hastasının çocuğunda bu hastalığın gelişme riski %20’dir.

  • Ankilozan spondilitin tedavisi hasta eğitimi ile başlamaktadır. Hastalığın yaşam boyu devam eden iltihabi bir hastalık olduğu hastaya ve ailesine anlatılmadır. İlaç tedavisinde amaç; ağrıyı kesmek; hastalığın ilerlemesini durdurmak veya en azından yavaşlatmak; ilaçların ve hastalığın yol açtığı osteoporoz gibi istenmeyen durumlara karşı hastayı korumaktır.

  • Hastalığın şiddetine ve ilaçlara verilen yanıta göre tedavi farklılık gösterebilir. Geleneksel antiromatizmal ilaçlara yanıt vermeyen hastalarda biyolojik ilaçlar kullanılmaktadır. Bunlar oldukça etkili ancak önemli yan etkileri olan maliyeti yüksek ilaçlardır.

  • Akupunktur; Nöralterapi; Fitoterapi; Plates gibi tamamlayıcı tedavi seçenekleri hastaların mevcut kliniğine olumlu katkı sağlar.

  • Düzenli boyun; sırt; bel; eklem egzersizleri; duruş ve solunum egzersizlerinin düzenli yapılması günlük yaşam kalitesi açısından önemlidir. Yüzme; günde 20 dakika sırtüstü ya da yüzükoyun düz yatılması postür için fayda sağlayacak diğer önerilerdir.


Sayfa içeriği sadece bilgilendirme amaçlıdır; tanı ve tedavi için mutlaka doktorunuza başvurunuz.