Fibromiyalji; yaygın vücut ağrısı ve belirli anatomik bölgelerin hassasiyetiyle karakterize; sebebi tam olarak bilinmeyen kronik ağrı bozukluğu olarak tanımlanıyor.
Fibromiyaljinin tespitinde; en az 3 ay süreyle vücutta yaygın olarak hissedilmesinin yanı sıra yorgunluk; dinlendirmeyen uyku; unutkanlık ve sosyal yaşamı etkileyen isteksizlik önemli göstergeleri oluşturuyor.
Fizik Tedavi ve Rehabilitasyon Uzmanı Prof. Dr. Alev Alp; sebebi tam olarak bilinmeyen kronik ağrı bozukluğu olarak tanımlanan Fibromiyaljinin özellikle 25-55 yaş arası kadınlarda sık görüldüğüne dikkat çekiyor.
Prof. Dr. Alev Alp; genetik yatkınlığı olan bireylerde; çevresel faktörler; kişiye bağlı metabolik ve biyokimyasal bozukluklar; otonom sinir sistemi bozukluğu; uyku sorunları; psikolojik ve bağışıklık sistemi anomalilerinin tetiği çekebileceğini de vurguluyor.
FTR Uzmanı Prof. Dr. Alev Alp; Fibromiyalji ile ilgili merak edilenleri şöyle yanıtlıyor.
Fibromiyalji nasıl seyreder?
Fibromiyalji bir kas hastalığı değildir ve vücutta iltihap bulunmaz. Sinir sistemi ve hormonal aks düzensizliği kişinin strese verdiği yanıtı düşürerek; ağrı algısını ve aynı zamanda depresyona yatkınlığını da artırır. Bağışıklık sistemi de abartılı bir yanıt halinde olabilir ve sinirsel bir enflamasyonu uyarabilir. Fibromiyalji hastalarının çoğu (%90) derin uykuya geçememe ya da derin uykuda olmaması gereken alfa dalga aktivitesinin gözlenmesi; sabah dinlenmemiş kalkma gibi bulgu ve yakınmalara sahiptir. Bütün bu semptomlar uzun dönemde beyin anatomisinde yapısal ve fonksiyonel değişikliklere sebep olabilir.
Fibromiyalji hastalığının tespiti nasıldır?
Hastanın muayenesinde dikkat çeken özellikler; sağlıklı kişilerde ağrıya sebep olmayan uyarıların bu kişilerde ağrıya neden olması ve algılanan ağrının normalden çok daha şiddetli hissedilmesidir. Tanıda; ağrının en az 3 ay süreyle vücutta yaygın olarak hissedilmesi; eşlik eden diğer belirtilerin (yorgunluk; dinlendirmeyen uyku; unutkanlık; sosyal yaşamı etkileyen isteksizlik;) varlığı ve şiddeti; aynı zamanda somatik (bedensel) semptomlar belirleyicidir. Bu semptomlar; ellerde şişlik hissi ve sabah tutukluğu; sıcak-soğuk gibi birçok duyusal uyarana hassasiyet; kas ağrısı; huzursuz bacak; huzursuz barsak; karın ağrısı; bulantı; kabızlık; saç dökülmesi; ağız kuruluğu; raynoud fenomeni; tat bozukluğu; nefes darlığı; cilt döküntüsü; ürtiker; baş dönmesi ve sinirlilik olabilir. Ağrıyı artıran sebepler; soğuk hava; nem; dinlendirmeyen uyku; gerilim tipi baş ağrısı; migren; diş gıcırdatma; fiziksel mental yorgunluk; stres; hareketsizlik; sigara ve menstruasyondur.
Ayırıcı tanıda tiroid-paratiroid-böbreküstü-hipofiz fonksiyon bozukluğu gibi endokrinolojik bozukluklar; anemi; lenfoma lösemi gibi hematolojik hastalıklar; iltihaplı romatizmalar; kas hastalıkları; D vitamini eksikliği; Multiple Skleroz; miyasteni ve malignite araştırılmalıdır. Hemen her kronik ağrılı durumda santral sinir sisteminde duyarlılık artışı ile birlikte algılanan ağrı artmakta; belli oranda fibromiyalji hali ortaya çıkabilmektedir.
Fibromiyalji Tedavisi
Tedavide ilaç ve ilaç dışı tedaviler kullanılır.
Doğru yoğunluktaki (hafif-orta dereceli) egzersiz kas kan akımını düzenlemek suretiyle bedensel dayanıklılığı artırmakta; oksijen kullanımını optimize etmekte; stresi azaltmaktadır. Bu da dolaylı yoldan depresyonu azaltan aracı maddeler olan serotonin ve opioid seviyesini artırır. Başlangıçta egzersiz gözetim altında yapılmalı; (grup egzersizleri sosyalleşmeyi de sağladığından daha faydalıdır) ağrı olursa sıklık değil yoğunluk azaltılmalıdır.
Ayırıcı tanıda laboratuvarda metabolik; endokrin ve enflamatuar süreçlerin taranmasında; tam kan sayımı; ESR; CRP; serum kalsiyum; kreatin kinaz; TSH; 25 OH D vitamini bakılması ve görüntüleme yöntemleri önem taşır.
****
Yeni tanımlamayla fibromiyalji; ağrının sinir sisteminde anormal işlenmesi yanı sıra yorgunluk; uyku bozukluğu duygu durum ve bilişsel fonksiyonlarda değişiklikle karakterizedir. 1950’li yıllarda yumuşak dokuyu tutan psikojenik/yumuşak doku romatizması (fibrozitis) olarak tanımlanmış; 1976’larda romatizma yerine ağrılı durumu tanımlayan ‘algia’ ve ‘miyo’ (kas) ile birleştirilerek ‘fibromiyalgia’ şeklinde adlandırılmıştır.