Kadında cinsel ilişkinin olduğu anatomik bölgeye vajen adı verilir. Vajenin etrafındaki kasların kasılması; tüm vücutta bir kasılma; endişe; korku ve panik hali; kadının bacaklarını sıkıca kapatması ve elleriyle eşini itmesine yol açan; istemsiz bir şekilde yani kadının kontrolü dışındaki bilinçdışı vajinal kasılmalara vajinismus denir. Halk arasında evli bakireler; tamamlanmamış evlilik veya cinsel fobi; tıp literatüründe cinsel işlev bozuklukları sınıflamasında ise cinsel ağrı bozukluğu da denilir. Ağrılı cinsel ilişki ile vajinismus birbirlerini tetikleyebilen iki patolojidir.
Vajinanın giriş bölümündeki 2 cm lik düz kaslardan oluşan ağzı gergin ve serttir. Bu nedenle cinsel birleşme olanağı vermez. Penis vajinaya giremez.
Vajinismuslu kadınlar cinsellikle ilgili konuşmayı sevmezler; cinselliği iğrenç olarak algılayabilirler. Vücutlarının eşleri tarafından beğenilmeme korkusu yaşayabilirler; vücutları ile barışık değillerdir. Eşleri tarafından terk edilme duyguları ve güvensizlik yaşayabilirler.
The Merck Manuel e göre vajinismusun tanımı şu şekildedir: "Kadınlarda; penisin vajinaya girmesini önlemek konusunda mevcut bilinçdışı bir istek sonucu vajina aşağı bölümündeki kasların adeta bir şartlı refleks gibi kasılması sonucu meydana gelen vajina spazmıdır. Penisin vajinaya girmesi çok zaman olanaksız olduğundan bu olay iyi gitmeyen evliliklerde sık görülür." Amerikan Psikiyatristler Birliği tarafından ise vajinismus; "istemsiz kasılmalar sonucu ilişkinin gerçekleşememesi" durumudur. Bu kasılmalar gerçek bir girişim yanında yalnızca girişimin hayal edilmesiyle bile ortaya çıkabilir. Hatta muayene esnasında da kasılmalar ortaya çıktığından böyle bir durumda normal vajinal doğum bile mümkün olmayabilir.
Geçmiş de yaşanmış cinsel bir travma yok ise ve parmak ile vajen girişi ve vajen içi kontrol edilebiliyorsa; ancak cinsel ilişki sırasında eşi itme ve kasılma oluyorsa bu durum "basit vajinismus" olarak adlandırılabilir ve nispeten tedavisi daha kolaydır.
Bazı kadınlar istemli olarak; ağrı; yanma; acı ve kanama olacağı korkusuyla veya partneri ile olan diğer problemleri nedeniyle cinsel birleşme esnasında kendilerini kasarak ilişkiye müsaade etmezler. Bu durum vajinismustan farklıdır ve karıştırılmamalıdır."
Cinsel Terapist Helen Singer KAPLAN"ın "Resimli Cinsel Tedavi Kılavuzu" adlı kitabının ikinci baskısında vajinismusun tanısı ve nedenleri konusunda şunları yazmıştır: "Vajinismus; vajinal penetrasyona yönelik girişimlerin vajinal girişte istemsiz bir spastik kasılmaya neden olduğu ve bu nedenle cinsel ilişkinin mümkün olmadığı bir bozukluktur. Bu nispeten nadir bir durumdur. Cinsel tedaviye verilen tepki mükemmeldir. Kanıtlar; bu durumun altındaki patolojinin vajinal girişi koruyan kasların koşullandırılmış bir reaksiyonu olduğunu göstermektedir. Görünürde bu kaslar yoğun spazmla tepki verecek şekilde koşullandırılabilir. Vajinismik tepkinin elde edilmesinden sorumlu olan koşullandırılmamış uyarı penetrasyonla ilgili acının herhangi bir kaynağı olabilir. Fiziksel hastalık; psikolojik olarak acı veren bilinçli veya bilinçsiz korku ve/veya suçluluk duygusu gibi bir etki; travmatik cinsel saldırılar vajinismusun ortaya çıkışı ile ilişkilidir. Bazı durumlarda travmatik kaynak tanımlanamaz. Vajinismus vajinal girişin fiziksel olarak engellenmiş olmasından ve aynı zamanda penetrasyondan basit; fobik kaçınmadan ayırt edilmelidir. Vajinismus tanısı yalnızca pelvik muayene ile konabilir."
Vajinismuslu kadınların çoğu halen bakiredir. Çünkü vajinismus ilk gece ortaya çıkar. İlk gece başarısız olan çift sorunun geçici olduğunu ve daha sonraki günlerde kendiliğinden çözüleceğini düşünür. Fakat daha sonra da sorun devam edince kadında kadınlığında eksiklik olduğu düşüncesi; üzüntü; sıkıntı; gerginlik; her şeyin daha kötüye gideceği korkusu ve ardından suçluluk duyguları ortaya çıkmaya başlar. Erkek ise eşi tarafından istenmediği; reddedildiği duygularına kapılmaya başlar. Zamanla sertleşme yetersizliği olur. Erkeğin duyguları öfke ve kırılganlık arasında gidip gelir.
Vajinismusun en sık nedenleri psikolojik kaygılardır. Kız çocuklarına öğretilen veya irademizin bilinçdışımıza kodladığı "cinsellik kötüdür"; "kızlık zarı çok değerli ve korunması gereken bir şeydir" düşünceleri bu problemin ortaya çıkmasında önemli bir yer tutar. Bazen neden cinsel bilgi eksikliği; basit bir utanma ve cinsel duygulardaki baskılanma olabilir. Bazen de altta yatan neden özellikle çocukluk dönemindeki travmatik bir yaşantıdır. Bu durumda geçmiş de yaşanmış taciz gibi travmatik olayların bilinçdışına itilen bugünkü izdüşümleri ve etkileri gibi daha karmaşık içsel çatışmalar; yanlış kalıplar yada zorlamalar beden-zihin bütünlüğünü bozup vajinismusa neden olabilir. M. Erickson un dediği gibi "defolu bir öğrenme ve kabullenme" vardır.
Nedenleri davranışsal; bilişsel; dinamik ve varoluşsal modellere göre de ele alabiliriz. Yani geçmişte yaşanmış bir taciz; ensest ilişki yada kötü bir cinsel deneyimin kötü ve acı verici olarak değerlendirildiği davranışsal model; yine geçmişte maruz kalınan cinsel yasaklar ve abartılı ilk gece hikayelerin bilinçdışında oluşturduğu cinsellikle ilgili negatif şemaları içeren bilişsel model; daha çok Freud"un ruhsal gelişim evrelerinden cinsel kimlik gelişiminin ilk basamağı olan fallik dönem sorunlardan kaynaklanan dinamik model ve kadın kendini eşine ifade etmesi; farkında olmadan kendi varlığını eşine hissettirmesi ve istediği ilgiyi görmesi için başlattığı bilinçdışı otomatik hareketleri içeren varoluşsal model şeklinde nedenler ele alınabilir. Model veya modellerin çabuk tespiti vajinismus tedavisine yön verir. Örnek olarak; davranışçı ve bilişsel yöntemle başarıya ulaşan bir tedavi sonunda cinsel ilişki yaşanır ve sorun çözülür. Fakat vajinismus nedeni eşe ve yaşama karşı kendini var etme çabası gibi varoluşsal bir yapı ise; zamanla yaşanılan cinsel ilişkiye karşı bunaltı ve kaygı duyulmaya başlanır ya da yaşanılan ilişkiden yeteri kadar cinsel haz alınmaz. Nedeni bilenemez. Her şey yolundadır; yıllardır çekilen sorun çözülmüştür ama bir anda anlamsız bir boşluğa düşülür. İşte varoluşsal model bu sorunun çözümüne ışık tutabilir. Bu nedenle her vakaya davranışsal; bilişsel; dinamik ve varoluşçu yaklaşımları içeren "bütüncül psikoterapi" çerçevesinden bakmak doğru bir yaklaşım olacaktır.
Dinamik modele göre vajinismus; cinselliğin kirli ve kötü bir şey olarak görüldüğü bir savunma tepkisidir. Yani kadın; bilinçdışında; saldırgan ve tehditkar olarak algıladığı erkekle birleşmeyi reddeder. Vajinismuslu kadınlar annelerinin; kendisini ve çocuklarını korumaktan aciz; çaresiz ve bağımlı olduğunu düşünürler ve cinsel ilişkiyi annenin bu zavallılığıyla özdeşleşme çağrışımı yaptığı için; ilişkiye girmemeyi en iyi savunma olarak algılarlar. Sonuçta; vajina istem dışı kasılır; cinsel birleşme olanaksız hale gelir.
Nedenleri çoğaltmak mümkündür. "Hastalık yoktur hasta vardır" deyimini anımsatıp; benim şimdiye kadar rastladığım en sık vajinismusa yol açan nedenleri genel olarak sıralayacak olursak:
Kızlık zarının çok değerli ve korunması gereken bir şey olduğu düşüncesi;
Cinsel kimlik bozukluğu yani eşcinsel özdeşleşme;
Cinsel bilgi eksiklikleri;
Geçmişte cinsel tacize veya tecavüze uğrama;
Kızlık zarının yırtılması sırasında korkunç bir acı duyulacağı fikri;
Ağrı ve acı duyulacağına dair korku ve inanışlar;
Ağrı eşiğinin düşük olması;
Utanma ve cinsel duygulardaki baskılanma;
Baskıcı ve otoriter bir baba;
Zayıf; güçsüz yada baskın bir anne;
Pasif; bağımlı yada aşırı anlayışlı koca;
Cinsel uyarılmada problemler;
Vajinal kayganlıkla ilgili problemler;
Cinsel isteksizlik;
Genç kızlık döneminde seksin pis ve kötü olduğunu öğreten yanlış ve katı eğitim tarzı;
Kadının cinsel bir meta veya cinsel bir obje olarak algılanması;
Cinsel organın giriş yerinin bilinmemesi;
Kızlık zarının korunması fikrinin yaşattığı ve şartlandırdığı gerginlik;
Çocuklukta ve grenlikte "bacaklarını kapa"; "eteğini ört" gibi uyarılar;
Cinsel mitler;
Çocukluktan kalma korkular;
Cinsellik konusunda yerleşmiş yanlış ön yargılar;
Katı ahlak kuralları ve tabular;
İlk cinsel ilişki sırasında kadının canının fazla yanması;
Vajinanın içine herhangi bir şey giremeyecek kadar ufak olduğuna dair yanlış inançlar;
Aşırı katı bir toplum düzeni içinde yaşama;
Görücü usulü evlenmeler;
Cinsel ilişkinin çok ağrılı olacağı yanlış bilgisi;
Bilinçdışında yaşanan suçluluk; ayıp; günah gibi fiziksel; kültürel; dinsel ve ahlaki korkular;
Bilinçdışına itilmiş bilinmeyen bir düşünce yada davranışın psikosomatik etkisi;
İlk gece korkusu;
Ağrılı bir jinekolojik muayene;
Simgesel olarak zihninde aşırı büyütülen penis yüzünden çok acı çekme veya parçalanma korkuları;
Geçmişte genital bölgeye gelen bir darbe yada travma;
Gebe kalma korkusu;
Çocuklukta makattan fitil kullanılması;
Uygun olmayan veya istenmeyen bir birliktelikte eşten sakınma;
Bazı enfeksiyonlar ve anormalliklerde vajinismusa yol açabilir. Bunlar: Endometriozis; kronik enfeksiyonlar; ızlık zarının gergin olması vb.
İlk birleşme her zaman acı verir;
Kızlık zarı aile şerefini korur; yırtılır; kanar ve patlar gibi ön yargılar;
Cinsellik erkeklerin gereksinimidir;
Cinsellik kadınları için zorunludur;
Cinsel ilişki kötü ve acı vericidir;
Erkekler potansiyel tehdit kaynağıdır;
Erkekler baskındır;
Vücuda giren bir şey zarar verebilir ve şiddet içerir;
Korku ve öfke daima bastırılmalı; asla dışa vurulmamalıdır;
Kadınlar zayıf ve çaresizdir;
Erkeklere güvenilmez.
O an geldiğinde kişi panik atak benzeri bir durum yaşar. Eşini iter; kasılır. Korkar; bilinci açık olsa da kontrolünü yitirir; kontrol bilinçdışının eline geçer. Kişi bilinçdışı tarafından negatif bir hipnoz transı haline getirilir. Endişe; korku; kaygı duyar. Kişi zamanla aşağıdaki duygu ve düşüncelere kapılabilir:
Duygusal tatminde azalma;
"Herkesin bu kadar kolay yaptığı bir şeyi ben nasıl yapamıyorum?" şeklinde suçluluk;
Utanç duyma;
Kendinden nefret etme;
Hayal kırıklığı hissi;
Aile büyüklerinin veya yakınlarının "Ne zaman çocuk sahibi olacaksınız?" soruları nedeniyle duyulan korku;
Zamanla meydana gelen cinsel isteksizlik vb.
Vajinismusulu Kadınların Ortak Özellikleri
Çocukluk ve gençlik yıllarında ailelerinin iyi kızlarıdırlar; yani kurallara uyan; kızgınlığı dışa vurmayan; sürekli bir kabul ihtiyacı yaşayan kadınlardır;
Cinsel ilişkiyi şiddet veya işgal edilme olarak görürler;
Fiziksel şiddete maruz kalmış veya tanık olmuşlardır; yani kasılma; şiddete karşı önlem olarak ortaya çıkmaktadır;
Cinsel şiddete maruz kalmışlardır;
Her şeyin en kötüsünü düşünürler;
Aileye bağımlıdırlar;
Ahlaki ve cinsel olarak baskıcı ve otoriter bir babaları vardır;
Baba-kız ilişkisinde güçlükler ve çatışmaları vardır;
Cinsellikten hoşlanmayan ve cinselliği bir görev gibi yapan zayıf ve güçsüz bir anneleri vardır;
Duygusal ve ruhsal gelişimleri sağlıklı değildir;
Cinselliği aşağılayan bir aile yapıları vardır yani cinsel organlardan iğrenme veya hoşlanmama; olumsuz dinsel şartlanma vb. durumlar ailelerinde sık görülen yapılardır;
Çocuksu bir kişilikleri vardır; çünkü bu kadınların psikoseksüel gelişimleri biyolojik yaşlarından geridedir. Yani cinsel açıdan hálá çocukturlar.
Cinsel ilişkiye veya penisin vajinaya girmesine karşı fobik bir korku reaksiyonları vardır; hatta bu reaksiyon hastanın bir anlamda panik atak geçirmesine neden olabilir;
Kontrolsüz davranışları vardır;
Bedenlerinden hoşnut olmazlar;
Ya çok çabuk güvenirler ya da güven duymada zorlanırlar; güven duyguları zedelenmiştir;
Çocukluk çağından kalma korkuları sık yaşarlar;
Kaygılı ve tedirgin ruh halleri vardır;
Çocukluklarında ve genç kızlıklarında ailevi sorunları vardır;
Yetişkinliği ve evliliği kabul etmede güçlük çekerler;
Genellikle düşük sosyo-ekonomik ve eğitim düzeyleri vardır;
Kentli kadınlarda daha az; kırsal kesim kadınlarında biraz daha çok görülür;
Okşanmaktan hoşlanırlar hatta klitoris uyarılması ile orgazm olabilirler;
Uyuyan Güzel: Kocalarıyla kardeş gibi yaşayan; çocuksu kadınlardır. Ailelerine bağımlı ve ebedi öğrenci olurlar.
Savaşçı: Seksi; karşı cinsler arası mücadele gibi görürler. Kadınlığın zayıflık ve pasiflik olarak algılanışı acı verir.
Kraliçe Arı: Cinselliği reddederler. Erkeği yalnız soyun devamı için isterler. Onlar için cinsellik kirli ve aşağılayıcıdır.
İyi Kız Sendromu: İlk kez 1976 yılında G.C.MOULTON tarafından okullarında başarılı ve ebeveynleriyle hiçbir ciddi çatışmaları olmayan; edilgen; itaatkâr; boyun eğen; yumuşak başlı kadınların ortak özellikleri tanımlamak için kullanılan bu sendrom; çeşitli kültürlerde erkek ve kız çocukları için kalıplaşmış toplumsal farlılıkları ve inançları esas alır. Yani kız çocuklarının daha uysal; daha söz dinleyen; daha güvensiz; daha yardıma ihtiyaç duyan; başarıya daha az önem veren; daha duygusal; ezbere ve tekrara dayalı işlerde daha yetenekli oldukları düşünülürken; yüksek bilgi işlem düzeyi ve yaratıcılık gerektiren işlerde daha başarısız oldukları kabul edilir. İyi kız sendromu ile birçok cinsel işlev bozukluğu arasında bağlantı vardır. Cinsel terapi için başvuran orgazm olamayan kadınların çoğunun çocukluklarında veya genç kızlıklarında kendilerini iyi kız olarak tanımlamaları hiç şaşırtıcı değildir.
Vajinismusun tanısı ilk cinsel aktivite sırasında olanları çiftin anlatmasıyla konulur. Vajinanın üçte bir dış kısmanda koitusu yani cinsel birleşmeyi engelleyecek boyutta yineleyici ve sürekli olarak istem dışı kasılma olması ilk seferde orta şiddette yaşanır; ancak çoğunlukla ilişkiye izin vermeyecek biçimde ağrılıdır. Bu duruma Primer Vaginismus denir. Primer vajinismusda kişi hayatında hiçbir başarılı cinsel birleşme yaşayamamıştır. Primer vajinismusun altında yatan en önemli sebep korkudur. Daha önce hiç vajinismus problemi olmayanlarda doğum; düşük; kürtaj kötü ve sert yapılan bir jinekolojik muayene sonrası; yırtıklar ve enfeksiyonlara bağlı olarak nadiren görülenlere ise Sekonder Vaginismus denir. Sekonder vajinismus genellikle disparoniye yani ilişki esnasında ağrıya bağlı olarak gelişirken nadiren de daha önceden tedavi olmuş olan kişilerde problemin tekrarlaması şeklinde de oluşabilir.
Vajinismus; cinsel terapi merkezlerine başvuranlar arasında en sık rastlanan şikayetlerden biridir. Yani başvuran kadınların %56-73 ünü vajinismus oluşturmaktadır.
Kızlık zarı; vajinismuslu kadınların kafasındaki çoğu soruların karşılığı olur ve cinsel ilişkide bulunamamasının nedeni olarak "kızlık zarının kalınlığı" gösterilir. Bu nedenle çoğu zaman hymenektomi adı verilen cerrahi bir yöntemle bu zarın kesilmesi operasyonu yapılır. Ama sonrasın da sorun devam edince hasta yıkılır. Uzun süre yardım almak istemez ve tedavi olmak için cesaretini kaybeder. Bilinenin aksine gerçekten cinsel ilişkiye engel olacak kızlık zarının veya vajenin bir anatomik bozukluğun görülme sıklığı ise %1 in altındadır.
Vajinismus; kadın veya erkeğin genital organların anatomik yapısından ilişkisiz bir şekilde ortaya çıkar. "Vajinam çok küçük veya çok dar; bu yüzden cinsel ilişkiye giremiyorum" düşüncesi çok yanlıştır. Çünkü vajina oldukça esnek bir yapıdadır. Cinsel uyarımla birlikte genişler ve uzar. Hatta doğumda bir çocuğun başını çıkaracak kadar genişleyebilir.
Vajinismusta başlangıçta cinsel ilişkiye girmede isteksizlik yoktur ancak ilişki sırasında acı duyma ve zarar görme duygusu ön plandadır; cinsel arzu ve vajende ıslanma mevcuttur. Oysa cinsel soğuklukta temel sorun cinsel ilişkiden zevk almamaktır. Ama her ikisinde de ayıp ve günah duygusu önemli yer tutar. Bununla birlikte bazı kadınlarda da daha önce cinsel ilişkide sorun yokken; sonradan meydana gelen bir cinsel ilişkiye girememe durumu söz konusu olabilir. Bu durumda cinsel soğukluk sekonder vajinismus nedenlerinden biri olabilir.
Vajinismus yalnızca sağlıklı ve mutlu bir cinsel birleşmeye engeldir. Normale göre gebelik şansının az olmasına rağmen; vajen ağzına dökülen spermlerin içeri kaçması sayesinde gebelik oluşabilir. Hatta tüp bebek yöntemiyle çocuk sahibi olunması bile mümkündür. Son yıllarda bakire olup da tüp bebek tedavisi gören hastaların sayısında artış var.
Bazı jinekologlar doğum sırasında vajinismusun kendiliğinden çözülebileceğini düşünseler bile; doğum yapan ve anne olan kadının vajinismusu genellikle devam eder; sonlanmaz. Çünkü bu çiftler genellikle sezaryeni tercih ederler. Hamilelik boyunca çiftlerin aralarındaki problemler de devam eder.
Vajinismuslu kadınlar görücü usulüyle evlenmemişlerse; eş veya sevgililerini otoriter ve baskıcı babalarının aksi özellikteki erkeklerden seçerler. Evlilik öncesi başka kadınlarla yaşadıkları cinsel deneyimleri sınırlı olan eşleri; çoğunlukla aşırı nazik; pasif; girişken olmayan; edilgen erkeklerdir. Tencere ve kapak misali karı-koca birbirini kırmaktan aşırı derecede korkarlar. Vajinismuslu kadınlar nasıl çocukluğunda iyi kız ise eşleri de iyi çocuktur. Yani cinselliğin kötü kadınlar için olduğunu; bir eşin saf ve masum olması gerektiğine inanırlar. Genellikle evlilik öncesi cinsel yakınlaşmaları dokunma ve öpüşmeden ileri gitmeyen çift evlendikten sonra da karşılıklı anlaşarak cinsel ilişkiden kaçar. Çünkü her iki tarafın da cinsel birleşmeyle ilgili bilinçli ve bilinçdışı korkuları vardır. Birleşme gerçekleşmese de; cinsel yaşamları asgari ölçüde devam eder; düzenli olarak sevişirler; sürtünerek boşalabilirler. Hatta sürtünme doğrudan klitorisi uyardığı için vajinismuslu kadınlarda orgazm olma oranı daha da yüksektir. Vajinismus nedeniyle boşanma oranı düşüktür. Çünkü ortak cinsel korkular çifti birbirine yaklaştırmaktadır. Bu nedenle vajinismuslu kadınların partnerlerinin tutumu son derece önemlidir. Eğer erkek kadının korkusunu anlamaya çalışıp ona destek olma yerine; bir an önce cinsel ilişkiyi gerçekleştirip hem kendisine hem eşine hem de ailesine karşı erkekliğini ispatlama gayreti içinde hareket ederse; ki genellikle böyle olur; sorun daha da büyüyecektir. ( İlk gece sonrası eşler olup bitenler konusunda aile büyüklerine hesap vermektedirler. Bu; toplumumuzun hoş olmayan bir adetidir ve sorunu içinden çıkılmaz bir hale getirmektedir.) Vajinismuslu kadınların partnerleri yanlış olarak istenmedikleri; reddedildikleri; yeteri kadar sevilmedikleri duygularına kapılabilirler. Zamanla erkekte sertleşme yetersizliği; cinsel isteksizlik ortaya çıkabilir.
Bilinçdışında geçmişte yaşanmış yada duyulmuş olumsuz bir olayın eşe istemeden yansıtıldığı vajinismus her zaman tedavi edilebilir. Sorunun bilinçdışı istek ve şartlı refleks ile ortaya çıktığından bu nedeni ortadan kaldırmak için bilinçdışı süreçlerde zihinsel manevralar yapıp yeni olumlu şartlı refleks arkları oluşturmak gerekir.
Önce özel bir ilgi ve uzmanlık alanı olan cinsel terapist tarafından çiftin cinsel öyküsü alınır ve cinsel terapistin gerekli gördüğü durumlarda tam bir jinekolojik muayene yapılır. Ama vajinismus sorunu olan kadınların büyük çoğunluğu jinekolojik muayene olmak istemezler hatta muayene hakkında konuşulması bile aynen ilişkide olduğu gibi panik ve korkuya sebep olabilir. Daha sonra bilinç altındaki gereksiz korkuları yenmek için danışanların rahatlatılması; gevşemesi; heyecan ve korkuları yatıştıracak ruhsal bir ortam oluşturulması için cinsel terapiye geçilir. Çifte cesaretli olmaları; başaracaklarına inanmaları ve güvenerek sabırla beklemeleri konusunda telkinlerde bulunulur. Cinsel terapi sırasında çifte ayna tutma egzersizleri; idrar tutma egzersizleri; çatı kaslarını gevşetme ve kasma egzersizleri; kegel egzersizleri; parmak egzersizleri; çubuklarla genişletme egzersizleri; sınırlı penis girişi egzersizleri vb. "invivo duyarsızlaştırma"; "invitro duyarsızlaştırma" ve "pelvik taban rehabilitasyonu" öğretilir. Tedavinin birinci aşamasında invivo duyarsızlaştırmada hastanın kendi vücudunu tanıması için "dokunma ve okşama egzersizleri" ve parmak egzersizleri yaparak; bir anlamda ilişki sırasında ortaya çıkan panik atağın küçük çaplı bir benzerini yaşaması hedeflenir. İnvitro duyarsızlaştırma da ise benzer durum hastanın kendi parmağı ile değil bazı cam tüpler; plastik kanüller veya eşinin parmağı ile sağlanır. Her ikisinde de amaç; vajinanın genişleyebilir bir organ olduğunun kişiye gösterilmesi; ilişki sırasında yaşanan panik atağın küçük bir benzerinin oluşturulması ve bununla başa çıkmayı öğrenmeyi sağlamaktır. Egzersizler sırasında yapay kayganlaştırıcıların kullanılabilir. Bu duyarsızlaştırmayla paralel olarak hastanın pelvis kaslarını tanımasını ve onlara hakim olmasını sağlayan Kegel Egzersizleri de yapılır. Cinsel terapide eşten gelen ruhsal destek çok önemlidir. Tedavinin ikinci aşamasında ise ilişki öncesi ön sevişmenin uzun tutulması ve kadının iyice uyarılmasının üzerinde durulur. Cinsel terapistin uygun görmesi durumunda ilaç tedavisi de uygulanabilir. Cinsel terapi süresi hastalığın şiddetine göre birkaç seanstan 10-12 seansa kadar değişebilir.
Son olarak uygun tedavi yöntemleri ve tecrübeli bir cinsel terapist ile tedavi şansı % 95 -100 dür.
Vajinismus ve Gevşeme Egzersizleri
Bu egzersizde önce duş alınır; eşle birlikte yatakta yan yana sırt üstü yatılır. Derin nefesler alıp verilir. Ayak uçlarınızdan itibaren sırasıyla boynunuza kadar tüm kaslar kasıp gevşetilir. Günde en az 20 dakika yapılmalıdır.
Vajinismus ve Fantezi Modellemesi
Cinsel terapi döneminde her gece yatakta; uyumadan önce; gözler kapalı bir şekilde eşle cinsel birliktelik hayal edilir; buna "fantezi modellemesi" denir. Hayalin gerçekmiş gibi yaşanması önemlidir.
Vajinismus Tedavisinde Parmak Egzersizleri
Cinsel terapide danışan çiftin ve terapistin birlikte aşması gereken üç önemli tabu vardır. Bunlar:
1-Vajene bir şey girmesi tabusu; ( Kişinin kendi parmağını vajene sokması )
2-Vajene bir başkasının bir şeyinin girmesi tabusu ve ( Eşin parmağının vajene sokulması )
3-Vajene penis girmesi tabusu.
Cinsel ilişki sırasında ortaya çıkan panik atağın küçük çaplı bir benzerini yaşatmak ve bununla başa çıkmayı öğretmek için öncelikle hasta kendi parmaklarıyla egzersizlere başlar; daha sonra eşinin parmağı ile egzersize devam edilir. Parmak egzersizlerinde amaç; vajinanın genişleyebilir bir organ olduğunun kişiye gösterilmesidir. Parmak egzersizleri sıcak yumurtayı elde tutmaya benzer. Sıcak yumurta önceleri elde tutulamaz ve elden ele alınarak soğutulmaya çalışılır. Zamanla yumurta soğur ve ellerde yumurtanın sıcaklığına alışır. Yumurta soğudukça kişi rahatlar ve elini yanmaz. Sonunda yumurta soğur; kabuğu kırılır ve afiyetle yenir. Parmak egzersizleri de yumurtanın soğuması gibidir; kişi zamanla panik haline alışır ve yüzleştiği olumsuz duygularla baş etmeyi öğrenir. Sonunda yumurtanın afiyetle yenmesi gibi cinsel ilişki de gerçekleşir.
Egzersizler sırasında yapay kayganlaştırıcıların kullanılabilir. Parmak egzersizlerine geçmeden önce vajinanın nasıl bir organ olduğunun görülmesi için bir ayna karşısında incelemesini içeren ayna tutma egzersizleri yapılır. Daha sonra cinsel terapist tarafından çifte vajinanın çok küçük olduğu konusundaki korkunun hayal ürünü olup gerçeklere dayanmadığı; vajina duvarlarının son derece esnek olduğu; buradan doğum sırasında bir bebeğin kafasının çıkabildiğine göre penisinizin de kolayca geçebileceği izah edildikten sonra; "egzersiz sırasında herhangi bir aşamada rahatsızlık hissederseniz bir sonraki aşamaya geçmeyin ve neyin rahatsızlık verdiğini anlamaya çalışın"; "vajinal kasların sıkıştığını hissettiğinde biraz ara verin" önerilerinden sonra aşağıdaki "parmak egzersiz programı" uygulanır. Bu program kendi parmaklarıyla bireysel ve eşinin parmaklarıyla eşli egzersizi şeklinde iki aşamadan oluşur. Bireysel Parmak Egzersizi kadın için en zor olanıdır; fakat bunu bir kez başarırsa; diğer aşmalar daha kolay gelişecektir.
Bireysel Parmak Egzersizleri
1-Parmak egzersizi öncesi gevşeme egzersizi yapın. Egzersiz boyunca da gevşek olmaya ve gevşekliği korumaya çalışın.
2-Öncelikle bebek yağını elinize ve vajinanıza sürün. Bir elinizle klitorisinizi bulun; belli bir ritimde ve basınçta okşayın. Diğer elinizle göğüslerinizi veya hoşunuza gidecek bir başka bölgenizi okşayın.
3-Uyarıldığınızı düşündüğünüzde vajeninize deliğine dokunun. Parmaklarınızı vajen deliğinin etrafında daire hareketleri yaparak uyarıya devam edin.
4-Sulanma olduğunda iyice kayganlaştırılmış serçe parmağınızın ucunu ilk boğuma kadar sulanmış vajeninize sokun. Kendinizi rahat ve gevşemiş hissedene kadar orada tutun ve bekleyin. Daha sonra daire hareketi yapın.
5-Rahatsanız ikinci boğuma kadar sokun. Yine bir süre bekleyin ve daire hareketi yapın.
6-Hala rahatsanız tamamını sokun; bekleyin ve daire hareketi yapın. Hiç rahatsızlık duymayana kadar egzersize devam edin.
7-Aynı egzersizi daha kalın bir parmak olan orta parmakla tekrarlayın.
8-Aynı egzersizi işaret ve orta parmaklarınızı birleştirerek iki parmakla tekrarlayın. Daha sonra eşli egzersize geçin.
Eşli Parmak Egzersizleri
1-Egzersiz öncesi eşinizle birlikte gevşeme egzersizi yapın.
2-Eşinizle sevişin. Onun sulanmasını sağlayın.
3-Bebek yağını elinize ve eşinizin vajinasına sürün. Bir elinizle klitorisini bulun; belli bir ritimde ve basınçta okşayın. Diğer elinizle eşinizin göğüslerini veya hoşuna gidecek bir başka bölgesini okşayın.
4-Uyarıldığını düşündüğünüzde vajen deliğine dokunun; parmaklarınızı vajen deliğinin etrafında daire hareketleri yaparak uyarıya devam edin.
5-Sulanma arttığında işaret parmağınızı ilk boğuma kadar eşinizin vajenine sokun. Eşiniz kendini rahat ve gevşemiş hissedene kadar orada tutun ve bekleyin. Daha sonra daire hareketi yapın.
6-Eşiniz rahatsa ikinci boğuma kadar sokun. Yine bir süre bekleyin ve daire hareketi yapın.
7-Hala rahatsa tamamını sokun; bekleyin ve daire hareketi yapın.
8-Eşinizden gevşemesini ve vajinasını çevreleyen kasları sıkıp gevşetmesini isteyin. Parmağınızın sıkıldığını hissedin. Eşinizin de parmağınızı sıktığında içinde hissetmesini isteyin.
9-Sonra parmağınızı çok yavaşça ileri geri hareket ettirin ve hızınızı eşinizi rahatsız etmeyecek kadar arttırın.
10-Daha sonra aynı egzersizi işaret ve orta parmaklarınızı birleştirerek iki parmakla tekrarlayın. Daha sonra penis egzersize geçin.
Birkaç hafta yapılan parmak egzersizlerinden sonra sınırlı penis girişi egzersizine geçilir. Sınırlı penis girişi egzersizinde kadının tamamen uyarılmış olmasından ve ekstra kayganlaştırıcı kullanıldıktan sonra; onun istediği kadar yavaş ve nazik olarak hareket etmesine imkan veren kadının üstte olduğu pozisyon seçilir. Başlangıçta fazla sert girmeyip penisin vajinasında bulunmasından kaynaklanan duygulara alışması sağlanır. Bu amaçla önce penis başı vajenin içine yerleştirilir.
Sınırlı Penis Girişi Egzersizleri
1-Egzersiz öncesi eşinizle birlikte gevşeme egzersizi yapın.
2-Eşinizle sevişin. Onun sulanmasını sağlayın.
3-Bebek yağını elinize ve eşinizin vajinasına sürün. Bir elinizle klitorisini bulun; belli bir ritimde ve basınçta okşayın. Diğer elinizle eşinizin göğüslerini veya hoşuna gidecek bir başka bölgesini okşayın.
4-Uyarıldığını düşündüğünüzde vajen deliğine dokunun; parmaklarınızı vajen deliğinin etrafında daire hareketleri yaparak uyarıya devam edin.
5-Sulanma arttığında sırt üstü yatın. Eşiniz üste dizleri bedeninizin her iki tarafında olmak üzere diz çökmesini sağlayın.
6-Eşiniz rahatsa penis başını biraz aşağı doğru indirerek vajenin girişine yerleştirin.
7-Hala rahatsa tamamını penis başını vajene sokun; bekleyin.
8-Herşey yolundaysa eşinizden kalçasını ileri doğru hareket ettirerek penisinizi tamamen içine almasını isteyin ve yine bekleyin.
9-Eşinizden gevşemesini ve vajinasını çevreleyen kasları sıkıp gevşetmesini isteyin. Penisinizin sıkıldığını hissedin. Eşinizin de penisinizi sıktığında içinde hissetmesini isteyin.
10-Sonra eşinizden kalça hareketleri ile çok yavaşça ileri geri hareket etmesini isteyin ve eşinize hızını kendini rahatsız etmeyecek kadar arttırması yönünde telkinde bulunun.
11-Daha sonra aynı egzersizi her gün tekrar edin.
Vajinismus ve Hipnoz
Hipnoz bir uyku değildir; aksine bir uyanıklık; farkındalık ve telkin alabilirliğin arttığı derin bir gevşeme durumdur. Bilinç açık olduğu için hipnoza girildiğinde istemediğiniz bir şey size yaptırılamaz. Vajinismusta hipnoz tek başına yeterli değildir. Önemli olan hipnozu hipnoterapiye çevirmektir. Bunun için hipnoz altında verilen telkinler; zihinsel ve imgesel uygulamalar ile endişe; korku ve kaygılar ortadan kaldırılır. Böylece cinsel ilişkinin ağrı ve acı olmadan olabileceğine dair inanç artar. Bu bağlamda; hipnoterapi ile danışanların kendilerinin bile farkında olmayıp bilinç altına attıkları tüm olumsuz düşünceleri bir yerde su yüzüne çıkararak adeta bir "farkındalık durumu" yaratılmakta ve bu sayede korku ve kaygıların azaltılması sağlanmaktadır. Ortalama 6 seans da hipnoz ile değiştirilmiş bilinç hali oluşturulur; var olan zihnin dirençleri ortadan kaldırılır ve bilinçdışı süreçlerde zihinsel manevralar yapıp yeni olumlu şartlı refleks arkları oluşturulan imgeleme teknikleri ile sonuca varılır. Bilinçdışı olaylar çözülür; şartlı refleks ile cinsel birleşme öncesinde anahtar işaretlerle rahatça kullanabilen gevşeme teknikler