Destek Sitesi platformunda Uzman olmak ister misiniz?

Uzman olmak için Şimdi başvurun.

Ayrılık Kaygı Bozukluğu

Oluşturulma tarihi: 18.02.2025 20:16    Güncellendi: 18.02.2025 20:16

Her çocuk için; anne baba aynı zamanda bir güven kaynağıdır. Çocuklar; doğal olarak; sürekli anne babalarıyla birlikte olmak ister. Ancak; çocukların yaşı ilerledikçe; anne babadan bağımsız hareket etme eğilimlerinin artığı gözlemlenebilir. Tuvaletini kendi başına yapma; kendi yatağında ve kendi başına uyuma; kendi başına oyun oynama vb. gibi. Çocukların bu özellikleri; 4-5 yaşlarına kadar belirginlik kazanmış olması gerekir. Çocukların; anne babadan ayrımlaşmaları; onların aile ve ev dışındaki; özellikle okul ortamına uyum sağlamaları açısından son derece önemlidir. Diğer yandan; çocuğun kişilik gelişimi de; bu temelde olağan seyrini sürdürecektir.

Ayrılık kaygısı bozukluğu; çocuğun anne babadan; evden ya da bağlandığı kişiden (bakıcı; babaanne; anneanne vb) ayrılması sonucu; çocuğun yaşamış olduğu yoğun ve sürekliliği olan endişeli; sıkıntılı olma halidir.

Çocuk anne babadan; evden ya da bağlandığı kişiden ayrılması durumunda; onları kaybedeceği veya başlarına kötü bir iş geleceği endişesi ile; onlardan hiçbir koşulda ayrı kalmayı istemez.

Çocuk; anne baba ya da bağlandığı kişinin yanından ayrılmak istemez; yanında anne baba ya da bağlandığı kişiyi görmedikleri zaman; ağlama veya panik hali görülür; evde ya da odasında yalnız kalmak istemez; misafirlik veya yabancı ortamlarda bulunmaya karşı direnç ve isteksizlik gösterir.

Bu ve benzer durumların yaratmış olduğu; sıkıntı ve endişe duygularının süreklilik arz etmesi; Ayrılık kaygısı bozukluğunun önemli belirtisidir.

Ayrılık kaygısı bozukluğu; çocukların sosyal ortamlara kendi başlarına katılmalarında; engel oluşturur. Bu ise; ileriki dönemlerde; çocukların okula gitme ve benzeri sosyal; işlevsel alanlarda sorunlar yaşamasına neden olur.

Ayrılık kaygısı bozukluğunun gelişmesi ve ortaya çıkmasında birçok faktör etki edebilir. Bu faktörlerden belirleyici olanlar; Aile ve Çocuğun yapısıdır.

Ailenin yapısı; Aşırı koruyucu; aşırı serbest; aile içi şiddet; ebeveynin kaygı düzeyi; yeterli sevgi gösterememe; ilgisizlik; boşanma; ebeveynlerin kronik hastalıkları; yeni kardeş doğumu vb gibi durumlarda; aile çocuğa karşı bağımlı bir tutum geliştirebilir.

Bunun sonucunda;  çocuk da; anne babanın kaygılarını içselleştirerek dış ortamları korkutucu; güvensiz; zarar verici şeklinde algılamasına neden olur ve bağımlılık karşılıklı gelişir. Bu durum; kısır bir döngü şeklinde devam ederek; süreçte çocukta ayrılık kaygısı bozukluğu gelişmesine yol açabilir. Bu ise; çocuğun sosyal ortamlara katılmasını engelleyen; sosyal işlevlerini bozan; sonuçlar olarak şekillenir.

Çocuğun yapısı.  Alıngan; içe dönüklük; utangaç; çekingen olma vb gibi kişilik özellikleri olan çocuklar; ayrılık kaygısı bozukluğu gelişmesine yatkın olabilir. Hepimizin; fiziksel özellikleri gibi; mizaç özelliklerimiz de kalıtımsal geçer. Çok çocuklu ailelerde; her kardeşin mizaç özellikleri farklıdır. Aynı anne babadan olmalarına karşın; birisi çekingen yapıda; diğeri girişken; bir diğeri hassas bir yapıda olabilir. Bu yapılar; çocuklarımızla olan ilişkilerimizde; anne babaların doğru davranış geliştirmesinde önemli faktörlerdir.

Mesela bir çocuğu; ne kadar aileye bağımlı yapmaya çalışsak da; çocuğun yapısı gereği bu mümkün olmayabilir; ancak diğer kardeşin; yapısı gereği bağımlılık gelişebilir.

ÖNERİLER

Ayrılık kaygısı bozukluğu önemsenmesi gereken bir sorundur. Tedavi edilmediği ya da görmezden gelinmesi durumunda; çocuğun ileriki yaşlarda farklı ruhsal sorunlarla karşılaşmasına neden olabilir.

Anne Babalar; öncelikle Ayrılık kaygısı bozukluğu hakkında yeterli bilgi sahibi olmalıdır. Bu konuda gerekli uzman desteği alınmalıdır

Ancak; şu da bilinmeli ki; bazı durumlarda; Ayrılık kaygısı bozukluğu çok dirençli olabilmektedir. Bu durumlarda; sadece olumlu anne baba tutumları; çocukların kaygılarını azaltma da yeterli olmayabilir. Dirençli; uzun süreli; düzelmeyen durumlarda Anne babanın gerekli uzman desteği alması; sorunun çözümüne yardımcı olacaktır.

 “Çocuklar hepimizin geleceğidir.”



Sayfa içeriği sadece bilgilendirme amaçlıdır; tanı ve tedavi için mutlaka doktorunuza başvurunuz.