Meme kanseri en sık kadınlarda görülüyor. Erkeklerde görülme oranı; yüzde 1’den daha az.
Yaş:
Meme kanseri çoğunlukla 50 yaş ve üzerinde görülüyor. 35 yaş ve altında rastlanma sıklığı daha az. 2000-2004 yılları arasındaki Amerikalı kadınlardaki meme kanseri insidansı 30-34 yaş grubunda 100 binde 25 iken; 45-49 yaş grubunda 100 binde 190 a ve 70-74 yaş grubunda ise 100 binde 455 e yükseliyor. Herediter (kalıtsal) meme kanseri veya genetik bozukluklar nedeniyle oluşmuş meme kanserleri genç yaşlardaki kadınlarda daha sık görülüyor.
Aile hikayesi
Özellikle anne tarafından 1. derece akrabasında (anne; teyze; anneanne; kızı) meme kanseri hikayesi olması önemli bir risk faktörü kabul ediliyor. Bu akrabaların meme kanserine menopoz öncesi yakalanmaları ve/veya çift taraflı meme kanseri olmaları; riski daha da artıyor.
Östrojen hormonu:
Bir kadın ilk adetini ne kadar erken görürse (örneğin 12 yaştan önce) ve menopoza ne kadar geç girerse (örneğin 55 yaş); meme kanserine yakalanma riski o kadar artıyor. Doğum kontrol hapı kullanmanın da; çok düşük oranda olsa bile meme kanseri riskini artırdığı düşünülüyor.
Menopoz sonrası hormon tedavisi:
Menopoz dönemindeki; sıcak basması gibi sorunların önlenmesi amacıyla kadın hastalıkları ve doğum uzmanlarınca uzun süreli reçete edilen (5 yıl veya daha fazla süreyle) östrojen ve medroksiprogesteron asetat içeren kombine hormon ilaçları; meme kanseri riskini sadece östrojen içeren hormon ilaçlarına kıyasla daha çok artırıyor.
Geçirilmiş meme biyopsisi:
Meme biyopsilerinde saptanan orta dereceli hiperplaziler meme kanseri riskini 1;5-2 kat (hafif derecede); atipik duktal hiperplazi 3-5 kat (orta derecede) ve lobüler karsinoma in situ (yayılma göstermeyen) veya aile hikayesi ile beraber atipik duktal hiperplazi ya da lobüler hiperplazi varlığı riski 8-10 kat (yüksek derecede) artırıyor.
Meme kanseri hikayesi:
Bir kadının bir memesinde daha önce kanser gelişmiş olması; ileride diğer memesinde de kanser gelişmesi riskini yaklaşık 2 kat artırıyor.
Işınlanma (radyoterapi):
Çocukluk çağında başka kanserler nedeniyle (lenf kanseri vb.) göğüs ışınlaması geçirenlerde; meme kanseri görülme sıklığı artıyor.
Beslenme ve çevre faktörleri:
Yağ bakımından zengin beslenme şekli ve kilo alma; özellikle menopozdaki kadınlarda meme kanseri riskini artırıyor. Alkol kullanımı (günde bir kadehten fazla) yine riski artırırken; sigaranın etkisi hala tartışılıyor. Düzenli egzersiz ve fiziksel aktiviteninse meme kanseri riskini azalttığı biliniyor.
Genetik bozukluklar:
Herediter (kalıtsal) meme kanseri genleri (BRCA1 ve BRCA2) tüm meme kanserlerinin yüzde 5-10 unu oluşturuyor.
Kimler risk altında?
Ailede bir veya birden fazla; birinci ya da ikinci derece akrabasında meme kanseri bulunması kalıtsal meme kanserini düşündürüyor. Bununla birlikte meme kanserinin 20-30 gibi çok genç yaşlarda özellikle yumurtalık kanseri ile birlikte görülmesi de kalıtsal meme kanserini akla getiriyor. Annede veya kız kardeşte meme kanseri bulunması ciddi bir risk faktörü kabul ediliyor.