Mahremiyet ya da kişisel gizlilik; "bireye ait olan; fakat gizli olmayabilen; açığa çıkartılmaması gereken; paylaşılması için bireyin iznini gerektiren veri veya bilgi" olarak tanımlanmaktadır. Mahremiyet konusuyla ilgili en kapsamlı çalışmaları yapan Irwin Altman (1975) a göre mahremiyet insanın temel gereksinimlerinden biridir ve bu kavram insanların bulunduğu her ortamda; insana ait her alanda kullanılmaktadır. Mahremiyetinin korunamaması duygusu hasta bireyde önemli bir stres kaynağıdır. Zorunlu ya da istemeyerek bireyin kişisel alanlarına girilmesi kişinin zarar görmesine ve sosyal toplumdan geri çekilmesine neden olmaktadır. Doğum kadının kişisel kontrolünün azaldığı; mahremiyetini koruyamama endişesi yaşadığı; daha çok bilgiye ve ilgiye gereksinim duyduğu özel bir durumdur. Kadın sağlığı hizmetlerinde; gizliliği yok sayma riski olan bazı özel müdahaleler ve muayeneler mevcuttur. Günümüzde; hastanın mahremiyetinin korunması ve sürdürülmesi gerek tüm sağlık hizmetlerinde; gerekse hemşirelik hizmetlerinde kalitenin en önemli parçasından biridir. Özellikle perinatal hizmetlerde gebelik; doğum ve doğum sonu süreçlerinde bireysel ve çevresel birçok etken kişiyi etkilemektedir. "Hasta" ya da "sağlık danışanı" rolünde iken bireylere fiziksel; psikolojik; sosyal ve bilgisel olarak yakın bir konumda çalışan ebe ve hemşireler için bu konu ilgilenilmesi ve irdelenmesi gereken önemli bir konudur.