Hareketsiz yaşam tarzı ve obezite; gebe kalma şansını azaltarak; kısırlığa neden oluyor. Doğurganlığın tekrar kazanılabilmesi için anne adayının kilo vermesi; egzersiz ve ilaç tedavisiyle hormonal bozuklukların giderilmesi gerekiyor.
Teknolojik gelişmelerin beraberinde getirdiği hareketsiz yaşam tarzı obeziteye neden olarak; üreme sağlığını tehdit ediyor. Bu nedenle her geçen yıl daha fazla aile normal yolla çocuk sahibi olamadığı için yardımcı üreme tekniklerine başvuruyor. Kadınlarda obezite; hormonları etkileyerek adet düzensizliğine ve bunun sonucunda kısırlığa neden olur. Eğer hamilelikte obezite söz konusu ise; bebeğin sağlıklı gelişim şansı azalır ve gebelikte düşük riski yüksektir.
Tekrarlayan düşüklerde doğurganlığın tekrar kazanılabilmesi için anne adayının kilo vermesi; egzersiz ve ilaç tedavisiyle hormonal bozuklukların giderilmesi gerekir.
Tüp bebek tedavisinde şişman kadınlarda başarının daha az olduğu bilinmektedir. Kilosu ideal vücut ağırlığına göre fazla olanlar; yardımla üreme tedavilerinde yumurtlamayı stimüle edici tedavilere iyi yanıt vermez. Yumurtlama bozukluğu; gebe kalmakta karşılan en önemli sorunlar arasında yer alır. Hormonal problemler; tiroid ve böbrek üstü bezlerindeki bozukluklar; stres; aşırı kilo kaybı ve kilo artışı yumurtlamada düzensizliklere yol açabilir. Kilosu yüksek olanların insülin metabolizmasındaki ve hormon seviyesindeki değişiklikler; yumurta ve embriyo kalitelerini negatif yönde etkileyebilmektedir. Bu durum embriyonun rahime tutunmasını; gebe kalmayı ya da gebeliğin devamını olumsuz yönde etkiler.
Anne adayında aşırı kilo; erkeklik hormonunda artışa sebep olabilir. Vücut da periferik yağ dokusundan veya yumurtalardaki minik kistçiklerin çeperinden salgılanan erkeklik hormonları yumurtlama mekanizmasının bozulmasına; yumurta kalitesinin de düşmesine sebep olmaktadır. Bu şekilde yapılacak bir takım hormon testleri ve kan biyokimyası ile olası bir sorun belirlenerek; multidisipliner bir yaklaşımla tedavi yoluna gidilebilir. Gerekirse diyetisyen eşliğinde kullanılacak ilaçlar; yapılacak uygun diyet ve egzersiz ile kilo verdikten sonra tedaviye başlanması hem gebelik şansını arttıracak; hem de hastaları gebelikte oluşabilecek obeziteye bağlı sorunlardan da koruyacaktır. Bunlar arasında hipertansiyon; diyabet; iri bebek; zor doğum ve doğum sonrası bebeğe ilişkin bazı sorunlar sayılabilir.
Hamilelik döneminde anne sağlığı; bebeğin gelişimi ve genetik yapısı için oldukça önem taşır. Çocuk sahibi olmak isteyen çiftlerin; beslenmelerine ve kilolarına bu süreçte dikkat etmeleri gerekir. Hamilelik döneminde bazı hazır gıdalar katkı maddeleri ve koruyucu maddeler içerdiği için hamilelikte kullanılması sakınca içerebilir. Bu gıdaların üretimi sırasında kullanılan kimyasallar; anne ve bebek sağlığı açısından ciddi risk oluşturur. Zararları tartışılmaz genetiği değiştirilmiş organizma içeren (GDO) ürünler; bebeğin gelişimini olumsuz yönde etkiler ve düşük riskini arttırır.
Bütün bu nedenlerden dolayı mümkün olduğunca hazır gıdalardan uzak durulmalı; organik ve taze gıdalarla evde pişirilecek yemekler tercih edilmelidir. Eğer bu mümkün değilse; taze sebze ve meyvelerin kimyasal kalıntılardan arındırılması için iyice yıkanması; sebze ve meyvelerin normalde yetişmiş olduğu mevsimde tüketilmesini öneriyoruz.
Örneğin kışın domates tüketiminin tercih edilmemesi yararlı olacaktır. Ayrıca; kola; çay ve kahve tüketimine dikkat edilmeli; bu içecekler fazla miktarda tüketilmemelidir. Alkol bebeğin gelişimine zarar verdiği için; hamilelik döneminde az miktarda dahi olsa alkol kullanılmamalıdır.