Destek Sitesi platformunda Uzman olmak ister misiniz?

Uzman olmak için Şimdi başvurun.

Film Değerlendirme Yazısı: Hayat Var

Oluşturulma tarihi: 18.02.2025 20:08    Güncellendi: 18.02.2025 20:08

Filmin adını baz alarak yapabileceğimiz tüm öngörüler; zannediyorum ki bu senaryo için çok iyimser kalırdı. 13-14 yaşlarında bir genç kız; Hayat; yatalak dedesi ve babasıyla bir yaşam sürmekte. Aynı evin içinde barınmaktan kasıtsa yaşamak; evet; üçü bir arada idare ediyor gibi görünüyorlar. Fakat işin perde arkasında; özellikle Hayat için; güçlüklerle dolu bir yaşantı var. Anne ve baba boşanmış; diğer deyişle parçalanmış bir ailenin meyvesi Hayat. Haftanın neredeyse her gününü babası ve dedesiyle yaşadığı evde geçirirken; bir gün ya da belki birkaç saat için de annesi ve yeni eşiyle birlikte kalıyor. Yeni doğmuş bir erkek evlat... Muhtemeldir; aynı evde yaşasalardı annesi; oğluyla ilgilenmesi için Hayat’ı bir hizmetçi gibi kullanırdı. Görüştükleri kısacık zaman diliminde bile; ‘’Kızım; versene mamasını!’’ ikazıyla; adeta bebeğe bakım vermekle yükümlü bir çalışan olduğunu hatırlatıyordu. Sert çıkışları bununla sınırlı kalmamıştı gördüğüm kadarıyla. Erinlik dönemine ilk adımı; adet görmeye başladığı gün; annesinin ‘’Kadın oldun!’’ diyerek bir tokat çarpması; seyir esnasında beni şoka uğrattı. Bu sürecin genç için daha anlamlı ve korkusuz; kaygısız ilerleyebilmesi adına; ebeveynlerin çok dikkatli; temkinli ve anlayışlı olması gerekir. Bir genç kızın büyüdüğüne şahitlik etmek; ana baba için çok anlamlı ve özel algılanmalıdır. Bu süreçte; uygun şekilde bilgi aktarımı ve sosyal destek ile gencin yaşayacağı kaygılar azaltılmalı; yaşanılan değişmelerin natürelliği ve herkesçe yaşanır olduğu bilgisi de ekstra sunulmalıdır.

Hayat’ın psikoseksüel gelişim evrelerinde bir takılma yaşadığını düşünmekle beraber; sıkça kameraya yansıyan birkaç kare ile bu fikri destekliyorum: Elini ağzına götürüp parmağını emdiği ve bir keresinde de bebek emziğini taktığını görüyoruz. Gelişim evrelerindeki bu aksaklık; sanıyorum yalnız bununla sınırlı değil. Bu genç kızın; sözlü ve sözsüz iletişimde yaşına nazaran geri dönük hal ve hareketler içerisinde olduğunu gözlemledim. Bu gerilikte; bizzat anne ve babanın payının olduğunun anlaşılması zor olmadı. Özellikle; her gün birlikte kısa süreli seyahat halinde olmalarına rağmen baba ile kızın güçlü bir iletişim kuramadıklarını gördük. İletişim kopukluğu yahut hiç denecek kadar az olması; Hayat’ın yaşına uygun kelime ve cümle tercihi ve tavır ve davranışlarındaki yansımayı etkilemiştir. 13-14 yaşlarında bir genç kızın üretebileceği ifadelerden yoksun; fakir bir dili vardır. Filmde; belki de yönetmenin vermek istediği mesajlarını kapsaması nedeniyle genç kız pek konuşturulmamıştır; konuştuğu sıralarda da üç beş kelimeden öte cümle kurmamıştır.

Hayat; sürekli televizyon karşısında; ebeveyn denetiminden mahrum; içi doldurulmamış bir yaşam sürmektedir. Anlaşılan; televizyondan öğrendiği şarkıları mırıldanıp; kendince melodiler kurarak keyiflenmektedir. Aynı zamanda; okul korosunda şarkı söylemektedir. Tüm bu hayat karmaşasının içinde; kendisine bir çıkış yolu arar gibi; film boyunca müzikten aldığı güçle ayakta durmuştur. İzlerken şaştığım bir diğer nokta; Hayat’ın dinlemekten keyif aldığı şarkıların yine yaşına yakışır olmamasıydı. Bu kez farklı olarak; yaşına hitap etmeyen; daha olgun şarkılar tercih ettiğini görüyoruz.

Kısa da olsa; yatalak dedeye birkaç söz ayırmak istiyorum. Hayat’ın üstüne gelişigüzel atılmış koca bir yük daha... Yalnız torunluk etmek; el öpüp su getirmekten ötesi olunca ‘’yük’’ diye adlandırmak absürt gelmesin kulağa. Yemek; içmek; yıkanmak türevi de dahil dedesinin tüm ihtiyaçlarını karşılıyor Hayat. Belki de bu yakınlıktan doğan ufak tefek benzerlikleri mevcut dede torunun. Agresif; huysuz; ağzı bozuk dede; aynen anne ve babanın genç kızda bıraktığı tahribat gibi başka oluklar oluşturuyor.

Değinmeden geçmemek lazım olan bir konu: cinsel taciz. Mahalle bakkalında yaşadığı talihsiz olay; anlaşılan Hayat için bir anlam taburesine oturamamış. Sonrasında; ikinci bir kez maruz kaldığını zannediyorum; tekrarlanan acı vaka; Hayat için daha anlaşılır olmaya başlıyor. Bu deneyimi; muhtemeldir ki korkunç bir anı olarak yerleşiyor. Gayriihtiyari; sandalla gezinen bir beye; ‘’Abi; benimle evlenir misin?’’ deyişindeki safça anlayışın altında; bu yolla kendini kurtarmak isteğinin yattığını anlıyorum.

Özetle; filmden çıkarılacak çok mesaj vardı. Görmekte zorlandığımız hayatlara ışık tutarak; bizi o hayatların içinden insanların yaşamlarına ortak etti. Bir genç kızın yaşadığı zorluklar; anne ve babanın kişinin çok yönlü gelişimindeki etkisi; kişinin bizzat kim olduğuna nasıl şekil verdikleri açıkça görülüyordu. Tüm bu olayların içinden sıyrılıp kendine yeni bir senaryo çizen Hayat; son sahnede görünen o ki; şimdi asıl kimliğini arayış çabasında!



Sayfa içeriği sadece bilgilendirme amaçlıdır; tanı ve tedavi için mutlaka doktorunuza başvurunuz.